kesinlikle olmaz dediğin bir anda hiç ummadığın bir kişiye yine senin haberin olmadan aklını kaptırmaktır. gönlünü değil bak aklını kaptırmak. ona göre.
zira aklın artık onun elindedir. sürekli kendini düşündürtür sana. derste hocanın yüzüne mal mal bakarken bulursun kendini. kantinci arif abi kola verirken "yeeeenim bekleme yapma" diye uyarır seni. dolmuşta para üstünü almayı unutursun. annen babana "bizim oğlanda bi hal var ama du bakalım" der. kitaplar, "abi biz seni tutmayalım" der gibi bakmaktadır. arkadaşlar "gel lan pes atalım" dediğinde "abi siz gidin ya" dersin, onlar da şaşırır.
bir süre sonra bunun böyle gitmeyeceğini anlarsın. akıl tekrar uğrar sana. göremediklerini göstermeye gelir. o anda ilacın sende değil de onda olduğunu anlarsın. bu sefer de gönlünü alır elinden, şansın varsa o da sana verir gönlünü böylece eksik kalmazsın. eğer yoksa sap gibi bırakır seni ortada. gerçekten şapşala dönersin. başlarda aklın gitmesiyle yaşadığı o heyecan artık yerini sadece hüzne bırakır. aslında her şeyin farkına varmışsındır; ama dedik ya akıl gitti diye, görmen zaman almıştır.
her şeye rağmen sakın o yalan diyenlere inanmayın. güzeldir, sık olmaz; lakin gerçekten ortaya çıktığında da kaçırmamak gerekir. güzel duygudur, her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsa...
anaokuluna giden bir çocuktan duyduğum
-sen hiç aşık oldun mu?
+oldum. sen oldun mu?
-ben kaşık oldum.
espirisi üzerine beynimin yanmasına sebep olan cümle.
kelebeklerin midende uçuşmasıdır hatta her yerinde, sürekli sırıtan bir surat... ıslık çalar şarkı söylersin... ibrahim tatlıses'ten "sen aşıksın arkadaş" seven sevilen herkesee dersin.
