dökülür yediverenler teninden rengarenk
acarsın mevsimli mevsimsiz bir tanem
değisir kokun, ısınır kanım
beni yakarsın
vazgeçilir gibi değil
bu med cezirler
fırtınam, felaketim hasretim
yetmiyor sevişmeler yetmiyor
şiddetin ne hoş
ne güzel şefkatin
sevdikçe sevesim geliyor
ölene kadar peşindeyim bırakmam
tutuşur geceler yanar
geceler söner
bedenim altüst
sarhoş başım döner
karışır tenime
karışır teninin tuzu bir tanem
vazgeçilir gibi değil
bu med cezirler
fırtınam, felaketim hasretim
yetmiyor, sevişmeler yetmiyor
şiddetin ne hoş
ne güzel şefkatin
sevdikçe sevesim geliyor
ölene kadar peşindeyim bırakmam...
yol arkadaşım gördün mü duydun mu olup bitenleri
kıskanıyor insan bazen basıp gidenleri
yalnız aşmışız iyice üstelikte alışmışız
hiç beklentimiz kalmamış dosttan bile
korkular basmış dünyayı, şimdi bir semt adı vefa
kutsal kavgalardan bile kaçan kaçana
anlaşılır gibi değiliz tek bedende kaç kişiyiz
hem yok eden hem de tanık,ne esaslı karmaşa
ben sana küsüm aslında, haberin yok
koyup gittiğin yerde kötülük çok
kime kızayım, nazım senden başka kime geçer
benim sensiz kolum bacağım,ocağım yok.
Sen esas alemi seçtiğinden beri
Ben o saniyede bittiğimden beri
Dünya bildiğin dünya,dönüp duruyor işte
Uzun uzun konuşuruz birgün son istanbul beyi
ben geceye bir siir birakmak istiyorum misralari bana ait...
Gonlumuz hep bir umudun bekcisi
Bir acinin gardiyani...
Guluslerimiz piranga olmus huzunlerimize
Bos hayallere baglamisiz kendimizi
Pare pare yanar iken icimiz
Vakitsiz yagan yagmur gibi yaslarim
Daglar engel yollar gard almis bana
Hasretim huzur kokan gokyuzune
Duygularim benligimi terketmis olsada
Imtihanimmi bogazimdaki dugummu yasadiklarim
Misk kokusunu andirir umutlarim
Bir dumana hapsetmisim soyleceklerimi
Sesim cikmaz olmus yâr
Kim anlar beni?