arabayı daha ilk defa kullanmaya başladım babamdan yardım istedim. sağolsun o da öğretmeye çalıştı sürdüm biraz sonra beni bir yere getirdi ki sormayın.böyle ucu bucağı görünmeyen bir yokuş.(ya da o an bana öyle gözüktü bilemiyorum.) babama baktım bu ne nasıl sürerim der gibi. cevabı yapıştırdı " arabayı iyi kullanmak istiyorsan yokuşta öğrenirsin burda kaldırabilirsen sorunsuz sürersin." diye . o korku ve tedirginlikle bismillah çekerek çıktık. sonra bir de yokuşun ortasında durdurdu,kaldırdı,durdurdu kaldırdı. sonuçta kazasız belasız çıktık ama ömrümden ömür gitmişti. nitekim gerçekten etkisi oldu o yokuşun o korkudan sonra diğer yollar kolay gelmişti.
asla denenmemesi gereken bir tecrübedir, hatta araç kullanmayı öğrendikten sonra bile babanın yanında araç kullanmak sinir katsayınızın artmasına sebep olabilir.
arabasını yağmurda pislenir diye çıkartmayan , ayakkabıların kirliyse eğer paspaslara gazete serip öyle otutturan, arabada sigara içirttirmeyen, araba toz olmasın diye cam bile açtıttırmayan sevgili babacım ben araba kullanmayı öğreneyim diye o arabanın girmediği çukur, tümsek hiçbir şey kalmadı. Tozun dumanın içinde bana araba kullanmayı öğretti. Konu araba olunca taviz vermeyen sinirli baba gitti yerine melek gibi bir baba geldi. Ben baba olsaydım eğer o güzelim arabayı çocuğuma piç etsin diye vermezdim. Veremezdim.
bir baba için babalık duygularının nirvanasına ulaştığı andır. trafiğin direksiyon çevirmek dışında bir sinir harbi yaşattığına şahit olur çocuklar. hatta bazı çocuklar bu testi geçemeyerek, arabadan soğuduğu görülmüştür. piç zihniyetli çocuklarla denenmemesi gerekir, zira babasına kızıp, bir kamyonun altında can vermeyi göze bile alabilir.
canım babamın büyük bir sabır ve özveriyle bana yaptığı güzellik. o kadar güzel ve sakin bir şekilde öğretti ki, yukarıda yazılan olumsuz ve komik durumlar bana yabancı geliyor... araba kullanmayı ilk öğrendiğim ve tek başıma tali yolda trafiğe çıktığım gün, ablama hava yapacam diye gaza gelip, içi yolcu dolu minibüse bindirmiştim. aradan 14 yıl geçti, %100 haksız olan ben olmama rağmen babam hala bana toz kondurmaz . '' minibüs şöförü hatalıydı, kızım güzel güzel kullanırken minibüs aniden durdu, kızımın kurtarma şansı yoktu'' diye savunur beni...
ayıptır söylemesi kapımızın önünde dikilmiş, az sonra olacaktan habersiz mevsimlik meyve yiyoruz. mercedes marka serisini hatırlayamadığım arabayı, babasının direktifleriyle kullanan ablamız, tam karşı komşumuzun garajına geri geri girecek. Neyse efendim; bizim duvara aracın burnunu verdi, amcanın el hareketiyle vitesi şöyle bi oynadı. Ikisi de başlarını çevirip, arkaya bakıyorlar. Ablamız gaza nasıl bi bastı; araba aşağı yukarı 1 1.5 metreden küüth bizim duvara bindirdi. ulan gülsek olmuyor, gülmesek olmuyor. Işin ilginç tarafı araçtan indiler, kız tamam neyse de amca da şoka girdi gibi bişey oldu. Aracı bizim patron koymuştu garaja.
Velhasıl kelam güzel kardeşlerim, eger hanım kardeşlerimize araç kullanmayı öğretecekseniz, benim, yeğenimin oyuncağının, önüne, arkasına, sağına, soluna, mobilyaları çizdiripte teyzemden azar işitmesin diye peçete bantladığım gibi, sizde araçlarınıza koruma kalkanı yapın.
ilk seferde denenir ve bir daha denenmez.
vites kalkıştan sonra yanlış geçirilir ve baba siz yola bakarken elinize bir tane patlatir. şoka girer ve inersiniz. gidin sürücü kursunda öğrenin.
babanız yoksa ya da önceden hiç araba kullanmadıysa er ya da geç işin başa düştüğüne kanaat getirdiğiniz kendinizin öğrenmek zorunda olduğu durumdur. tarih bugün, yaş 24, tanınmış bir turizm firmasının yüz yüze satış sorumluluğunu üstleniyorum. bu zamana kadar hiç araba, araba kullanma meraklısı olmadım. elime bir miktar para geçti. değerlendirip ehliyet kursuna yazıldım. kız arkadaşım da var, her yere otobüsle gitmeyelim bir yerden sonra öğreneyim dedim. lazım çünkü. direksiyon eğitimlerine katıldım. 3.dersti bugün ilkine göre epey aşama kaydettim tabii. hiç kullanamam diyordum, kullanıyorum. dikkat problemim var hoca da tasdikliyor bunu beynimi o an ikiye bölemiyorum hocanın dedikleriyle, yol farklı işliyor ben de gecikiyorum virajı alırken falan filan derken düzelttim az çok. ama bir konu da azar yedim, belki haklı belki haksız olarak. ben hiç kullanmadım araba hiç. küçük yaşlarda anahtarı alıp kaçıracağım bir araba olmadı, bırakın arabayı, kullanmayı öğretecek bir baba olmadı, abi var da olmadı. 24 yaşında adamım gözlerim doldu hocadan bunları duyunca, kendime kızdım. sövdüm herkesin dağ gibi arkasında olupta beni çöllerde susz bırakan bir babaya. rahat mısın yattığın yerde ey adam? senin yüzünden hep gerisindeyim hayatın, sürekli doğmadan önce nasıl bir gol yediysem, şimdi durumu dengeleyemiyorum. ahirete saklıyorum. öğrenmeye devam edeceğim süreceğim şu arabayı birgün.
bizimki çok kısa sürdü.anayola çıkarken direksiyonu biraz fazla kırmışım ne sanki tamam ağaca giriyor olabilirdik ama bence el frenin cekip parka doğru koşması gerekmiyordu bide bağrıyor koşarken "ben yaşamak istiyorum" diye. çok komikti.