trafik kazası geçirdiğim gün annem ve ablamla yanımda refakatçi olarak kaldığı, bütün gece çaktırmadan ağladığı ve sabah olduğunda saçlarına yıldız düştüğünü gördüğüm an.
sadece bu değil. gün gelip olmasa bile biliyor, anlıyor ve inanıyor olacağım beni sevdiğine.
kaç erkek var, hem hayatınızda varken hem de yokken sevgisinden emin olacağınız? sadece baba, babam.
her akşam eve gelip yüzüme bakışında, kızım dediğinde, derdimi dinlediğinde, kızmış olsa bile gözlerimin içine sevgi dolu bakışında, sarılışında.. bütün bunları yapmasa bile sadece duruşunda..
biliyorum onun sevgisi benim hissettiğim her anda.
sene 90 baba şırnakta askerlik yapmaktadır. Operasyonlara katıldığından dolayı ayda 1 sadece 1-2 jeton uzunluğunda görüşmeler yapılmaktadır. Gece gündüz ondan gelicek haberi bekleyen telefon başında nöbet tutan annesi babası kardeşi eşi ve kızı -chimeneyes-her telefon çalışında önce telefonu kapıp konuşabilmek için beklemektedirler. Telefonla konuşma sırası ona geldiğinde kapanan telefonlardan sıkılan chimeneyes kıyameti koparıp telefonu eline alan ilk insan olduğunda 2 jeton süresi boyunca babayla karşılıklı iç geçirerek usul usul ağlamaları ve diğer sevenleriyle konuşmak için bir ay daha beklemekten dolayı babanın asla tek kelime etmediği anlardır. ***
yaşınızı başınızı almış bir dönemde iken ondan hiç beklemeyeceğiniz bir hareket olarak bir pazar sabahı siz uyurken size kahvaltı hazırlayıp sizi uyandırarak dumura uğratması, daha ilk dumuru atlatamayarak sanki bir rüyadaymışsınız birazdan uyanırım endişesi ile kahvaltı ettikten sonra siz sofrayı toplarken babanızın ömrünüzde bile göremeyeceğiniz ikinci hareketini yapması yani bulaşıkları yıkaması. ***
içimi acıtan başlık, içimi acıtan anılar. Geç anladım babamın beni ne kadar sevdiğini.
"Ben antalyaya yerleşeceğim" diye tutturduğu dönemde, ne eşi ne kardeşi ne dostu kimseyi takmazken ayda bir anca gördüğü kızının, benim "baba benden uzaklara gitme" demem üzerine, "seni heryerden, herşeyden çok seviyorum. senden uzak nerelere gidebilirim ki" dediğinde anladım.
"Yavrum seni çok seviyorum, senin gibi bir evladım olduğu için gururluyum. en büyük hazinem" dediğinde anladım.
1 haftalık yurtdışı seyahati dönüşü babama geldim diye haber vermeyi unutunca önce telefonda azarlayıp, bir kaç dk sonra "gelişini ne kadar merak ettiğimi bir gün anlayacaksın, seni seviyorum" diye mesaj attığında anladım.
Babamda 2 gün kalacağım diye gidip, 1.günün akşamı dönmek zorunda kaldığımda "hasretinden bir gram bile eksiltmeden gidivermişsin be güzel kızım, canım kızım. seni çok çok çok seviyorum, bu yüzden zor da olsa bir gramlarla idare etmeye çalışıyorum. Kendine iyi bak, senin varlığına çok ihtiyacım var" diye mesaj attığında anladım.
Peki babama olan sevgimi ne zaman anladım: Hayatımın en kötü gününde 24 saat boyunca artık çevremdekileri endişelendirecek şekilde gözümden bir damla yaş gelemiyorken, "ben iyiyim, yıkılmadım ayaktayım" duruşumu korumaya çalışırken; babamın olayı haber alıp gelmesi sonucu, onu kapıda endişeden üzüntüden çökmüş bir halde görüp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayınca, bana sarılıp "ben hep yanındayım, ben sağ olduğum sürece hiçbir şeyden korkma" dediğinde içime yayılan huzur ve rahatlık hissiyle anladım.
Yanımda olabilecekken benden ayrı kaldığın/kalmayı tercih ettiğin 20 yıl senin de canını yakıyor baba biliyorum... Şu an ameliyattasın, yanında olamıyorum :(((
" men bu yerde yaşalmadım
yaşlığıma toyalmadım
vatanıma asret oldım
ey, guzel qırım"
o öne eğilen başlar uzun süre kalkamaz yerinden.
Babanız utanmasa ağlayacak duruma gelmiştir.
Siz de onun o ağlamaklı halinde kendinizi görürsünüz.Onun bir parçası olduğunuzu,ondan kopamayacağınızı.
Her bakışında anlarım ama unutamadığım anlardan biri:
üniversiteyi kazandım işte yurda faln yazıldım, gidiyorum artık. beni otobüse bindirirken resmen ağladı. işte ozaman yanımda, arkamda , sağımda, solumda hissettiğim her yerde , yaşadığım sürece her anlamda yanımda olucak insanın babam olduğunu anladıM.
ameliyat olmuştur, bin türlü sıkıntısı ağrısı sızısı vardır, şehirdışından gelmişsindir ve seni görünce sanki öylesine orda yatıyomuş hiç bir şeyi yokmuş gibi pozlara girip seni üzmemeye çalıştığı andır.