çeşitli türleri vardır. aşık olunmaması gereken kişi katagorisine kuzen, arkadaşın sevgilisi, en yakın arkadaşınız vs. girebilir. ve karşılıklı aşk varsa genelde bazı şeyleri göze alır ilişkiye başlar insan. ve çok fazla acıtmaz.
en kötüsü aşık olunmaması gereken kişiye tek taraflı aşık olmakdır. söylesem mi söylemesem mi söylersem ne der gibi sorular dolaşınız kafanızda. sonuçta birşey söylemeden onun yanında yaşarsınız arkadaş taklidi yaparsınız. aşk denilen şey olmadığı zaman çığ gibi büyüyor, olduğu zamanda aynı hızla azalıyor yerini alışkanlığa bırakıyor.
ben yaşamıştım bu durumu. daha lisedeyken, üniversiteli bi hatuna aşık olmuştum. o da tek aşık olduğum, güvendiğim insandı. ve insan beni götümden sikmişti. canım benim ya.
bile bile lades denilen hadisedir. bilirsin yanacaksın ama yinede uzatırsın elini ateşe. bu durumun daha da kötüsü size aşık olan kişinin de size aşık olmaması gerekiyorsa herşey çorba olur. aklın, aklı, kalbi, kalbim herşey yerle bir.
öyle lanet birseydir ki gecelerce uyuyamaz, başkalarının yanında ağlayamaz, derdinizi hiçkimseyle paylaşamazsınız. zaten aşk çok boktan bişi olduğundan imkansızı sever ve elinizde olmadan aşkınız çığ gibi büyür.
kendinize dur demek istersiniz ama durmanın tek yolu; onu hayatınızdan çıkartmak 1-2 ay ağlamak sonra düzelmeyi ummaktır, eger hayatınızdan cıkartmayı basaramazsanız işler iyice boka sarar artık öyle bir noktaya gelirsiniz ki diyebileceğiniz tek sey: "yoruldum artık o nun yanında arkadas takliti yapmaktan ne duruyorsun al canımı" olur.
insan bünyesi ezelinden beri "yasak" olana meraklı olduğundan hayatın herhangi bir döneminde karşılaşılabilecek ve can yakacak olaylardan biridir. başlarda aşık olmanın verdiği o tatlı heyecan hali bünyeyi esir almakta, sezen'in "aşk için ölmeli aşk o zaman aşk" dizeleri kişiyi coşturmakta ve aklına "neden olmasın?" sorusunun girmesine yol açmaktadır. lakin yapacak bir şey yoktur, işin sonu o ya da bu şekilde hüsrandır.
Bu dünyada ruhsuz bir bedenle yaşamaktır çünkü ruhunuz her daim onunladır. Yaptığınız tüm yanlışlar bile sizin için yapılan en masum davranışlardır.onun seni sevmediğini ve sonunda üzüleceğini bildiğin halde yürürsün kader çizgine.
aşık olunması gereken kişiye aşık olmamaktan daha kötü değildir.
çünkü bu kişi bir defa çıkacaktır karşına. istenmeyen aşk ise her zaman seni bekleyen kabustur.
aşık olmanın ta kedisidir. zaten mantıklı olana aşık olmak diye bir şey mümkün değildir. seçim yapılamaz. önce aşık olunur sonrası garip bir garibanlık hissidir.
bide bunun sonradan anlaşılan türü vardır o daha kötüdür. biriyle konuşmaya başlarsınız aşık olursunuz oda size aşık olur sevgili olursunuz ama kendinizin %100 zıttı biridir bu o kadar zıtsınızdır ki tuvalette sıcarken düşündüğünüz konular bile farklıdır, çok büyük bir aşk yaşarsınız ama bu zıtlıktan dolayı anlaşamazsınız ve sürekli kavga edersiniz yıpranır yıpranır bitersiniz ama ilişkide krediyi tükettiğiniz için unutmanız kolay olur ayrılık acısını ilişki içerisinde çekersiniz o ayrı.
içinden çıkılmaz ve çok can yakan durumdur. yasaktır sana, dokunmak istersin dokunamazsın.. birkez baktığını görsen umutlanırsın, çok çelişkiye düşürür insanı. çok acıttığı için defalarca unuttum yaa, bitti, aşk da değildi hem beğenmişim sanırım gibi kişinin kendisinin bile inanmadığı cümleleri etrafındakilere söylettirir bu ruh hali. güçlü gözükmeye çalışır, ama nafile. onu her gördüğünde o kalp çıkcak gibi atar,vücud dengesini kaybeder. keşke herşeye karar verebildiğimiz gibi buna da karar verebilsek, olmayacak duaların amincisi olmasak.