bundan bin yıl sonra türkiye cumhuriyetinin ilk yüzyılını çalışacak olan tarihçilerin bilmesi gereken üç beş isimden biri. bir ulusun kaderine yön veren insanlar ölümsüzlüğe en çok yaklaşanlardır ki; medeniyetler yaşadıkça ve insanlar tarihlerini merak ettikçe bu isimleri anmaya devam edeceklerdir.
cumhuriyet tarihinde bir sayfa kapanırken bundan sonra gelecekler için ecevit'in yaşamında özlü dersler vardır: dürüst olun, ulusal kimliğinize sahip çıkın, cesaret ve heyecanınızla onlara ümit verin, o zaman sizi asla unutmazlar.
vefatını öğrenince ecevit ile ilgili ilk aklıma gelen şey bu cümlesi oldu. sıkmabaşların devlete meydan okuduğu meclis çatısı altında böyle haykırmıştı bülent ecevit kürsüden. yaşım itibariyle kendisinin karaoğlan olduğu, kıbrıs fatihi olduğu dönemleri göremedim ama kendisinin millet huzurunda tekrar yükselişe geçtiği o ana canlı tanık oldum. nezaketi ve soğukkanlılığıyla tanınan ecevit belki de ilk kez bu kadar sinirleniyordu.
hayatını laik cumhuriyet değerlerinin korunması ve memleket hizmetine adayan, ömrü boyunca mütevaziliğinden ve beyefendiliğinden hiçbir şey kaybetmeden nasıl siyaset yapılabileceğini bizlere gösteren bülent ecevit e allahtan rahmet diliyorum. ışıklar içinde yat...
bu ülke için iyi işler yapmış bir adam. hoş şu rahşan affı olmasa belki şu anda millet sokaklarda yas tutacaktı kıbrısı alan karaoğlan için.
yine de şu sözleriyle hep yaşayacak:
"burası devlete meydan okunacak yer değildir! şu kadına haddini bildiriniz lütfen!!!"*
vatansever, onurlu, demokratik, dürüst politikacıdır. aynı zamanda gazeteci ve şairdir. 1925 yılında dünyaya gelmiş olan Ecevit 05.11.2006 gecesi hayatini kaybetmiştir. Halkını ve ülkesini yürekten sevdiğine kimsenin kuşkusu yoktur. Türkiye için pekçok şey yapmıştır. Kendisinden üçüncü adam, Kıbrıs fatihi olarak bahsedilmektedir.
durust, dogru duzgun ve idealleri olan örnek bir kisiydi ecevit.siyasete hic bulasmayip sadece gazetecilik ve cevirmenlikle ugrassa idi zannederim cok iyi bir fikir kultur adamina malik olacaktik ve sanksiritce siirleri okuma zevkine sahip olacaktik. kendisi bir cok cevirisi vardir. ama nedense siyasete bulasmis t.c. cumhuriyetindeki bir cok insana buyuk gelecek idealleri icin ve olaylarda gösterdigi reaksiyonlar nedeni ile son 35-40 senedir kotu olaylarda bir neden olmustur. gerci iyi olay var mi o da yoktur ya. ama esas olarak bu adam eger su rezil yirminci yuzyılda degilde baska yuzyilda dogsa idi yahut siyasete bulasmasaydi belki bir universite hocasi olsa idi belki türkiye cumhuriyeti bir nebze daha yasanabilir bir yer olacakti. aslinda onun ölümü sagliginda son basbakanlik döneminde ona agzini geleni söyleyenlerin vefat ettiginde göstermelik yas elbiseleri ve gösterisli matem tavirlarini, ikiyuzlulukleri ibretle izleyecegiz.
ve bu adamlarin bir cenazeden baska bir cenaze nasil kostuklarini ve helvaci esnafi olduklarini biliyoruz. yasi yetenler özalin ölümünü hatirlasin. ben kendi adima söylebilirim ki kötü ama iyiniyetli politikaciyi ve cok seyler verebilecekken hic bir sey vermeyi secen sanat adamini kaybettik.ne yapalim hayat bu ......
başbakanlığı döneminde ayağı takılınca doları yükselten ve ülkede görülmemiş bir krize neden olan, bu sabah aramızdan ayrılan ve allahtan günahlarının affını dilediğim eski politikacı.
2002 seçimlerinde de yaşadığı sürece başkasına oy verirsem sanki geceleri uyuyamazmışım hissedip, yine kendisine oy verdiğim, ölüm haberiyle de bütün aileyi ağlatan dede yadigarı... Allah rahmet eylesin.
türk tarihinin en nezaket sahibi devlet adamı. duyguları ile verilen ve sonunda kaybettiren kararları olmuştur, çünkü duygusaldır aynı zamanda kendisi, öyleydi daha doğrusu...
en son, yakın tarihimizde son osmanlı padişahlarının hain gösterilmesine karşı çıkarak onların o halde bile ülke için yaptıkları iyilikleri, atatürk e yaptıkları yardımları açık yüreklilikle ortaya döken, bazı kesimleri şok eden, demokrat insan.
türkçeye en güzel tercümesini bülent ecevit'in yaptığı rudyard kipling şiiri onu ve yaşama bakışını en güzel şekilde anlatır.
EĞER;
çevrende herkes şaşırsa ve bunu da senden bilse,
sen aklı başında kalabilirsen eğer,
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem de kendine güvenebilirsen eğer,
bekleyebilirsen usanmadan,
yalanla karşılık vermezsen yalana,
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana,
düşlere kapılmadan düş kurabilir,
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer,
ne kazandım diye sevinir,
ne yıkıldım diye yerinir,
ikisine de vermeyebilrsen değer,
söylediğin gerçeği derip büken düzenbaz,
kandırabilir diye saflar dert etmezsen,
ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz,
koyulabilirsen işe yeniden,
döküp ortaya varını yoğunu
bir yazı turada yitirsen bile
yitirdiklerini dolamaksızın diline
baştan tutabilirsen yolunu,
yüregine, sinirine "dayan" diyecek,
direncinden başka şeyin kalmasa da,
herkesin bırakıp gittiği noktada
sen dayanabilirsen tek,
herkesle düşer kalkar erdemli kalabilirsen,
unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken
dost da düşman da incitmezse seni,
ne küçümser ne de büyültürsen çevreni,
bir saatin her dakikasına emeğini katarsan hakçasına,
böylece dünyalar önüne serilir,
üstelik oğlum adam oldun demektir.
bundan cok degil 5 sene evvel canim medyam tarafindan yerden yere vurulan, olumu uzerine de kendisini mansetlerinde dev, kurtarici, vatanperver, vb. bir siyasetci icin guzel sifatlari ardi ardina siralanmis rahmetli siyaset ve devlet adami.
nasıl diyeyim. aslında burnunun dikine giden bir adamdı. düşüncelerinden ödün vermezdi. demirel gibi popülist olmadığından çok sevilmezdi ama, benim gördüğüm zaman dilimi içerisinde karşıt düşüncede olsam da, saygı duyduğum 3-5 politikacıdan biriydi. en önemlisi her zaman güvenilir olmasıydı benim nazarımda. ahmet necdet sezer ve kemal derviş onun eseridir. ak partinin yatıp kalkıp dua etmesi gereken insandır.
avcılarda bir mitingde sizi kandırıyorlar. "dindar insanlar solcu olmaz diyorlar. solcular hem dindar, hem de milliyetçi olur" tarzında bir laf sarfetmişti. her zaman, her yerde kendi sözlerimmiş gibi söyledim. örnek olarak da 5 vakit namazındaki chp li babaannemi gösterdim. şimdi ikiside yok ve dünya daha iyi bir yer değil. şu sıra ikisine de ihtiyaç/ım varken...
(bkz: güle güle karaoğlan)
1998 yılında öys yi kazanıp da üniversitelere kaydolan fen - edebiyat fakültesi öğrencilerinin öğrertmenlik hakkını elinden alan dönemin başbakanıdır. *
