ortaokul bitmiş oks sınavlarına girmiş ve oturduğunuz şehirden uzakta istediğiniz başka bir okulu kazanmışınızdır. evet baba mutludur, gururludur. ancak sabah onun hıçkıra hıçkıra ağlaması ile uyanır ve yatağınızın başında sizi izlediğini görürsünüz, anneniz bile sakinleştirmemiştir babanızı, ilk defa böle görürsünüz, sizde ona sarılır hep beraber ağlarsınız. işte babanız için ne kadar değerli, önemli olduğunu anladığınız andır o!
ha üzülmesin diye kazandığınız okula gitmeyip üniversite de dahil oturduğunuz şehirde kalmanız da sizin ondan ayrılamayacağınız bir göstergesi olmuştur sanırım.*
-düştüğümde bacağınızdaki morluğu gösterdiğimde -tüü, ne biçim düşmüşssün kızım ya, neden dikkat etmiyorsun şeklinde azarı kaydıktan sonra dayanamayıp -gel bakayım buraya, çok acıdı mı? ah, morarır da şimdi orası, kızım bir gözünün önüne bak yavrum gözünü seveyim yaw. dediği
-küçükken boyununa bindirip evin içine gezdirdiği ve başını çevirdiğim yöne giderek benieğlendirdiği
-akşam yorgun argın işten gelince -ufh,çok yoruldum bir sarılan olsa da şu boynumun ağrısı geçse dediği ve yıllarca inandıktan sonra bunun yalan olduğunu bildiğim halde hala eve gelince aynı şeyi söylediği
-reynoud fenomeni nedeniyle bazen bir türlü ısınmayan ellerimi ve ayaklarımı itinayla ısttığı, ellerimiellerinin arasına alıp üfleyerek ısıtmaya çalışırken bir yandan üzülerek baktığı
-komaya girdiğimde kendini yere atıp benim kırçiçeğim ölemez diye ağladığı anlarda.. **
B : Sen nasıl bir insansın ya, nasıl geldin dünyaya
N : * Baba şimdi şöyle oluyor. Annem ve sen
B : Höst lan ayı. insan bir kere hata yapar da yüz kere yüzüne vurulmaz ki anasını satayım!
N : Baba ayıp oluyo, anneme laf söylüyorsun
B : S*kerim onu da..
N : Hah işte ben de onu diyorum, öyle oldum ben
B : Seni de .. seni yapanı da ..
N : Ben de seni seviyorum baba.
acilen ameliyat olduğumda iran'dan koşa koşa geldiği, uyandığımda ilk onu görmemi istediği ve görevlilerle bunun için kavga ederek * zorla yoğun bakıma girdiği ve uyandığımda gözlerinin içi parlayarak bana baktığı andır.**
bu hayatta tanıdığım en süper uzun adam o.*
anlatılmaz yaşanır anları.
mesela acemice ve yumuşak bir ses tonuyla konuştuğu anlar sizinle, gönlünüzü almak istediğinde, üzerinize titrediğinde, bogazınıza bir düğüm yerleşmesine sebep olduğunda. çok zaman oldu olmayalı..
geç vakte kadar çalışırsınız. ev ahalisi çoktan yatağına girmiş uyumuştur. eve kadar bırakılacağınızı bilir yine de içi rahat etmez. balkonda oturup bekler. geldiğinizi görür sizi üzmemek için hemen odasına doğru yol alır. siz eve girersiniz usul usul o da yavaşça odasının kapısını kapatır. o an yüzünüzde bir tebessüm belirir. şunu fısıldarsınız ardından: tatlı rüyalar baba...
eşek kadar oğlunun bile gecenin bi köründe üstüne bakmaya geldiği andır uyumuyorsunuzdur ama hiç mi hiç bozuntuya vermezsiniz çünkü uyanık olduğunuz anlaşıldığında gene babanın aksi, asi oğlu oluverirsiniz babada çark eder;
-her b.ku yiyorsun ben büyüdüm diyorsun hala üstünü açıyorsun gece, utanmazsan altına işe bari
+baba ne alaka ya hadi iyi geceler.
size zerre yakınlık göstermese de, kucukken sizi hicbir zaman kucagına alıp sevdigini hatırlamasanız da, hatta kucukken suratınızda patlayan tokatlar olsa bile, 20li yasları gectiginizde butun emegini,enerjisini ve alınterini sizin daha duzgun bir hayat kurmanız icin harcadıgını anladıgınız an. kendisi sahsi zevkine zerre para harcamazken, siz gurbet ellerde saga sola muhtac olmayasınız diye, basınız dik okuyabileseniz diye butun kazandıgını size gonderdigi an. ne zaman sıkı sıkı sarılmak isteseniz de ona, size aynı karsılıgı verememesi, sırf yılların alıskanlıgından, soguklugundan dolayı . *