akp'nin yıllardır bu ülkede yaptığının gömlek değiştirmiş halidir. türban özgürlüktür diyince demokrasi oluyor, dini inancını yaşamak oluyor; türbanlı insanların barınmasına karşıyım demek faşistlik oluyor, hadi oradan. esas faşistlik insanları kandırarak türban'ı yasallaştırmak ve başı açık kadınları azınlık durumuna düşürerek onlara dinsiz ve imansız etiketi yapıştırmaktır ki özellikle akp'nin ve onun yandaşlarının yaptığı en onursuz işlerden bir tanesidir. onlarca yıldır ninelerimiz başörtüsü takarken neredeydiniz peki? ne zaman para, oy ve iktidar için din araç olarak kullanılmaya başlandı, işte o zaman türban çıktı ortaya ve bir anda din'in en büyük gerekliliği oldu. 1300 küsür yıldır islam dini yeryüzünde, ne oldu da bir anda türban aklınıza geldi sorarım size? ben söyleyim, 2002'den beri. inancını,dinini iktidar için ve para için satan bu akp tayfası, utanmadan insanlara din dersi vermeye çalışıyor, türban'ı yasallaştırıyor, din ile devlet işlerini birbirine karıştırarak cumhuriyet'in temel ilkelerine karşı geliyor. belki yapılan açıklama yersizdir ve haksızdır, ama bir noktadan sonra diş'e diş, kan'a kan.
yani bildiğim kadarı ile bu mecrada genelde okumuş kültür seviyesi yüksek insanlar var ama hala nasıl bu şekilde düşülebildiğine inanmak gerçekten zor.
o kıza sormalılar; atatürk gibi bir devrimcimiz varken üzerinde ki che kim ?
önce senin bu şekilde rahatça dolaşmana izin veren ata na sahip çıkmasını öğren.
--spoiler--
çarşaflı bir insanı çizmeye çalışın 360 dereceden de aynı şekilde çiziliyor
--spoiler--
genellikle mantıklı konuşuyor, ama bazen gerçekten saçmalamış. aslında türbana karşı çıkarken, kendisinin de bir inancı rastafari inancını simgelediğinin bilincinde mi acaba? ikisi de simge oluyor dolayısıyla. bir simge gençler arasında daha sempatik ve çoğunlukla anlamından bihaberler zaten, diğeri kavramsallaşmış, altında bir çok negatif anlam yüklü.
biz özgürlükten bahsederken, kendi işimize gelmeyeni defetmekten bahsetmiyorduk minik kuşum. inançlara, değerlere saygıdan bahsediyorduk. tabi biz bunları söylerken, sen büyük ihtimalle tuvalette sıçıyordun ama, olsun tekrar söylüyorum, özgürlük tek taraflı değildir beyinsiz arkadaşım benim.
başörtülüler kıçı açıkları, kıçı açıklar başörtülüleri, hor görmesin, dışlamasın, inanmasa da saygı duysun diye mücadele ediyoruz, ah be çakma devrimci kız, vah be çakma devrimci kız.
bu başlığı açanın bu ülke de yaşamasına karşıyım... bırakın insanlar nasıl yaşarsa yaşınlar dinlerine, dillerine, kimliklerine, cinselliklerine karışmayın...
hanım kızın bi kusuru var, olimpiyatlarda bahreyn adına yarışan türbanlı atletin şampiyon olduğunu unutmuş. azim olduktan sonra başı kapalı yada açık fark etmez olimpiyat şampiyonu bile olunuyormuş.
"yaratılanı severiz, yaratandan ötürü" diyen, yunus'un yaşamış olduğu bu topraklarda, söylenmeyecek bir söz'dür.
bu ülke'de yaşayan herkesin, kendi istediği müddetçe bu ülke'de yaşama hakkı vardır ve yaşamalıdır. niçin "demokrasi" diye, bas bas bağırıyoruz, demokrasiye inandığımız için. başörtüsünü ve türbanı tartış
fikirlerini eleştir; ancak, karşıt fikirlere tahammül demokrasinin olmazsa olmazıdır.
kimin dediğini bilmememe karşın kesinlikle bir devrimci tarafından söylenmeyeceğini bildiğim, ucube beyin ürünü bir sözdür. kendisine solcu demeyen kişiler kendisini solcu diye tanımlayan birini görünce o kişiye devrimci diyorlar. yapmayın be kardeşim.
başörtülüler başı açık bayanların barınmasına karşı değil. karşı olan kapının yolunu biliyor. ayrıca barınma kelimesi hayvanlar için kullanılır. buda bu sözü söyleyen şahsın ne denli aile terbiyesinden yoksun olduğunun bir göstergesidir.
laf-ı güzaftır. mevzu alenidir ''itler ürür kervan yürür'' ya da lucescu'nun deyimiyle köpekler istiyor diye atlar ölmez. demokrasi hazmetme rejimidir. demokratik ortamlarda türban da olur onun karşıtları da olur ve bunun beyanı demokratik açıdan sorun yaratmaz. düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilir. karşıt düşünce ve tepkilerde bu kapsamda değerlendirilebilir. hazmetme mevzuu iradi değil mecburidir yoksa kanun var kural var hukuk var adamın defterini dürerler alimallah.
yazık...
düşünme yeteneği bu kadar kaybolmuş bir insanın bu şekilde cümleler kurup kendi gibi yarım düşünenleri etkileyebilecek olması ne yazık... özgürlüklerini sadece kendininkiler olarak gören ve başkalarının seçimlerine saygısızlık yaparak savunduğu çağdaşlığın ne kadar da dışında yaşıyor aslında. hazımsızlığını bu kadar açıkça dile getirmesi de ilginç doğrusu. bu duygunun adı tamamiyle fesatlık, düşüncesizlik, tahammülsüzlük, özgürlüklere saygısızlıktır. bir türbanlının açık insan görmeye dayanamıyorum demesiyle bu cümlenin hiç bir farkı yoktur. ama bu cümleyi bir türbanlı kursa gerici bağnaz oluyor açık kurunca çağdaşlığın savunucusu... neyi ne için savunduğunu bilmek lazım. bu ülkede yıllardır açık kapalı birlikte yaşıyor ve birileri gelip ortalığı karıştırana kadar böyle sorunlar yoktu ortalıkta yada kimse hazımsızlıklarını böyle utanmadan dile getiremiyordu. bende bir türbanlı olsaydın bu salakça açıklamaya tepki gösterirdim. yazık bu kelime ziyanı açıklamaya... yazık...
üzerinde che tişörtü ve başörtüsünü belli kalıplara sokma isteği...
ne acınacak halde...che tişörtü giydiği için söylemiyorum.isteyen istediğini giyer.fakat başörtüsünü ''üniforma'' ya benzetmek ve üzerinde kendi inandığı şeyin simgesini barındırmak tezat...
sen o'nu benimserken kimse sana bir şey diyemezken sende başörtülüsüne bir şey diyemezsin.
ya da sadece kuru gürültü yaratırsın.
itina ile ötekileştirilmek ieteyenler,ötekileştirilir.