ibrahim tatlıses'e hastanede ziyareti sonrası yaptığı açıklama dalga konusu olan eski tbmm'e başkanı.
anlaşılmayan konu ise madem bu adamlar bu kadar zeka özürlü onlara oy verenler ondan daha özürlü.
anlaşılan ülkemizde 2 kişiden birisi zeka özürlü, bir siz akıllısınız zaten.
adamlar icraat yapıyor siz anca laf yaparsınız.
aradaki fark bu.
ak partinin politikası geregi oynanan iyi polis kötü polis rolünün iyi polislerindendir. devamlı ergenekon operasyonu ile alakalı yargıya top atıp geri çekilen yegane akp siyasetçisidir. bu iyi polis tutumu bazı bilinçli insanlar için göz boyamaktan öteye geçememiştir.
faruk çelik ve sülalesinin bursayı yeterince sömürüp semirmeleri neticesinde bursalılar tarafından tepki görmeye başlamış bunun sonucunda bülent arınç aday gösterilmiştir. allah urfanın yardımcısı olsun.
--spoiler--
manisa'daki anemon otel'de konuşan bülent arınç, "siyasete manisa'da başladım, manisa'da bitireceğim, bursa'dan aday olacağım söylentileri var, tekrarlıyorum, manisa'dan seçileceğim" dedi. bursa'ya gönderildi. manisalılar timsah yürüyüşü yaptı. (meraklısına not: anemon, dağ lalesi demektir.)
--spoiler--
bursa 1. sıradan aday gösterilmesi esasen bursa için bir şanstır. umarım bursa'da bulunduğu süreler boyunca faruk çelik ve avanesinin yaptığı soygunların da peşine düşer bülent başgan!.
kimileri nefret eder, kimileri çok sever, ortası yoktur. fakat şu vardır ki bütün herkes türkçeyi mükemmele yakın kullandığını kabul eder. bu alandaki başarası diğer siyasetçilerden kalın bir çizgiyle ayrılmasını sağlamaktadır kendisinin.
elitlerin, ağladığı için yavşakça küçük düşürmeye çalıştıkları siyasetçidir.
eleştirilmesi gereken, muhakkak suretle görüşleri, düşünceleri, sözleri olmalıdır.
bir örnek verilmesi gerekirse ilk aklıma gelen şudur: cumhurbaşkanlığı seçimi olduğu sıralarda, "seçeceğimiz cumhurbaşkanı elbette dindar olacak." tarzında bir açıklaması olmuştu. o sorumsuz açıklamasından sonra da ülkede kargaşa çıkmış, ekonomi kötü etkilenmiş, suların durulması hiç kolay olmamıştı. halkın bir bölümünün güvenmeyi reddettiği, şüpheyle yaklaştığı bazı siyasetçiler, bu sözden sonra, şüpheci kitlelere temelli itici ve korkutucu gelmeye başlamıştır. oysa bu seviyedeki kişilerin ayrışmayı körükleyen bu tarz açıklamalardan şiddetle kaçınmaları gerekmektedir.
al sana hakiki eleştiri.
falandı filandı, şöyleydi böyleydi diye on saat konuşulur üstüne. ama allah aşkına ağlıyor diye bir insanı eleştirmek, bu yönden yaklaşıp tatmin olmaya çalışmak da nedir? bunu hangi mantıksal zemine oturtabilir, hangi çağdaş ölçütlerle savunabiliriz?
adam ağlar da, güler de... kusura bakmayın da size bu konuda anca bok yemek düşer.
bursa'da seçmenlerine seslenirken "'ben altı yılda 15 bin kilometre bölünmüş yol yaptım. benimle boy ölçüşmek isteyen birisi varsa desin ki 'ben daha fazlasını yapacağım." diye konuşmuştur.
kemal kılıçdaroğlu'na müslümanlığı öğretiyor. herhalde kendisi bu toprakları yeterince tanımıyor. kılıçdaroğlu'nun kullandığı adını anmadan önce abdest almak deyimi islamın türk kültürüne adaptasyonu sonucu ortaya çıkmıştır. bahsettiğim gibi bu deyimdir ve ben kendimi bildim bileli bunu hep duymuşumdur. neden somut argümanlara değil de belaltından vurma işlemini gerçekleştirdikleriyse çok açık. hala din üzerinden siyaset yapmaya devam ediyorlar, şova devam.