bugün

gözyaşı döktüğüm tek film
hindilerin glu glu ettiği bir sahne esnasında arkadaşımın "eyç of eyç of" diyerek şirinlik yaptığı film. yani neymiş ağlayamadığıma ağladığım filmmiş.
çağan ırmak'ın performansını bilen ve çemberimde gül oya'dan sonra daha fazla beklenti içine girmiş insanların beklediklerini bulamadıkları vasat film.
çağan ırmak tarafından çekilmiş olmasına rağmen, fazla övülmesinden dolayı tepki duyduğum ama izleyince filme çok çabuk ısındığımı farkettiğim güzel film.
gerek baba* ve oğulun* karşılaştığı sahneler ve gerekse saf abi* ile girilen diyaloglar.
mutluyuz di mi sadık

(not: filmi beğenmiş olabilirim ama ben bu çağan ırmak a hala ısınamadım)
bizden bir filmdir kendileri. onun için çok sevdik. senaryo olarak, oyunculuklar olarak, görüntü kalitesi olarak, müzik olarak ve işlenen ince mizah olarak harika bir filmdir.
fakat !
işte bu fakat kelimesi bir çok şeyi bozmasına karşın filmle ilgili hiçbir düşüncemizi bozamamaktadır. lakin, illa bir filme mi gerek vardır kişilerin düşüncelerinden asla vazgeçmeyeceklerini, düşüncelere zincir vurulmayacağını anlamamız için?
gerek yok hiçbir kimsenin cevap vermesine. karanlık sinema salonlarında doyasıya herkesi ağlattığı için teşekkürler çağan ırmaka. her izleyiciye aslında bir ailesinin olduğunu, özellikle erkeklere birer babalarının varolduğunu hatırlattığın için teşekkürler çağan ırmak.
ağlatma garantisi olan film.
(bkz: sevgisini gösteremeyen insan)
overrated vakası. abartılı... ayrıca propagandasını zerk ediyor...
"yine olsun yine izlerim" ve de akabinde "olmus bu adam" dedirterek cagan irmak'a asık olma sebebi olabilecek film. izleyeni aglamaktan gulmeye o kadar hizli surukluyor ki, kahkahaniz gozyasiniza karisiyor cok fena. Agladim mına koyiim.
ağlamayanın duygularından süphe edeceğim belki de yapılmış en iyi türk filmi.
samimi, içten bir film. tam bir aile filmi. film bittikten sonra babamı aradım ben, beraber izledik sonunda, birlikte agladık bu kez.

nedense ben gulemedim oyle, belki aglamaya odaklanmıstım cok, simdi ne zaman aglamak istesem bu filmi izliyorum. ozellikle deniz'in okuldaki ilk gununu, insanlar buyudukce hayalleri kuculur mu baba deyisini.

tum bu aglamalar bir yana, hani sadık arkadaslarıyla kuruyor rakı sofrasını orda arkadaslarıyla konusurken farkediyor ne ugruna neler yaptıgını. duyarsızlıgı. ne kotu hissettim kendimi, en cok etkilendigim sahneydi.

aglatmayı amaclamıs ve aglatmıs bir filmdir. izleyin ve aglayın.
- babam ve oğlum'da ağladın mı?
- yoo
- ne havyan adamsın ya
- ne var ya
- ya bırak git hayvan herif ya..
izlendikçe izlenesi olan film. ağlamak isteyipte ağlayamıyorsanız bu film iyi bir ağlama nedeni.
nilüfer turizmin istanbul-bursa yolundaki vazgeçilmez filmi.
--spoiler--
trende polisi görünce babanın gerginliği görülmelidir. müthiştir. babanın yakında öleceğini de aslında burdan anlarız.
--spoiler--
sinemada seyrederken insanlarin filmden cok benim halime bakip agladiklari film.
hayatımda ağlamaz dediğim insanların bile sümüklü mendillerle salondan çıktığı gördüğüm bu bakımdan beni şoke eden bir film...
ama asıl şoke eden şeye geleyim.ben ki hayatımda en ağlanmayacak filmlere ağlamış bir insanım** ancak ilk defa "çok duygusal, feci ağlatıyor" denilen bir filmde ağlayamadım...evet evet ağlayamadım inanın ki çok zorladım inkar ettim ağlamak istedim ama olmadı.bu kötü bir şey çünkü kendimi birden duygusuz bencil soğuk robot gibi bir insan yaptım ama olmayınca olmuyor...
belkide salonda ağlayan onca insana pek bir mana veremediğimden ağlamayamadım bilmiyorum...
"ağlama" lafının bu kadar üstünde duruyorum çünkü ben ağlamadım tamam ama "etkilendim" ve bence bu daha iyi bir şey öyle ki herkes ağladı diye ağlayan aptalarla doluydu sinemalar!!
peki niye o kadar etkiledi insanları??
imkanlar mı ilginç?? yoo hiç de abartılı imkanlar göremedim maddi destek alımadan yapılmış bir film...
asıl etkileyen şey ismi ve konu:
"babam ve oğlum"

baba ve oğulun o kadar kopuk olduğu bir toplumda yaşıyoruz ki insanlar belki de "bir şeyler" aramaya gitti o filme. ya da "bir mesaj" vermeye.babasını kolundan sürükleyip filme götüren çocuğun niyeti aslında babasına söyleyemediklerini göstermek.çoğu baba ise filmden çıkınca bu yüzden hüngür hüngür ağlıyor şu oğlunun babaya koşma sahnesine değil; kaybettiği zamana ağlıyor o...

işte bu nedenle helal olsun diyorum ağlatacak kadar bir dram yoktu ama kimsenin değinemediği bir noktaya parmağını değdirmiş ve bir çok yuvaya belki de huzur getirmiş bir çok babanın ve oğlunun yaptığı hataları görebilmelerini sağlamış bir film...
teşekkür ediyoruz, ihtiyacımız vardı...
kağıt mendil üreticilerinin ar-ge leri sonucunda bulunan %100 türk yapımı melodram izlengeç.
aile ile seyredilmesi durmunda muhtemelen bazı duygularınızı saklamak isteyeceğiniz,göz ucuyla diğer aile üyelerinin o andaki sizin tepkilerinizle kıyaslayarak onları süzdüğünüz, acaba onunda aklına şu olay gelmiş midir derken engelleyemediğiniz birkaç damla yaş,duyulan hıçkırıkların bazı olayları tekrar tekrar aklınıza getirmesi, aynı anda aynı olayı düşünme ihtimalinizin verdiği dayanılmaz acı,

ve de hıçkıra hıçkıra ağlabilmek için ikinci kez tek başına filmin başına geçilmesi
-"insanlar büyürken hayelleri küçülür mü?"
neymiş sinemadan çıkarken selpak tutarlamış , aglamamak imkansızmış bilmem neymiş.evet duygusuz odunun tekiyim ben aglayamadım.çünkü aglamayı çoktan haketmiş bir babanın feryadı beni zerre kadar üzmüyor ne yazıkki.televizyonlar da çıkan şehit anaları aglamak için çok çok fazla materyal içeriyor zaten.

benim için babam ve oğlum filmi cem yılmaz standuplarına benzer bir görüntü almıştır.filmin ilk sahnesinden itibaren aglamak için kafasını yana büküp kendini ordaki kahramanlarla özdeşleştiren insanlar , cem yılmaz'ın sahneye çıkar çıkmaz gülmeye başlayan seyircileri hatırlattı bana.herşeyin en güzeli dogal olanıdır.

ağlayanları koruma ve kollama derneginin davaları ve tazminatları için pm den isim soyisim verilir.
fox tv'nin imaj çalışmaları adına büyük paralar harcayıp, bütün gazete, site ve ntv gibi kanallarda yoğun reklamlar hazırlayarak 25 mart 2007 pazar akşamı 19:45'te türk televizyonlarında ilk defa yayınlayacağını duyurduğu, son yılların en içten ve dokunaklı türk filmi.
olmamış, yarım kalmış bir baba-oğul ilişkisinin hüznünü iliklerinize kadar hissettiren film.
sahip oldukları sevgiyi, şu veya bu nedenle derinlerinden çekip çıkaramayan tüm insanları ağlatır evet..
bu akşam fox tv de yayınlandıktan sonra *hakkında çok yazılacak film.
keyfiniz yerinizdeyse izlemeyin derim.*boğazınıza bir yumru düğümleniyor,insan çok kötü oluyor yaa..