ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin.
böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
en uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
kesmemeye
laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
bütün kara parçalarında
afrika dahil
aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
yatakta yatmayı bildiğin kadar
sayın tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
bütün kara parçaları için
afrika dahil
senin bir havan var beni asıl saran o
onunla daha bir değere biniyor soluk almak
sabahları acıktığı için haklı
gününü kazanıp kurtardı diye güzel
birçok çiçek adları gibi güzel
en tanınmış kırmızılarla açan
bütün kara parçalarında
afrika dahil
birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
boynun diyorum boynunu benim kadar kimse
değerlendiremez
bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
iki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna
diziyorlar
bütün kara parçalarında
afrika dahil
burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
aklıma kadeh tutuşların geliyor
çiçek pasajında akşamüstleri
asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
bütün kara parçalarında
afrika hariç değil
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin.
(bkz: attila ilhan)
gözlerin gözlerime değince
felaketim olurdu, ağlardım
beni sevmiyordun, bilirdim
bir sevdiğin vardı, duyardım
çöp gibi bir oğlan, ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felaketim olurdu, ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
sessizce bir cigara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin, bakardın
üşürdüm, içim ürperirdi
felaketim olurdu, ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felaketim olurdu, ağlardım
Bir Gün
Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde,
Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa,
Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde ,
Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa,
Bil ki seni düşünüyorum .
olayların içinden kendini çıkartır şöyle yaptıklarına karşıdan bi bakarsın. bakarsın ki herşey başladığın gibi!
olmuyorsa, olmuyordur!
gönlün rahat mı?
elinden geleni yaptın mı?
cidden olmuyorsa zorlamıycaksın...
dışından bakılıca sanırsın dünya alem.
zevki sefa içinde her seven.
girmeye gör içine, aşkı seyrine.
rezil rüsva eder, her seveni bu zevki alem.(metikom)
sen orda bağrına bas dur en büyük çileyi,
ben burda en büyük çileyi doldurayım,
ekmeğe muhtaç, hürriyete muhtaç, sana muhtaç.
sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur,
ben burda zerdalisiz bir dal gibi durayım.
aşkın hiç bir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
başlı başına bir dünyadır aşk.
ya tam ortasındasındır, merkezinde,
ya da dışındasındır, hasretinde...
(bkz: elif şafak) (bkz: aşk)
YiNE DE BEN TOPLARDIM YERLERDEN KALBiMiN KIRIKLARINI...
En çok senin yanında üşürdüm
Sen beni her zaman üşütürdün de
Haddimi aştığım zamanlarda
Sana yaklaşmayı denediğim zamanlarda yani;
En acımasız soğuğunu çarpardın üstüme
Çok toydum
Dayanamazdım
Buz kesilirdim ve son bir vuruşla;
Paramparça etmeyi de ihmal etmezdin
O buz kütlesini her seferinde
Yine de ben toplardım yerlerden; kalbimin kırıklarını
Suya benzerdin
Musluktan damlardın mesela;
Ben uykuya dalmadan hemen önce
Ya da durup dururken
Bir salgın hastalık getirirdin uzaklardan;
Bana armağan ederdin
Hiçbir şey yapmasan,
Ayakkabımın içine girerdin;
Tam da evden yeni çıkmışken ben
Sen basbayağı suya benzerdin
Ne zaman kötü hissetsen,
Kötü hissettirmek için
Yokuş aşağı akmaya başlardın bütün gücünle
Tabii ki ben olurdum yokuşun altında
Ve her zaman hazırdı savunman:
"Yokuş yukarı nasıl akacaktın?"
Ve tabii ki gövdemi parçalardın,
Sen benim gövdemi parçalardın da;
Yine de ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını
Sen suya benzerdin ya,
Sensiz olmazdı
Olduğu kadar da olmazdı
Yani ben bir hiç kimseydim
Ama yine de ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını;
Sırf ayaklarına batmasın diye...