Babanın bir daha gelmeyecek olması... Bir turlu inanmak istemez insan. inandığı tek şey herşeyin bir yalan olduğu. Baba bile gidiyorsa bu dünyadaki hiçbir şeyin önemli olmadığını kesin bir şekilde görürsün.
Babanın ölmesi bi kadın için çok zor bir durum . Babasız kalırsın gölgesinde korunduğun huzur bulduğun adam gider . Ve eksik büyürsün bir yanında hep eksik özlemin ve sevgin kalbimde hep babam.
hani kız çocukları babaya çok düşkün olurlar hep sarılırlar falan. ama erkek çocukları daha başkadır. sever ama söyleyemez. başı sıkışınca ilk aklına gelen babası olur. konu hakkında karar veremeyince babasına güvenir sorar... ve babası birgün ben ölünce buralar sana emanet demiştir evin büyük çocuğuna. o büyük çocuk hep o korkuyla büyür. bu başlığa gelince hep ağlar...*
Bir yarınız hep yarımdır. Dışarı çıkarsınız, döndüğünüzde evde değildir. Özlersiniz, kalkıp sarılamazsınız. Hele ki benim gibi babanızı çok seviyor olmanıza rağmen sevginizi gösterememişseniz vicdan azabı, pişmanlık duygularını bir arada yaşarsınız.
abi içinde her baba olan hüzünlü sahnelerde insan duygulanır mı lan?
aradan yıllar geçse de akla ölen baba gelip o gırtlakta acı bir yutkunma olur mu lan?
yaş ilerledikçe her şey daha da koyar mı lan?
onun hakkında yapmak isteyip yapmadığınız şeyler, diyemediğiniz güzel cümleler, tıpkı tabutuna çakılan çivi gibi zaman geçtikçe o evladın kafasına mıh gibi çakılır mı lan?
'' keşke, keşke'' diye diye ömür biter mi lan?
diriliş ertuğrul'u izlerken yıllarca babasını görmeyen, öldüğünde bile cenazesine gelemeyen sungur tekin bey, kardeşi ertuğrul gaziyle buluşunca, ertuğrul'a sarılıp '' babam kokuyorsun be gardaş '' deyince insan ağlar mı lan?
bu basit cümle bile babası ölen kişilerin boğazında bir yumru bırakır mı lan?
abi ne oluyor lan?
ileride evlenip biz de baba olduğumuz zaman, bizim de üzerine titreyeceğimiz çocuklarımız olduğu zaman daha da mı koyacak lan?
her ölüm gibi babanın ölmesi de bir imtihan mı lan?
eskiden bayramlar mutluluktu. bayramlar köydü, bayramlar panayır, coşkuydu. şimdi hüzün oldu lan. mezarlık oldu, burukluk oldu, yas oldu.
abi biz yaşlanıyor muyuz lan?
yaşlandıkça daha koyuyor. çok koyuyor işte be lan. çok lan. çokk!!
bazı şehirlerde saat 10'dan sonra hayat durur, sen saat on oldu mu özgürüm artık dersin, kendini atarsın sokaklara, ama saat 10'dan sonra hayat durmuştur.
sen öldüğünde ödipal ağırlıklarımdan kurtulduğumu sanmıştım bir an
seni korkusuzca sevebilecektim artık; bir fotoğraf olacaktın soldukça kağıdında daha az acıtan
Ben 13 yaşınayken kaybettim 9 sene geçti ama hala bi şekilde açıklayamıyorum iyisiyle veya kötüsüyle. Çok iyi bir babam yoktu ama 9 seneme nasıl bir fark yaratacağını da bilemiyorum.
bayram sabahları zar zor uyanmaktır. mezarlığa gidileceğini biliyorsunuzdur. o soğuk taşı öpeceğinizi de biliyorsunuzdur. bir kavuşma değildir mezarlığa gitmek. orada hiç kimse olmadığını bilirsiniz ama orada uyuyan adamın babanız olduğunu bilmek bir nebze de olsa rahatlatır içinizi.
istisnasız her bayram sabahı "hadi kızım babana gidiyoruz" der annem. keşke babamın da onu ziyaret ettiğimizden haberi olsaydı. o da geride bıraktığı ailesinin her bayram sabahı onu hala daha sevdiğini ve unutmadığını bilmeye ihtiyacı vardır belki de.
Önceden nasılsa bir gün olacak diye düşünürken birden ortaya çıkan rahatsızlığıyla hepimizin içinde korku yarattı.
iki ay sonra olacağı ameliyat öncesinde işini gücünü her şeyini ölecekmiş gibi ayarlayıp bizimle sürekli ölecekmiş de gitmeden biraz daha hayata dair öğrendiklerini anlatmak istiyormuş gibi konusuyor.
Daha çok gülüyor ama mesela her lafın sonuna ömrümüz yeterseyi ekliyor.
Birde biliyorum ki insan babası ölmeden büyümez.
Çünkü yatalak da olsa kör topal da olsa baba babadır, bilirsin ki her zaman arkandadır.
Ne fırtınalar esse de sırtın buz kesmez her zaman dik durursun çünkü senin dağ gibi baban vardır.
Yaşın kaç olursa olsun o gün geldiğinde biter çocukluğun.
Allah hiç birini başımızdan eksik etmesin.
Sanırım asla alışamayacağım olaydır. Allah gecinden versin diyorum ne kadar uzağa göndersem de bir gün kaçınılmaz olduğunu bilmek ciğerimi yakıyor, boğazımı düğümlüyor. Küçükken yorganımın altında gizlice ağlardım babam ölürse ben ne yaparım ben ondan önce öleyim diye. Şimdi ise evlat acısı çekmesin canımı ondan önce alma diye dualar ediyorum sanırım büyümek böyle bir şey. Ama ne yapacağım sorusu zihnimi kemiriyor. 19 yaşına geldim koca kız oldum bir gece onu öpmeden uyumadım, içime bilal Erdoğan kaçmış gibi babacım demekten vazgeçmedim, üniversiteye gittim sesini duymadan güne başlayamaz oldum. Her babasına aşık kız gibi davranmaktan asla ama asla yorulmadım. Allahım bana senin yokluğunu göstermesin güzel adam.