Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
Meyveler sabırla olgunlaşırmış,
Bir gün gözlerimin ta içine bak,
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak.
Hani biriyle tanışırsın, çevrende görmeye alıştığın
insanlardan çok farklı biri.
öyle biri ki her şeyi bambaşka bir gözle görür
Ve seni de bakış açını değiştirmeye yöneltir.
Dünyaya onun gözleriyle bakmaya başlarsın.
içine ve dışına da.
Etkilenirsin.
Etkilenmek ne kelime, büyüsüne kapılırsın.
Gene de ilk başlarda araya bir mesafe koyabileceğini,
Yüreğini kontrol altında tutabileceğini zannedersin.
Oysa rüzgâr sandığın fırtınadır.
Sınır sandığın yer oynak ve kaygan bir zemindir.
Bir bakmışsın, farkında bile olmadan açılmış,
Karadan uzaklaşmışsın.
Okyanusun tam ortasındasın..
tüm istekler ihtiyaçtan, yani yoksunluktan, yani ıstıraptan doğar. schopenhauer..
ihtiyacınızın olmadığı şeyleri mal mal istemeyin, sizi zaten tatmin etmez demiş gene gece gece düşündürmüştür.. harbiden o yüzden mi, insan ergenlik aşklarına "eheh bu neymiş lan kafam nerdeymiş benim ne içmişim" diye tanımlıyo çoğu zaman.. insan sadece varlığında mutluluk değil, yokluğunda ızdırap hissedeceği adamı bulduğunda doğru kişiyi bulmuş oluyo öle mi ?
çok manalı lan şopenavur bi kere daha hayran kaldım sana..
Söz konusu aşk aslında yitik bir aşksa, okunası olur bu dizeler.
bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider
bir hatıradır şimdi dalgın dalgın uyuyan şehir
solarken albümlerde çocuklar ve askerler
yüzün bir kır çiçeği gibi usulca söner
uyku ve unutkanlık gittikçe derinleşir
yan yana uzanırdık ve ıslaktı çimenler
ne kadar güzeldin sen! nasıl eşsiz bir yazdı!
bunu anlattılar hep, yani yiten bir aşkı
geçerek bu dünyadan bütün ölü şairler
bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider
tutsaklık,
nasıl da mutlu eder insanı.
görürken körlük,
duyarken sağırlık,
ve konuşurken dilsizlik hali.
bedenin,
aklın yörüngesinden çıkıp
duyguların esaretine girmesi.
içindeki senin,
eski sen olmadığını bilmek.
aşıksan, evet.
değişir yönü rüzgarın
solar ansızın yapraklar;
şaşırır yolunu denizde gemi
boşuna bir liman arar;
gülüşü bir yabancının
çalmıştır senden sevdiğini;
içinde biriken zehir
sadece kendini öldürecektir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.
bir anı bile kalmamıştır
geceler boyu sevişmelerden;
binlerce yıl uzaklardadır
binlerce kez dokunduğun ten;
yazabileceğin şiirler
çoktan yazılıp bitmiştir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.
avutamaz olur artık
seni, sevdiğin şarkılar;
boşanır keder zincirlerinden
sular tersin tersin akar;
bir hançer gibi çeksen de sevgini
onu ancak öldürmeye yarar:
uçarı kuşu sevdanın
alıp başını gitmiştir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.
yitik bir ezgisin sadece,
tüketilmiş ve düşmüş gözden;
düşlerinde bir çocuk hıçkırır
gece camlara sürtünürken;
çünkü hiçbir kelebek
tek başına yaşamaz sevdasını,
severken hiç bir böcek
hiç bir kuş yalnız değildir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.