yoldan geçeceğini bilirsin, kar vardır yarım metre kar ve sen onu görmek uğruna yalın ayak balkona fırlarsın farkında olmadan. beklersin geçmez, unutursun kendini ve yarım saat öylece dikilirsin soğukta. bu salaklıktır! büyük salaklık. *
söylediği bahanelere inanmak yapılan salaklıklara örnektir. misal bütün gün aramaz çok işi var sanırım çok meşgul dersiniz; iş bittikten sonra ya da haftasonları buluşalım deseniz çok yorgunum "evde olup dinlenmek istiyorum" bahanesini yersiniz.
ingiltereye üniversite geri döneceği zaman gidene kadar ağlamamak ağlamamak sonra yolcu ettikten sonra eve gidip ağzına nutella ve kremşanti dayayıp böğür böğür ağlarken gözlüğünü unutup eve geri girmesi noldu falan derken küçük parmağımı koltuğun kenarına çarptım demek. ne bileyim ya üzülsün istemedim ama bu da bir mallık rekoru.
sırf aşık olunan memeliyi görebilmek için; yıllardır özverili hatta göt verili çalıştığın iş yeriyle papaz olup tazminatından bile vazgeçecek hale gelmek.
sevgiliden gelen mesajı okurken; derste telefonla ilgilendiğimi gören hocanın beni çağırması üzerine efendim aşkım diye cevap vermek.
evet yapılabilecek en büyük salaklık bende. kabul.
kardeşten hırka istemek için odadan odaya bağırırken kardeşe sevdilinin adıyla seslenmek ve hırkamı getirir misin aşkım diye koridoru inletmek. akabinde ev halkının şaşkın bakışları.
belki o da izliyordur diye onun izlediği programları izlemek. sanki yanındaymış gibi hissetmek için. yanında olamasan da beraber gülüp, beraber ağlamak için belki de...