tabi bu efsane ogretiden yıllar sonra, kuzenlerden biri evlenme kararı aldı. biz de capkın yıllar geride kalmaya basladı, birimiz gitti aramızdan diyerek kendimizi her gece baska sofrada baska hatunlarla bulmaya basladık, biz de uzuntumuzu ve sevincimizi boyle yasarız.
kimseye solemeyin bu masalarda arada sırada amcamda bulunur, etliye sutluye dokunmazmıs gibi davranır, gecenin gec saatlerinde masadaki bir dilberi goturur. biz de amcamın sırrını saklarız elbette. amcamlı kısmı unutun.
neyse, biz de huzunluyuz biraz da heyecanlıyız yenge hanımkızımız nasıl biri, nasıl ele gecirdi bizim capkın kuzeni, adı nedir meraklar icindeyiz. tabi bunu yine bir masada, o gece tanıstıgımız ve bir-iki saat icinde goturecegimiz balkan dilberlerinin yanında tartısmaktayız. cok iyi turkceleri olmaması nedeniyle bizi de anlayamıyorlar dogal olarak. gerci, anlayıp anlamamalarınında pek bir onemi yok. sarhosuz hafifcek, neden sonra telefonun caldıgını fark ettik. aslında, biz fark etmedik, benim kolumun altındaki dilber fark etti, bana soyledi, ben de ben fark etmisim gibi davranıp boburlendim. neden boburlendin diye sorarsanız, sarhosuz iste.
telefona benden buyuk olan kuzen cevap verdi. telefonla biraz konustu, yuzu hafifce ekşidi once. tabi herkes sarhos, ayık kafayla dusununce hatırlıyorum bu detayları. 'buyuk kuzen yolda, buraya geliyormus, konusacagı seyler varmıs.' telefonu ne ara kapattı bunları dedi hatırlamıyorum. aslında daha fazlasını soyledi de, ben dinlemeye fırsat bulamadım.
kuzen geldi, masaya oturdu, yuzunde hafif bir dert, garip bir mutluluk. o sırada durumun ciddi oldugunu fark edince kendimize gelmiştik. bir yudum rakı icti, suyunu uzerine icti, birkac yudum da meze aldı, en sevdigim mezeyi aldı it. sonra konusmaya koyuldu.
'evlenme kararından vazgectigimi soyledim, sonra da ayrıldım' dedi.
ne oldu dercesine baktık. devam etti anlatmaya.
'gelinlik merakı, en guzel dugun benim olcak, parmakla gosterilen cift biz ol...' caz gibi genel turk kızı kliselerini anlatmaya koyulurken, hepimiz hayııır tepkimizi koyup kuzenin anlatımını böldük.
bunlarla kalsa normal, diye devam etti bize aldırmadan. once bla bla araba alacaz dedi( arabalarla alakam yok anlayamadım markayı), aldık, sonra benim ustume yapıcaz diğmiiiii dedi, diyerek devam etmeye devam etti. korkunc olaylar zinciri hafiften gozumun onune gelmeye basladı, dilberlere ve alkole ragmen. gelecek hafta senin uzerine geciririz askım, dedim, bir saat kadar trip attı. sonra evi gormeye gittik. 'ay butun arkadaslarım bu evi cok kıskancaklar, aysey le nursel e haber vereyim' dedi, 'ne zaman benim ustume yapacaksın' diye sordu, diye anlattıgı sırada bizim masa 'olamaz, hayır' nidalarıyla inledi. garson geldi, bir sorun mu var diye sorarak böldü. iyiyiz dedik, geri yolladık, iyi de bahşiş verdik garsona sonra.
bu sabah bu olanları babama( amcam benim) anlattım, diyerek anlatmasına devam etti. baba sen ne dersin diye sordum, dedi. babasının( benim amcam) sozlerini anlatakoyuldu.
-evlat, bilirsin biz zenginiz, yakısıklıyız, cekiciyiz, seksiyiz, ozguvenliyiz, karizmatigiz, dilberin ruhunun her parcasına işler, once butun eder, sonra paramparca ederiz. bu kız seni sevmiyor. senin sahip oldugun parayı seviyor, seni kullanarak herkesi kıskandırmayı seviyor, senin yanındayken kendisini guclu hissetmeyi seviyor, ama seni sevmiyor. ben yaptım sen yapma evlat, simdi ne haldeyim. boyle bir kızla evlenme. seni gereksiz yere kıskanacak, kıskanclıgını koz olarak kullanıcak, kıskanclıgıyla kendi kirli camasırlarını örtüp seni kirli cıkaracak. yıllar sonra kendini paramparca bir halde bulmana izin veremem.
iste, diyerek devam etti kuzen. bende babamı( muhtesem capkın amcam) dinledim, ve kızdan ayrıldım. kavga ettik. beni sevmedigini, benimle evlilik arefesinde olmasına ragmen baska erkeklerle konustugunu soyledi, ve hatta gosterdi. sanırım baskasının kucagında su an, diyerek bitirdi.
bizim masamızda bir an huzun vardı, dilberler bile anlamasalarda bir an uzulduler. masadaki huznu fark eden calgıcı geldi, oynak bir seyler dokundu kemanına.
-sevmiştim, dedi. bir tek onunla kalacak kadar sevmiştim... derken aglamaya koyuldu. evlencektim onunla derken gozlerinde yaş vardı. biz de bir an ağladık. karşılıklı ağladık.