halit ziyanın batılı anlamda tam olarak başarılabilen ilk eseridir. behlül, bihter ve adnan bey üçlüsünden oluşan şeytan üçgeninin sonu bilinmez yerlere sürüklenmesi ve bunun çevresinde gelişen olayları konu edinir.
dizi halinin her bölümünü izlemiş biri olarak halit ziya isteseydi bu kadar entrika, çarpık ilişki yaratamazdı. adamın kemikleri ne hale geldi ama bihter de iyiydi hani neyse en azından bihter karakteri sağlamdı da biraz olsun biz halit ziyacıların öfkesini dindirdi.
Cidden çok sevdiğim bir eser. Kitabını okumadım ama edebiyat dersinde işlemiştik onu geçtim ondan önce dizisini seyretmiştim eminim bir çoğunuz seyretmiştir. Her bölümünü izlerdim çok seviyordum oldukça da kaliteli bir görüntüye sahipti diğer dizilere göre HD kalitesi diyebiliriz. Finaline çok üzülmüştüm sonra tekrarlarını yayınladılar ve ben her tekrarda izlerdim. Her izleyişimde yeni izlemiş gibi heyecanlanıyordum ama son izlediğimde birazcık o heyecan gitmişti olur heralde o kadar. Bakalım bu yazda olacak mı?
türkiye'de neden adam gibi bir şey yazılamadığını anlamak mümkün değil. allasen, kendi dandik dizinizin dandik senaryosunu da bir zahmet oturup kendiniz yazın. uyarlamayın. çünkü zaten yuvarlamak, yuvarlak bir şeyler yapmak, uyarlamak olmuyor. bu dizlere, halid ziya uşaklıgil'in ölümsüz eserinden, ibaresini kullanma hakkını verenlerin de esere hakkıyla sahip çıkamadığını düşünüyorum.
halid ziya uşaklıgil'in aşk-ı memnu romanı ile uzaktan yakından alakası bulunmayan, uyarlama demeye dilimin varmadığı, aşırı derecede yapmacık, yapıntı bir dizi filmin, romandan alınmış birebir adı; aşk-ı memnu. sadece bu.
aşk-ı memnu, kendi dönemi içinde, o dönemin değer ve ikilemleri, kişileri ile yazılmıştır. karakterler bugüne ait alet edavat kullanınca, eser bugüne uyarlanmış olamıyor. arabalar bugünün, cep telefonları bugünün diye; böyle bir koket kadın, böyle bir genç kız olmuyor. kişiler bugünün değil, replikler bugünün değil. neyin uyarlaması bu o zaman? yaprak dökümünün de, sapıtıp giden senaryosu artık yaprak dökümünü içermiyor. zaten karakterler de romandaki gibi, romandaki kadar değillerdi ama en azından, bugün de yaşandığını düşünebiliyoruz. ama aşk-ı memnu, aşırı derecede itici karakterler içeriyor. nedeni ise, bugüne ait olmayan kişileri, yalılara sokup, altlarına bugünün otomobillerinden koyunca, o saçma sapan komik kıyafetlerle, bugüne ait bir iş çıkarılmış olmamasından kaynaklanıyor.
bütün bunlar bir yana, drama olarak akıcı olmayan, insanı sıkan içini bayan bir dizi.
çok özlediğim, türk televizyonlarına gelmiş en güzel dizidir. farkında mısınız bilmiyorum ama aşk-ı memnu bittiğinden beri onun kadar insanı ekrana kitleyen hiçbir dizi çıkmadı.
firdevs seni çok özledim bebeğim. O telefonları taktik olsun diye geç açmalarını, sen bihter ziyagil'sin aptallık etme! diyişlerini..
nihal ve adnan sizi hiç özlemedim inşallah yeni evinizde soğuk nevale matmazelle sıkıntıdan patlıyosunuzdur.
behlül senin allah belanı versin herşey senin yüzünden oldu zaten.
bihter'cim.. ah bihter'cim..
gözün arkada kalmasın bitanem sen gittiğinden beri hürremmiş, ferihaymış, fatmagülmüş, cemreymiş, yağmurmuş hiçbir kadın karakter senin yerini dolduramadı.
1975 versiyonu (veya kaçta çevrildiyse) TRT'nin tozlu arşivlerinden çıkarılıp yeni teknolojiyle üstünden geçilip yayınlansa ilginç olurdu. Müjde Ar ile Beren Saat'i kıyaslardık.*
ülkemiz de bilinça altına işelenen ve davranışların temelini teşkil eden dizilerdir. bu dizide de sapıklığın bir boyutu bizlere aşılanmıştır. zihnimizi saçma sapan şeylerle meşgul etmede medyanın üstüne yoktur. yahu bir sürü güzel kitaplar var alın onları okuyun. gördüğümüz bir resmi unutmak için hafızadan silmek için en az 6 ay süre geçmesi gerekir. tv de böyle dizilerin yerine sesli kitap, radyo tiyatrosu koyulmasını öneririm.
O çok özlenen Osmanlı zamanlarında yazılmış bir kitabın nesi sapıklıktır merak ediyorum. Karakterler kitapta başörtülüyken, günümüz Türkiyesinde çevrilen dizilerdeki hallerinde ise başörtüsüz ve modern giyimlidir. Ana tema aynıdır. Dizisine laf edip niye kitap okumuyorsunuz diyenlere sormak isterim: Sen Aşk-ı Memnu romanını okudun mu her şeyden önce?