aşkı en güzel anlatan dizeler

entry672 galeri3
    76.
  1. yokluğun, cehennemin öbür adıdır
    üşüyorum, kapama gözlerini...*
    (bkz: hasretinden prangalar eskittim)
    4 ...
  2. 77.
  3. aşk bir b.ktur yemeyen yoktur. bize bunu öğrettiler.
    2 ...
  4. 78.
  5. ...

    sen,
    benim için hava kadar lazım
    ekmek kadar mubarek
    su gibi aziz birşeysin,
    nimetsin nimetsin.

    c.s tarancı
    2 ...
  6. 79.
  7. herkesin aşkı kendine olduğu için aşkı yaşayan insanın yazdığı dizelerdir. posta gazetesindeki yurdumuz şairleri köşesini bu yüzden seviyorum işte. oradaki insanlar yaşamayı biliyor ne pahasına olursa olsun.
    1 ...
  8. 80.
  9. bütün bu sürekli arayışlar neden bilir misin
    neden bu durup durup isyan etmeler allaha
    bu aldanmalar, yıkılmalar, bu sonsuz çalkanış
    hep sana yaklaşmak için, biraz daha biraz daha
    seni bulmak yılgın, yıkık gecelerden sonra
    sana çıkmak merdivenlerden nefes nefes
    belki ben yalnız senin güzelliğinde çirkinim
    hiç solmasa güzelliğin, böyle hiç bitmese
    yanmak var sana yaklaştıkça biliyorum
    yok olmak var, kahrolmak var, kül olmak var
    öyle bakma gözlerime bakma artık ölüyorum
    yaşamanın ta kendisi oysa bu ölmek değil
    gözlerim gözlerinden başkasını unuttu
    sen yoksan o yokluktur, senden öncesi yoktu.

    (bkz: ümit yaşar oğuzcan)

    Kimdi cesaretimi kıran,üstelik
    Yeni serüvenlere hazırlarken kendimi
    Sesimi cılız,rüzgarımı yelkensiz
    Bulan kimdi, ki şimdi geniş zaman
    Kipiyle düşürüyor gölgesini anılarıma
    Ama kimdi adını bir kadına ödünç verip
    Doruklara çekilen büyülü doruklara
    Biz Asmin dedik ona,sevgilim,kadınım,
    Anamdı belki, ama o çoktandır
    Üç bin metrenin altına inmiyor artık

    içimde bir fil sezgisi,kopup gitmeliyim
    Dağlara yazmalıyım aşkı ve ayrılıkları
    Asminli düşler kurmalıyım ya da birisi
    Karşılık bulmalı canımı yakan sorulara
    Kim demiyorum kim olursa olsun
    ...

    (bkz: asmin) (bkz: ahmet telli)
    (bkz: gidersen yıkılır bu kent)
    1 ...
  10. 81.
  11. gül yağını eller sürünür
    çatlasa da bülbül!

    gül yağını eller sürünür
    çatlasa bülbül!

    (tamburi ali efendi)
    1 ...
  12. 82.
  13. belki benim kağıt param bir şekilde döne dolaşa senin cebine girer.
    3 ...
  14. 83.
  15. ...
    ben bunları kimseye anlatmadım
    bir tek sen duy diye
    sen bil diye
    sen anla diye
    *
    4 ...
  16. 84.
  17. ben sana mecburum bilemezsin
    adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    büyüdükçe büyüyor gözlerin
    ben sana mecburum bilemezsin
    içimi seninle ısıtıyorum.
    2 ...
  18. 85.
  19. "tüm anlarımı biriktirip zaman dilimlerimde,
    hepsini yanında tüketmek isterdim.
    hiç gitmelerim olmazdı o zaman,
    kalışlarımın keyfiyle öperdim uzun uzun dudaklarından.
    güneşin batışını umursamazdı gözlerim,
    takılmazdı saatlerimin yelkovanları mecburiyetlerime,
    ve kalbimi sıkıştırmazdı göğüskafesim o zaman böyle.
    uçurtmalarına tutunup yüreğim, yükselirdi onlarla,
    gitmelerim ezemezdi kalmalarımı tüm ağırlıklarıyla.
    o zaman korkmazdı ruhum kırılıp, küsmenden bana.
    biriktirebilseydim eğer meleğim,
    tüm anlarımı bir yerde,
    sen yokken nefes bile almazdım inan,
    tükenmesinler diye..."

    alıntıdır.
    3 ...
  20. 86.
  21. 87.
  22. Önce bir ellerin var
    Yalnızlığımla benim aramda
    Sonra birden kapılar açılıverdi
    ağzına kadar
    Sonra yüzün,
    Ardından gözlerin dudakların
    Sonra herşey çıkıp geldi
    Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde
    Sen çıkardın utancını duvara astın
    Ben masanın üzerine koydum kuralları
    Herşey işte böyle oldu önce

    cemal süreya
    6 ...
  23. 88.
  24. zamana pervasız yok sayılmış saatlerde, sen sansamda çaresiz her kapı sesini,
    gelmediğin gün anladım ki; yaşamak bu değilde senin için ölmekte bu olsa gerek.
    sevdamızı yazan takvimler tükendiğinde anladım ki biz hiç yaşamamışız.
    bir tek ayrılıktı aşkımdan öte...
    3 ...
  25. 89.
  26. ben bekar adamım
    param yok ki karım olsun
    geceleri şeytan girer rüyama
    sağolsun

    --------------özdemir asaf-------------
    8 ...
  27. 90.
  28. kız kaptırdı gönlünü,
    sevdiği oğlan kalpsizin biri
    alay etti güldü...
    hiç aşka gülünür mü?

    ne çare cahil aklı
    kız hastalandı yattı.
    mum dayandı pervane... öldü.

    oğlan sormakta haklı
    "hiç aşktan ölünür mü?"

    behçet necatigil- aşk gelmiş cihana
    4 ...
  29. 91.
  30. duyumsadığın her şeye en küçük önemi ver..
    söylemişti sensiz yapamayacağını,
    yeniden rastlarsan ona, tanıyacaktır seni..
    bana bir iyilik yap, bu kadar çok sevme beni..
    en son sevildiğimde duymamıştım, en küçük bir sevinç bile...

    Bertolt Brecht
    1 ...
  31. 92.
  32. verdiğim bütün sözler
    sende kalsın isterim
    ben sana gülüm derim
    gül sana benzediği için ölümsüz
    yazdığım bütün şiirler
    sana başlayan bir kitap için önsöz
    *
    2 ...
  33. 93.
  34. sevgili yazmıştır. kendi hiseettirdiklerinin yansıması olan kelimeleri okumak, insana şüphesiz ki bambaşka bir haz verir.
    2 ...
  35. 94.
  36. gözlerinin izin vermediği gün dudakların söylediğinde, sana sormadan olmadığın yerlere koymuştum kendimi.
    göstermeyecektim ya sana ağladığımı; gözyaşımı sarıp yüreğime, uzaklara, hiç gitmediğin yerlere saklanmak istedim.
    ne çok yanılmışım, küçücük yüreğine iki sevgi sığdırmışken ayrılık daha zor.
    sen okunmamış bir öykünün en güzel satırlarıydın yazamadığım, sonu olmayan başlangıçlar olsada sebebi acıların.
    2 ...
  37. 95.
  38. aşk...
    bazen soğuk bir el,
    bazen de sıcak bir dokunuş...

    aşk...
    anlamsız cümleler kurduran,
    şaşırmış bakışlar altında
    karamsarlığı silip atan bir olgu...

    aşk...
    bazen kısık bir ses,
    bazen de donuk bir haykırış...

    işte bu aşk...
    sessiz sedasız uzanan elle
    konuşmaya başlayan bir vücüd
    hafifçe dokunulan tene
    seni seviyorum dedirten bir çığlıktır...
    4 ...
  39. 96.
  40. Uy havar!

    ...
    Uy havar!
    Muhammed, isa aşkına,
    Yattığın ranza aşkına,
    Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü!
    Benim de boş yanım hançer yalımı
    Ve zulamda kan - ter içinde asi,
    He desem, koparacak dizginlerini
    Yediveren gül kardeşi bir arzu
    Oy sevmişem ben seni
    ...

    HANi KURŞUN SIKSAN GEÇMEZ GECEDEN

    ...

    Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
    Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
    Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
    Ve zehir - zıkkım cıgaram.
    Gene bir cehennem var yastığımda,
    Gel artık...

    ...

    ahmed arif
    2 ...
  41. 97.
  42. bekliyorum..
    öyle bir havada gel ki,
    vazgeçmek mümkün olmasın.
    *
    3 ...
  43. 98.
  44. gülşiir

    ...

    Şimdi gece, soluğumu verdim içime
    Az önce kağıtlara gül kuruları serptim
    Dolaplardan kekik, nane kokuları çıkardım
    Öylece serptim, seni yazacağım diye
    Sen ki, deniz görmemiş bir deniz kızısın
    Aklımın almadığı bir yerde, öylesin
    Şimdi gece, iki kişilik bu yalnızlık
    Bize artık yeter de artar bile...

    ...

    Nefret ediyorum ve seviyorum seni
    Girdiğin bütün kapıları açık bırak
    Birazdan git diyebilirim çünkü..
    Çağım yalnız bırakmıyor beni, ellerini
    Tutuşumda, usulca öpüşümde dudağını
    Çağım aramızda çekilen kanlı bir bayrak
    Uzayan, akan bir irin yolu gibi.

    ...

    Sözcükleri güden çobanları var kalbimin

    Beynimin yaşamı saran kıskaçları

    Bitsin dediğim yerde bunun için başlıyorum

    Yitirdiğim her şeye dönüp de bakmam bundan

    Sensin yalnızlığa uzanan yolların düğüm yeri

    Ama şu anda içimde öyle çoğulsun ki

    Böyle irkilmezdim dünyayı kucaklasam.

    ...

    ahmet erhan
    1 ...
  45. 99.
  46. GÖĞE BAKMA DURAĞI

    ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
    Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
    Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
    Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
    Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
    Bu evleri atla bu evleri de bunları da
    Göğe bakalım

    Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
    inecek var deriz otobüs durur ineriz
    Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
    Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
    Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
    Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
    Herkes yokken biz oluruz biz uyumıyalım
    Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
    Beni bırak göğe bakalım

    Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
    Tuttukca güçleniyorum kalabalık oluyorum
    Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
    Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    Bana dönesin diye bir bir kapattım
    Şimdi otobüs gelir biner gideriz
    Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
    Seni aldım bana ayırdım* durma kendini hatırlat
    Durma kendini hatırlat
    Durma göğe bakalım.

    (bkz: turgut uyar)
    (bkz: göğe bakma durağı)
    1 ...
  47. 100.
  48. O'nu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
    Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...
    O'nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O'nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
    sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O'ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
    ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa...
    dünyanın en güzel yeri O'nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
    hayat O'nunla güzel ve onsuz müptezelse...
    elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O'nun yüzü pembeyse,
    kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
    her şiirde anlatılan O'ysa... her filmin kahramanı O... her roman O'ndan söz ediyor, her çiçek O'nu açıyorsa...
    bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,
    iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...
    iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
    eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O'nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız...
    mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O'na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...
    kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
    özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
    hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız...
    O'nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...
    ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...
    gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
    bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O'nun yüzü suyu hürmetine...
    uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...
    dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
    nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız...
    kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
    gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
    Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
    ...o halde bugün sizin gününüz!..
    "Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz.

    (bkz: can dündar'dan seçmeler)
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük