baştan sona salaklık aslında. aşkın aptallaştırıcı etkisi ve geçiciliğindan doğan salaklıklar. mesela, aşık olunmasına rağmen bir sebep bulup bir daha beni arama demek ve sonra bütün zamanını telefonun başında aramasını bekleyerek geçirmek, aramayınca kızmak. *
seni seviyorum demek. direk olarak karsindaki insanin bir yerleri kalkar ve seninle kedinin fareyle oynadigi gibi oynar. oyunda bir vardir, bir yoktur. bundan daha buyuk bir salaklik olur mu askta?
sabahın köründe papatya bulmaya gitmek. ve güneş henüz doğmamışken papatyaların boynunun bükük olduğunu fark etmek. bunları da yatılı okulda okulla tarlanın arası 2 km iken yapmak. herşeye rağmen çiçekleri almak. derse geç kalmak. papatyaların çok da makbule geçmemesi. (bkz: gerenimo türkçesi)
iki gunde bir cpu fanini temizlemek,
geceleri klavyeyle beraber uyumak,
bir satirda enter'a basmak icin 17 saniye boyunca dusunmek *****************,
sozcukler.arasina.nokta.koymak,
satir sonlarini noktali virgulle bitirmek;
firewall'un ince ayarlarini yaparken bilgisayar usumesin diye lan kablosunu cikarmak *,
random alinan dinamik ip nin rakamlarinin toplami asal sayio lana kadar yeni ip almaya devam etmek,
monitorun yanindaki cipse fare imlecini goturmek,
.
.
otobüste sevgiliye mesaj yazayım derken inilecek durağı kaçırıp ıssız bir yerde inmek, ardından geri dönmek için minibüse binmek, minibüste 'iyice aptallaştım noluyo lan bana' diye düşünürken tekrar durağı kaçırdığını farketmek, sonrasında inilip boku çıkarılmadan, yürüyerek evin yolunu tutmak.
sabah sekiz otuz da dersi olan sevgiliye ulasmak için gece iki trenine binmek ,sonra yaklasık iki saat sogukta beklemek neticede sevgiliden papara yemek.
muglanin bir ilçesinde oturan sevgilinin telefonda canim kokorec cekti demesi uzerine yarim ekmek kokorec yaptirip bursadan arabaya atlayip ona kokorec goturmek ve sabah ise yetisilmesi gerektiginden kokoreci birakip aynen geri donmek.
