"bana mazeretini değil, maharetini göster." işte bu söz zamanla benim mottom olmuştur ve ne zaman köşeye sıkışsam ilham aldığım cümlelerden biri olmuştur.
memleketten uzakta okunan 5 yıllık üniversite sonucunda alınan diploma eve gelir gelmez heyecanla babaya gösterilir. duygusal bir an beklenmektedir. baba diplomayı eline alıp, dikkatle bakıp, * sonrasında bana sarılıp ağlanması gereken takribi 10 saniyeden sonra dudaklarını araladığında, gözlerim tam dolu doluyken;
öğrenciyken ailemden uzak kaldığım süreçteki bir diyalog.
- Nasılsın oğlum?
- iyiyim baba... Sen nasılsın?
- Ben de iyiyim oğlum. Annen kardeşin ve ben kebap yedik az önce... Senin hesabına da para yatırdım. O parayla sen de kebap ye evladım.
- Ya baba benim param vardı.
- Olsun oğlum benim boğazımdan geçmedi.