Bana beyaz yalanlar söyle
içinde hayalkırıklığı olmayan
Tutmayan tahminler söyle
Umutsuzluk oluşturmayan
kaybetmeye alışkınım nasıl olsa
it beni sonu belli olmayan
Ayışığı ve yıldızlarla aydınlanan
Yürüyerek varılmayan
Heyecan dolu yollara
Koşmaya alışkınım nasıl olsa
Bana uçuk hayallerini anlat
Sıradanlığın sıkıcılığında boğulmayan
Fırtınalı ve karanlık denizlerini anlat
Tekne ile aşılmayan
Dalgalarla boğuşmaya alışkınım nasıl olsa
Bana biraz benden söz et
Dün geceyi hatırlamadan
Mutlu olduğun anlardan bahset
Tek detayını bile atlamadan
Detaylarda boğulmaya alışkınım nasıl olsa
Alışkınım boğuşmaya
Alışkınım boğulmaya
Alışkınım koşmaya
Sonu belli olmayan yollarda
Kaybetmeye alışkınım nasıl olsa.
Denemeye çalıştığım ve elbette başaramadığım eylem.
Yağmurda ıslanan bir kuş
Bulutlara doğru uçuyor
Yağmurda ıslanan bir kadın
Topuklu ile koşuyor
Her şey tamam, her şey eksik
Salaş ve loş bir meyhanede
Yağmurlu ve soğuk bir gecede
düşüncesizliğin düşünceleriyle
Demlenmek için...
Anlam veremediğim şeyler var
Üretemediğim kelimeler
Gitarımda saklı notalar var
Beynimde gizli düşünceler...
Haydari biraz tuzlu
Üzüm ise fazla tatlı
Beyaz peynir yumuşak
Gereğinden fazla sert altınbaş...
Uçamadığım bulutlar var
Koşamadığım yollar
Aşamadığım setler var
Hissedemediğim duygular...
Yağmurda ıslanan kadın
Makyajını sildi ve uyudu
Rüyasında gördü birden
Dün ayrıldığı adamı
Uyandı ve ağladı...
Susamadığım şeyler var
Konuşamadığım konular
Unutamadığım kadınlar var
Tutunamadığım dallar.