"sen benim için bembeyaz bi güzellik, altın değerinde bi çocuksun. affet kızım.."
babayla edilen hayatın en büyük kavgasının sabahında dökülüyorsa babanın ağzından bu cümleler, pişmanlığın doruk noktalarından bakıyorsa gözlerinizin içine, ve bir gece önceki 'bi daha asla yüzüne bakmıcam, babam yok artık benim!' şeklindeki atıp tutmalarınızı unutturuveriyorsa bir anda, ağlama krizine tutulup babanıza bir kere daha aşık olmanıza neden olabilir bu sözler..
rahmetliyle ilgili komik bir anımdır. eve iki adet yavru köpek gelmiştir. kendisi dindar bir adamdı ve yok köpek olan evde namaz kılınmaz melekler gelmez muhabbeti yapsa da evde ki çocuk sayısı sebebi ile köpekler sokağa atılmamıştı. rahmetlinin bir diğer özelliği de uykuyu çok sevmesi.
Bir gün eve geldim. bir baktım köpekler yok. neyse ki gerçek anlaşıldı. babam kanepede uyuyor. üstünde battaniye. yastıkta ise toplam üç kafa var.
annem kızıyor -neden köpekleri kanepeye çıkarıyorsun diye. babam uyku sersemi yukardakini söylüyor.
"aptal insanlar sürekli kendi yaptıkları hatalardan ders alırlar, ama akıllı insanlar başkalarının hatalarından da kendilerine ders çıkartırlar." Sevgili Babam.
türkiye - ukranya maçında yıllar önce ,bunların bize yatması lazım enişteleri sayılırız ülkenin yarısı burda zaten demişti adam.ulan artık nasıl yakinen takip ediyorsa alemlerde.
8 adet dikişimi cımbız ve ustra yardımıyla aldıktan sonra "sen okumuş adamsın nasıl yaptın bunu. karacahil misin oğlum sen" sözleri. vallahi senede 2 defa yüzünü gördüğüm bir adamdan işittiğim en ağır sözdü benim için. *
her seferinde kendi dondurmamı bitirdikten sonra babamın dondurmasına göz dikerek elinden almam sonrasında sarfettiği cümle:
"babam olsun ağzı olmasın"
biraz daha okumaya devam edersen milli eğitim den emekli olacaksın demesi. bunu da şehir dışında üniversiteye göndermemesi sonucu bir kaç yıl aradan sonra tekrar okula başladığım anda söylenmiş özlü sözdür.