ne nihal karakterini ne behlül'ü ne de bihter'i sevdiğim dizidir. ama diziyi severim bak o ayrı. şimdi şöyle nihal'i elime verseler öyle bir döverdim ki hayatım boyunca izlediğim tüm dizilerdeki en gıcık karakter olmaya layıktır kendisi. bir de böyle masum falan demiyor mu behlül onun için...yok arınacakmış yok çok safmış... öff be sus ya...
behlül'ü sevmememin nedeni sanki daha bir iki ay önce, hatta nihal'le nişanında bile yengeciğiyle yatıp şimdi hiçbir şey olmamış gibi davranabilmesidir. deli oluyorum vallahi. o ne pişkinlik öyle, onun mutlu olmasına katlanamıyorum. lakin olmayacak ta hepimizin de bildiği gibi.
ve bihter... aslında bu karakteri sevmememin nedeni adnan'ı aldatması, behlül'ü rahat bırakmaması galan değil. şu hizmetçilere ettiği eziyete katlanamıyorum.
ha bu arada;
-- spoiler --
74. bölüm fragmanında görmüş olduğumuz malum öpüşme sahnesi, ne oyun, ne rüya, ne de bir plandır. tamamen gerçektir ve salak behlül, bihter'i çok sevdiğini fark ediyormuş, seni çok özledim falan diyormuş. kesinliği hakkında bir fikrim yok ama setten tanıdıkları olan arkadaşlar böyle olduğunu iddaa ediyorlar ve genelde söyledikleri hep doğru çıkmaktadır.
lakin böyle bir durumda, öngörülen sonun nasıl gerçekleşeceğini anlamamaktayım. yani bihter'in intihar etmesinden bahsediyorum. ancak şöyle olabilir, bihter ve behlül yeniden birlikte olurlar ve bir gün nihal bunları yakalar, behlül kaçar, bihter dayanamayıp intihar eder...
-- spoiler --
bihter in milyon dolarlık elbisesi üzerine bit pazarından aldığı plastik kolyeyi taktığı dizi.stand mankenleri gibi ortalıkta dolanırken matmazel ve hizmetçi kız cemile den aldığı ayarlarla çılgınlaarr gibi bağırması, annesi firdevs cadolozunun behlül den ayarın hasını alması bölümün en keyif veren anlarıydı.
zamanı değil, biliyorum ama daha önce değinmeyi hep unuttuğum önemli bir detayı hatırladım. flashback yapalım o halde.
bihter'in behlülle olan ilişkisi hilmi önal tarafından dillendirildiğinde, hanımımız utancından köşkten ayrılıp, otele yerleşmişti hatırlarsanız.
pardon ya, otel değildi orası. rezidıns ya da residance. her neyse işte.
firdevs bihter'i arar ama bir türlü ona ulaşamaz. daha sonra bihter görgüsüzü, telefonunu açıp anasını arama zahmetinde bulunur ve anasının ona telefonda söylediği şey aynen şöyledir:
-rezidınstan ayrılmışsın.
hııı demek sosyetede böyle oluyor. biz otel diyoruz ama sosyetikler 40 yıllık oteli residance yaptılar. benim bildiğim residance, otelin kalitesine göre verilen bir şey. çok lüks bir otelse unvanına residance ifadesi de eklenir. hayır yani, senaristler çaktırmadan resmen ezikliyorlar bizi. bu kadar da sosyetiklik budalası olmayın yahu.
haydi başa döndük hayırlı olsun dedirtti şu an. bihter ile behlül ormanda karşılaştılar ve behlül bir kez daha direnemedi bihter'in parfümüne.
(bkz: bihter kokusu geldi)
behlül'ün mastürbasyon yaptıktan sonra pişman olan çocuk misali, bihter'e daldıktan sonra pişman olduğu dizi. Bu bihter'de de ne buluyorda dayanamıyor anlayamadım, angelina jolie sanki hatun.
şimdi dizide enteresan laflar var. ormanda behlülle bihter karşılaştıgında behlülün terin soğumasın demesi bile birşeyler olacağının habercisi. terin soğumasın ya koşmaya devam et ya gel azcık sevişelim demek istemiştir. sonra behlülün burada yaşadığı durumun kötü mü iyi mi oldugunu anlamak zordur. çocuk bir işe falan girse kafasını dağıtsa iyi olur gibi.
bir başka paragraf matmazel için. geçenlerde yazdım ilk kez saçını değişik bir şekilde gördük. değişim sırası makyajda.
bir diğer mevzu dizinin 30 dakikasının araba içinde geçmesi. topu taca atmaktan başka birşey değil.
bir de nihal'in bu kadar saf olması. evcilik oynar gibi kız. orada neler dönüyor haberi yok.
bülent safı da güya ergen rollerinde. yüksek sesle müzik dinlemeler falan. behlülün oh yeah diye karşılık vermesi insanı diziden soğutan yönlerdi.
önce bihter, sonra matmazel'in beşir'e karşı psikolojik savaş başlattığını gördüğümüz bölümdür. bihter, davanın görülmemesi ve bölüm sonunda behlül'ü yeniden fethetmesiyle hastane cephesinde olmasa da genel itibariyle olayın galip tarafı olarak görünüp tekrar yükselme devrine girerken, matmazel ise savaş meydanında çok önemli bir ganimeti* bırakarak geri çekilmek zorunda kalmıştır.
ha bir de ulan bülent o dans nedir be kardeşim? hele ardından behlül'den gelen "çılgınsın men" efekti:(#8143094)
bir de bu behlül hıyarının hangi bölümde okudugu ben de dert olmuştur. belki bu herifin dizideki her güzel kıza afedersiniz hunharca sahip olabilmesinin arkasında bu yatıyor olabilir. sonuçta eğitim mühim.
daha önce 17 haziran diye tebliğ edilen düğün tarihinin bir hafta ötelendiği dizi. senaryoyu uyarlayan elemanın aklına bi bölümlük bi emme gömme sahnesi daha geldi herhalde uzattılar 1 hafta diye düşündürmüştür. ayrıca bir başka gerizekalı eleman bülent'in aynı kendisi gibi gerizekalı dansı da koltuktan düşürmüş yarmıştır.