Hakkında hissetiklerimi asla bilmeyecek, benim onu köpekler gibi sevdiğimi özlediğimi bilmeyecek insan. Bu sevgiyi haketmiyorsun da nasıl hala seni canımdan çok sevebiliyoum? Gururlu bir kızdım ben. Sana gururum yok be adam...
Bundan tam tamına 3 yıl önce kollarımda son nefesini veren, hayatım boyunca hiç doya doya sarılamadığım, ama gidişine de bir türlü alışamadığım, dik başlı çatık kaşlı sert bakışlı adam... bir erkek babası öldüğü gün büyürmüş derler ya hani. ben büyüyemedim koca adam. hala yanlışlarım, hala yanılgılarım ve kalp kırıklıklarım var. özlüyorum seni, çok özlüyorum.
bölümümü okuma sebebim, her şeyim, yaşama sebebim, hayata tutunma amacım tek korkum ona mahcup olmak ve dileğim hep yanımda olması. Ona bir şey olursa dayanamam herhalde kendime gelemem.
Çocukluğumda aramın bozuk ve inişli çıkışlı ilerlediği an itibariyleyse görüşmediğim. Son bir kez şans verdiğim halde fiyaskoyla sonuçlanan babalık vecizelerini yerine getirememiş kişi. Bence lüzumsuzlar günümüzde. Hayat mahvediciler.
özellikle 13-18 yaş arası pek iyi geçinilmeyen, sevgisini anne, dede veya nineler gibi rahatça ifade edemeyen ama ergenken, çocukken düşülen çoğu fikir ayrılığında aslında yerden göğe kadar haklı olduğu olgunlaşınca anlaşılan ailenin reisi.
bu yazıyı okuyupta babasıyla ilgili sorunları olana diyebileceğim yegane şey o sizden daha fazla yaşadı daha çok tecrübesi var ve muhtelemen eğitim seviyesi çok düşük değilse sizden daha doğru kararlar verebilir. o yüzden ona karşı çıkmadan veya ondan nefret etmeden önce bir kere daha düşünün derim.
hayatım boyunca babama çoğu zaman karşı çıkmakla, muhalefet etmekle geçirilen bir ergenliğin ardından ben de daha yeni anlıyorum babamın aslında ne kadar haklı olduğunu. bunu ona hala daha söyleyemedim orası ayrı. şimdilik yüz yüze söylemeyi bekliyorum.
izlediğim en içten baba oğul sahnesi blow filmine aittir bundan sonrası spoiler filmi izlemediysen inme aşağı.
"hello dad.
you know i remember a lifetime ago, when i was about 3 1/2 feet tall, weighing all of 60 pounds, but every inch your son. i remember those saturday mornings going to work with my dad, we'd climb into that big green truck. i thought that truck... was the biggest truck in the universe pop. i remember how important the job we did was, how if it wasn't for us, people would freeze to death. i thought you were the strongest man in the world. and remember those home videos when mom would dress up like loretta young, barbeques and football games, ice cream, playing with the tuna. and when i left for california only to come home with the fbi chasing me, and that fbi agent trout had to kneel down to put my boots on and you said, "that's where you belong you son of a bitch, puttin on georgie's boots."... that was a good one pop, you remember that. and remember that time when you told me that money wasn't real. well old man, i'm 42 years old, and i finally realize what you were trying to tell me, so many years ago. i finally understand. your the best, pop, just wish i could have done more for you, wish we had more time. anyway, may the wind always be at your back, and the sun always upon your face, and may the wings of destiny carry you aloft to dance with the stars. i love you dad. love george."
üzgün olduğumu anladığında öyle bir göz kırpıp n'oldu demesiyle, cevap alamazsa da başımı okşamasıyla, sarılmasıyla, içimde üzünçle karışık öyle bir sevinç duyarım ki; daha önceki bütün sevinçleri aldığım yerlere bırakasım gelir, diğerleri ödünçmüş de sanki, bir tek bu bana aitmiş gibi hissederim.
benim olan sevincimdir babam.
bu başlığı görünce ne kadar hissizlestigimi farkediyorum. özledim demek için hatırlamak gerek. ama artık sanki bir başkasına ait gibi animsiyorum ona dair her şeyi. bir gün çocuğum olursa çocukluğu da gençliği de baba dolu olsun. Canı sıkılırsa babasina söylesin. derdi olduğunda da. kahramanim desin. benim söyleyemedigim kadar söylesin. baba desin.
Daha cok kucukken ben,beni sen uyuturmussun,bi aglayim sarki mirildanirmissin bana guya bizim sarkimiz olurmus hemen tebessum edermisim sana. Ne cok yara aldin be babam. Ne cok hirpaladilar seni,ne cok yordular. Mecburi gunessiz gunlerin oldu senin babam.Hala ayaktasin basin dik. Gecmisin yükünü vazgec artik tasimaktan omuzlarinda. Kucuk kizin buyudu,senin icin var artik. Ver elini,tut elimi hayat zor diyen sendin birakma elimi ki güclenelim baba kiz.
akıllı telefon aldıktan sonra çılgınlar gibi facebook, twitter, instagram, foursquare kullanmaya başlayarak adeta bir fenomen olma yolunda emin adımlarla ilerleyen kişidir.
not: kıskanıyorum la babamı adamın her paylaşımı en az 15-20 beğeni alıyor.
babadır gölgesi yeter derler ya... sen bana bi ağaç bile olamadın be adam. götünü toplamaya çalışmaktan kendimi unuttum. yükünü taşırken güçlendim, belki tek faydan bu olmuştur bana, ne biliyim. bilirim seversin beni, bence o sevginde yaslanacak bi oğlun olduğundan ya neyse. benim tek dileğim var aklını başına toplaman. belki sende sorumluluk almayı denersen, becerebilirsen ne demek istediğimi anlarsın. kaç kere kendimi feda ettiğimi görürsün. şunu unutma derim ben yinede; yükünden kurtulduğum an beni bulman çok zor olucak, geçmişi arkamda bırakıcam kendi yoluma gidicem. çünkü senin gittiğin yol yol değil fakat sen bunun farkında değilsin. sadece o yolu senden önce yürüyüp temizleyen biri var. hayatda öyle sandığın gibi toz pembe değil.
iskelede olanları vardır bunun ve en çok bununla uğraşırız. Bi tür hakaret teşkil eder bunun iskeleli olanı.
Sonra bir serisi vardır bunun, mafyalığı yeniden öğretir mafyaya.
Baba bir bebeğin ağzından çıkacak ilk kolay kelimelerdendir mesela, bir de büyüğü olan "dede" vardır.
Sonra bi şey olsa, bunlara gelinir. "Babalara geldik"
harflerinin yerini değiştirirsen meşhur olur bu: "abba"
'' Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın. Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla. Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde. Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum. Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda... Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında. Baharın rahiyasından akıp coşan çiçeklerle hatırlıyorum lise yıllarımızı! Kimimize kış, kimimize bahar olup canıyla değen babalarımızı! Bu memlekette insanlar belki de en çok baba sancısıyla inliyor, en çok baba deyince aklımıza gelir çocukluğumuz! Mazinin araladığı perdeden sızıyor eski günler... Onlarla kavgalı onlarla sevdalı olduğumuz. En çok baba yokluğunun hüsranıyla kızıyormuş zaman ayrılığın yarasını, insan baba olunca anlıyormuş babasını. ''