kardeşten hırka istemek için odadan odaya bağırırken kardeşe sevdilinin adıyla seslenmek ve hırkamı getirir misin aşkım diye koridoru inletmek. akabinde ev halkının şaşkın bakışları.
sevgiliden gelen mesajı okurken; derste telefonla ilgilendiğimi gören hocanın beni çağırması üzerine efendim aşkım diye cevap vermek.
evet yapılabilecek en büyük salaklık bende. kabul.
sırf aşık olunan memeliyi görebilmek için; yıllardır özverili hatta göt verili çalıştığın iş yeriyle papaz olup tazminatından bile vazgeçecek hale gelmek.
ingiltereye üniversite geri döneceği zaman gidene kadar ağlamamak ağlamamak sonra yolcu ettikten sonra eve gidip ağzına nutella ve kremşanti dayayıp böğür böğür ağlarken gözlüğünü unutup eve geri girmesi noldu falan derken küçük parmağımı koltuğun kenarına çarptım demek. ne bileyim ya üzülsün istemedim ama bu da bir mallık rekoru.
söylediği bahanelere inanmak yapılan salaklıklara örnektir. misal bütün gün aramaz çok işi var sanırım çok meşgul dersiniz; iş bittikten sonra ya da haftasonları buluşalım deseniz çok yorgunum "evde olup dinlenmek istiyorum" bahanesini yersiniz.
yoldan geçeceğini bilirsin, kar vardır yarım metre kar ve sen onu görmek uğruna yalın ayak balkona fırlarsın farkında olmadan. beklersin geçmez, unutursun kendini ve yarım saat öylece dikilirsin soğukta. bu salaklıktır! büyük salaklık. *
ekmek almak için evden çıkarsın belki görebilirim diye sevgilinin evinin oradaki markete gidersin. 40 dakika da gidersin gelirsin bir ekmek için.yemek buz gibi olur.ama güzeldir kötü değildir yani anılar.kendimi avuttum galiba.