aşk
içindeki tüm güzellikleri ansızın atfedersin karşındakine, ne kadar beyaz giysilerin varsa artık onun üstündedir. aşıksındır içinde kalmış bir avuç saflığa temizliğe.
(bkz: kadınların cinselliğini özgür yaşaması)
3 gün msn'e girmedi diye msndeki herkezi bloke edip ( burdaki amaç eğer o msne girerse sadece onun online oluşunun çıkaracağı*dıınngg sesi bütün evi dolduracak ve onun msne geldiği anlaşılacak, böylece evin hangi köşesinde olursa olunsun ışın hızıyla bilgisayarın başına gelinecek olmasıdır. sonra da hesap sorma işlemine geçmektir.
o kadar çok yazılmış ki şimdiler de akıl sadece "pek bir güzel şey" demekle yetiniyor... daha ileri kelimeler kurmaya aşk'ın kendisi engel oluyor... öyle ya aşk insanı bir süre hayattan soyutluyor ya da hayatı "o"ndan ibaret yapıyor ve bu gerçekten "pek bir güzel şey... "
güzel bir şey. Ama şey işte. Ne olduğunu bilemiyor insan sadece şey diyor o kadar... ya da öyle bir şey... adı üstünde şey... şey ya nasıl söylenir.. nasıl derler sizin orada öyle bir şey.. nasıl diyorlarsa o dedikleri şey işte... ne diye sorma ama sen cevap yine şey olacaktır... şey bu hani böyle filmlerde güzel kız sabah uyanır yüzünü ovuşturur ve gülümser ya sanırım öyle bir şey... sabah uyanıyorum yüzümü ovuşturuyorum ve gülümsüyorum... yani böyle bişey olsa gerek.. di mi?
boşuboşuna kendimize çektirmektir. kalbimiz öylece sakin sükunet içinde dururken canıızın hareketlilik çekmesi sonucunda daha sonraları başedilmez kalp ağrılarıyla karşı karşıya kalmak durumudur. çaresi veya panzehiri yine o sevgilidir.
büyük hatadır, dönüşü zordur, gayet meşşakkatli bir yolculuktur. sonunda ne olucağı bilinmeyen, sürekli hayalin kurulduğu, insanın iştahının kesilmesine yol açan, durup durup ağlamasına ve zaman zaman sırıtmasına yol açan eylemdir.
--spoiler--
dünyanın en güzel duygusudur. insana bir yaşama amacı verir. doğru düzgün entry bile giremezsiniz sevdiceğinizi düşünürken.
--spoiler--
sonra günler haftaları, haftalar ayları takıp eder ve bir gün yanınızda size buz gibi davranan biri olur.. "bitsin" der siz döner bakarsınız, bir anlam veremezsiniz. belki cümle bile kuramazsınız bogazınız düğümlenir... ardından "hoşçakal" der ve gider...
o sizden sogumuştur siz o bırakıldığınız yerde donarsınız...
sonra günler haftaları, haftalar ayları takıp eder ve bir gün yanınızda size kocacım diyen biri olur. "hiç bitmesin" der siz döner bakarsınız, dünyanın en güzel sözünü duymuşsunuzdur. belki cümle bile kuramazsınız boğazınız düğümlenir... ardından "aşkım benim" der ve omzunuza yaslanır...
o sizin hayatınız olmuştur artık siz olduğunuz yerde mutluluktan uçmaya başlarsınız...
--spoiler--
ardından "aşkım benim" der ve omzunuza yaslanır...
o sizin hayatınız olmuştur artık siz olduğunuz yerde mutluluktan uçmaya başlarsınız...
--spoiler--
"biz" diye başladığı her cümleye sizin ayaklarınız yere değmezken "ben" diye başlar artık... size de mutluluktan uçtuğunuz gökyüzünden aşağıya baş aşağı düşmek kalır... bu düşüş sizin sonrası için tüm duygularınızı da alır götürür...