yazları inşaatta çalışıp babanızın ne kadar zor para kazandığını anlayabilirsiniz.Yazın 40 derece sıcakta güneşte,kışın eksi 10 derecede soğukta çalışmak ne kadar zordur malum.Allah hepsine güç versin.
evimiz babamın çalıştığı inşaatın karşısındaydı, parasız yatılıyı kazanamayınca, bir yıl gidip geldim onla beraber. küçük bir semer yaptılar 5 kat tuğla taşıyordum, ilk gün hayatımın en zor günüydü. bir gün akşam eve geldik, babam sızlandığımı görünce valizin birinden bir gravat çıkardı ve duvara astı ardından o tarihi öğüdünü verdi.
parası iyi derler, ama yaptığı iş kışın bir zor, yazın başka bir zor. ve aşırı ağır. Çalıştım o adamın yanında ve sadece getir-götür işi yaptığım halde ölüyorum zannettim. Babamın nasıl dayandığını sorguladım. Dayanamayıp ağladığım geceler oldu. Ne yapsam emeğinin karşılığını veremem gerçekten. Ona layık bir evlat olmaya çalıştım, ama karşıma öyle engeller çıktıki, o engelleri aşamadım. Ve bu da bana zarar verdi.
Ve kendi emeğinin karşılığını da alamıyor. Şu an toplasan çevredeki borçları 15-20 bin tl eder. Onun bunun ağız kokusunu çekmekte cabası. Tek isteği okumamız ve onun gibi olmamamız. Bunları söylerken bile adamın içi titriyor.
Kendimi istedi? hayır. Dedemin suçu! Kim oğlunu 16 yaşında istanbul'a okumak yerine inşaata gönderir ki. Göndermiş işte.
Şimdi her inşaat önünden geçerken, o paslı demirleri gördüğümde içim acıyor. Benim babam bu demirlerle boğuşuyor, ben 2 sayfa kitabı alt edemiyorum diyorum. Bu dahada koyuyor.
diğer her türlüsü gibi normal olan durumdur. nitekim gel gör ki inşaat işçileri çok para sıkıntısı çekiyor be sözlük. amına kodumun sektöründe deli para dönüyor, para işçiye gelene kadar kırk kere tıkanıyor amk.
babanızın asıl mesleği bankacıysa ve hafta sonları, mesai sonrası bu işi yapıp sizin ve kardeşlerinizin okul masraflarını yetiştirmeye çalışmışsa geriye dönüp baktığınızda içinizin sızlamasına sebep olan durumdur.
inşaatta çalışması utanılacak ya da gurur duyulacak bir durum değildir elbette neticede tüm diğer işler gibi bir para kazanma biçimidir. lakin bugün masanızın başında yayıla yayıla mesai saatini doldurup akşam için arkadaşlarla plan yapma derdindeyken ya da eve gitsem de ayaklarımı uzatıp yatsam hayali kurarken aklınıza gelir birden, tüm günün yorgunluğunun sindiği takım elbisesini çıkarıp, eski kıyafetleri giyerek inşaata giden babanız, sonra utandırır insanı kendinden.
Onur duyulacak bi tarafı yoktur. Ancak utanılacak bir durum da yok.
Ama şunu da söylemek gerek; ilk okulda hocanın "baban ne iş yapar" sorusuna inşaat işçisi yanıtını veren çocuğa nasıl bir gözle bakıldığını o çocuktan başka kimse bilemez.
o çocuk utanmaz, ama başkaları onun yerine zaten utanır.
Bir arkadaşımın babası da çöpçüydü. Doğduğumuzda ailemizi seçebilseydik ben yine kendi ailemi seçerdim demişti. Ben böyle bir arkadaşa sahip olduğum için çok mutluyum.