haziran ayında karne alındığı gün okul dönüşü en yakın arkadaşlarla akşama kadar gezmek tozmak, parkta oynamak cips yemek. sonra da okulların açılacağı günün bir gece öncesi yani pazar akşamı geceye kadar sokakta kalmak çimlere yatıp gök yüzünü izlemek, ne kadar da çabuk geçti demek..
şimdi bakıyorum da çok daha çabuk geçmiş aslında...
mutluluklarımızdır...
ne kadar mutlu olurduk küçükken . bir sakız, bir şeker bizi dünyanın en mutlu çocuğu yapardı.
sorunlarımız, sorumluluklarımız yoktu hayatta henüz biz bu iki kelimenin anlamını bile bilmiyorduk...
masum düşüncelerimiz, saf hayallerimiz vardı.
gelecek sıkıntısı bizden uzak hayata her gün daha mutlu daha umutlu uyanırdık küçükken...
büyüdük ve şimdi sadece o günleri özleyebiliyoruz.
Titremeyen eller, kafanın tamamen rahat olduğu tasasız dönemler, toz pembe hayaller, gülmek için düşünmeden aklınıza gelen nedenler... Büyüdükçe artıyor ödemeniz gereken bedeller.