cem yılmaz'ın tonlamasıyla ''sanane yaaa! sananee!'' demek istediğim abuk soru.
sanane, sanane, seni ne ilgilendirir? napıcaksın, bu bilgi hayatında ne işine yarıcak? niye annem değil de, babam? gerizekalı mısın sen ya? ben mecbur muyum sana kütüğümü dökmeye?
bi de bu hocalara babam öğretmen derseniz yandınız, en ufak bi hatanızda ''bak ali, senin baban da öğretmen, bu işleri biliyo olman lazım'' gibi saçma salak uyarılara maruz kalırsınız.
ne zaman bir arkadaşın bu muhabbeti açsa ertesi gün attığı mesaja bile cevap verme gereği duymamma nedenin sorusudur.yahu sana ne babamdan babamla mı beraber sinemaya gidiyorsunuz ? babamla mı canlı müziğe gideceksin ? babamdan mı alıcaksın ders notlarını ? babam mı vericek sıkıştığında borç para ? babama mı ağlıcaksın sevgilinden ayrıldığında ? babam emekli diyorum sıyrılıyorum işin içinden. beni seven babam için param için sevmesin arkadaş.
not: babam hala çalışmakta.
öğretmenlerin yeni tanıdıkları öğrencilere sordukları sorudur. bilinç altında olan amir memur çocğuysa aman yanlış yapmayalım dikkatimizi eksik etmeyelim, onun bunun çocuğuysa her türl idare ederizdir.
hayatımda gördüğüm en aptalca soru. genelde ilköğretimde veya lisede karşılaşılır. belki yok babamız belki kaybettik. insanlar şu tekdüzelikten klişeleşmiş muhabbetlerden bıkmadılar gitti.
kötü sonuçlar doğurabilecek bir sorudur. liseye başladığım yılda sınıfımda babası vefat etmiş bir çocuk tam 10 derste bu soruyu '' babam vefat etti hocam '' şeklinde cevaplandırılmıştı. her cevap sonrası ise sessizliği hala hissediyor gibiyim.
ilkokul dönemlerinde öğretmenlerin bolca sorduğu sorudur. babasını küçük yaşta kaybeden birisi olarak nefret ettiğim sorudur. bazı patavatsız hocaların ısrarla ne zaman oldu vah vah şeklinde konuyu derinleştirmesi yüzünden kendimi küçük emrah gibi hisetmeme neden olmuştur.
ilkokul öğretmen sınıf numarasına göre kaldırıp baba mesleğini sorar;
+baban ne iş yapıyor?
-pompacı.
sınıfta bir kahkaha bir tufan.
anlamıyorum tabi o sırada neden olduğunu hırsla etrafıma bakıyorum kalkıp çöp kutusunda kalemimi açar gibi yapıyorum gel gör ki babam pompacı.
çocuklar şu hayattaki en acımasız varlıklardır, doğmayasıcalar sokakta ip atlarken;
+baban ne iş yapıyor?
-pompacı.
+ehehjklşln hahahsdfg gell gelll mehmet abi ne diyo bu.
bizzat eve gidip sordum o dönemde. baba sen ne iş yapıyorsun? diye... pompacıyım ya yavrum dedi. buhranlar içinde odama koşup kapıyı çarpışımı ben bilirim.
karne günü geldi annem hadi karneni götürelim babanın işyerine patronlarından harçlık alırsın diye hınzırlık peşinde bense kalbimi ağzımda sonunda o lanet işyerine gidip herşeyi öğrenecek olmanın heycanı içindeyim.
gözlerimi kısıp babama baktım arabalara benzin veriyor. aa pompalıyor efendim. adıda bundan kelli imiş. hala olanlara anlam verememkle birlikte babamın kötü birşey yapmadığının sevinci içersindeydim.
vakit geçti. cinsel kimliklerin farkına varıldı, sex lügatı öğrenildi. artık vakit mesleği dışa vuramama vaktiydi.
lisede;
+baban ne iş yapıyor?
-pmpcı.
+efendim.
-pompacı. benzin istasyonunda çalışıyor.
-mmmm. (imalı gülümsemeler)
-mehmet baban ne iş yapıyor?
-hocam benim babam bir gay barda striptizci olarak çalışıyo eğer müşterilerden fazla para veren olursa onla eve falan da gidiyo işten sonra.
öğretmen dersten sonra çocuğu çeker sorar:
-mehmet cidden doğru mu bunlar?
-yok hocam benim babam sabri sarıoğlu da utancımdan o hikayeyi uydurdum.
bugüne kadar derslerime giren bütün düşüncesiz hayvanların sorduğu sorudur. Ulan en basitinden çocuğun babası vefat etmiş olabilir allahın ayısı. Bunlara öğrenci psikolojisi gibi bir ders falan vermiyorlar mı acaba?