halit ziya uşaklıgil in en mükemmel eserlerinden biridir, 1975 te ve 2010 da filme uyarlanmıştır. . müjde ar hanımefendinin 1975 yılında başarılı bir oyunculukla sergilediği ve 2010 yılında ise beren saat hanımefendinin baş rolünü oynadığı eserdir.
"eğer beni tanıyorsan, ben kendimi tanıyorsam, ben bihtersem eğer bu evlilik olmayacak."
"senin benim yanımda olman lazımdı, sen benimsin onun değil!"
"ölüyorum anlasana! gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar. ben işkenceler içinde kıvranırken onların mutluluğundan ölüyorum!"
kabul edelim ki hepimiz bu histerik aşık kadını, bihter'i özledik. ha bir de firdevs yöreoğlu'nu es geçmemek lazım. senaristlerin dediği gibi, onun gibi bir karakter gelmeyecek bir daha televizyonlara. ondan da bir özlü söz yazmazsak olmaz :
"lafın altında kalmayacağım derken, dünyan başına yıkılmasın."
Bir dizinin de özlenebileceği gerçeğini bana öğretendir. Zaten güzel bir eserdi, kendi güzelliğine yakışan şekilde de televizyona aktarıldı, bize de izlemek kaldı.
aga kaşarlık kötü amk. Bakanın olur, çakanın olur, sarkanın olur, laf atanın olur vs. raha olamazsın ki amk! Benden söylemesi demiştim önceleri dinlemediler sikin dedim amk.
bu kapı açıldığında senin için de bitmeyecek mi herşey? ben bu kapı açıldığında da ölücem behlül.. benim ölmemi istiyor musun? beni kaybetmeyi göze alabiliyor musun? beni. beni.. beni beni bihterini..
eğer beni tanıyorsan, ben kendimi tanıyorsam, ben bihtersem eğer, bu evlilik olmayacak.
sen bihter ziyagilsin aptallık etme!
benim için bitmiş bitmiştir. -daha bitmedi.
ölüyorum anlasana.!
şimdi daha da eminim ki bu evlilik olmayacak.
nihal tek nefeste sönüverecek bi çiçek. peki ya bihter?
bir kere beni düşün anne ne yaşıyorum ben anla! boğuluyorum artık, nefes alamıyorum. ruhum sancıyor dayanamıyorum!
üvey kızım evleniyor. çok güzel olucam, yüzümde en sahici gülümsememle onların mutluluğunu alkışlayacağım. anne nası dayanıcam?!
yeniden yayinlanmaya baslayarak bir cok insanin yuzunu gulduren nadir yapimdir efendim. hangi dizi boyle etkiler olusturabildi sorarim size? diziye laf edenler bir kenara cekilsinler lutfen. ozlemisiz ask i memnu. iyi ki geldin tekrar.
bihtercigime bok atanlarin diziyi bastan izlemesini istiyorum. bu sefer gozleriyle izlesinler ama bir zahmet. daha ilk bolumlerde bile behlul, bihtere 'beni kiskaniyor musun yoksa' falan demektedir. he amk cocugu butun dunya seni kiskaniyor ego manyagi pislik. ***
edit: behlul sozluk yazari galiba.*
tekrar yayınlanmaya başlanmasıyla birlikte beni rahatsız eden şeylerin cemile ve nihal olduğunu farkettiğim dizidir.
nihal tam bir bebe amk, o ağır çekim hareketleri beyin hücrelerimi katlediyor.
cemile diğer bir amk zaten. peyker canımsın.
bu sefer dizinin sonunu, yaşananları bilerek tekrar izleyenler eminim bihter'i artık suçlamayacaklardır. o adnan'ı sevdi, behlül'de gözü yoktu ki.. sadece evet aşık değildi belki bir baba gibi sevdi daha çok, ama sevdi ve ona bağlı kalmak istedi. behlül onun aklına girene dek..
yukarıda da yazıldığı gibi tipik bir akrep burcu kadını gibi güçlü durmaya çalışıp aslında içine içine akıttı zehrini hep. en sonunda ya beni, bihteri'ni? diyerek öldürdü kendisini.
çok acıklı ve muhteşem bir kitaptan çıkmış çok güçlü bir senaryoydu aşk-ı memnu bana göre. bunda en başta çok eleştirilen beren saat ve firdevs yöreoğlu'na hayat veren nebahat çehre'nin payı olduğunu düşünüyorum. beren saat o kadar güzel taşıdı ki o bihter'in çaresizliğini, aşkını; nebahat çehre öyle bir hissettirdi ki firdevs'in hırslarını.. aslında aynı şekilde behlül gibi bir korkaktan ölesiye nefret ettirmeyi başardı ki kıvanç tatlıtuğ.. histerik ve şımarık nihal her bihter'in çırpınışında daha çok sinir bozdu bu yüzden hazal kaya'yı unutmamak gerek.. ve pek tabii adnan ziyagil. o anlasaydı 79 bölüm sürmezdi değil mi?
bu kadar fenomen haline gelmesi karakterlerin çok güzel yansıtılmasındandı. nihal'i sevdiler çünkü annesini kaybetmiş yalnız ve aşık bir kızdı, sevmedik çünkü saplantılı ve şımarıktı. adnan'ı sevdik çünkü huzur arayan iyi bir adamdı, kızdık çünkü kızı yaşında kadınla ne işi vardı? firdevs'i sevmedik, hırsları kendi çocuklarının bile önündeydi, sevdik çünkü o anne ben nası dayanıcam diye kucağında kızı ağlarken onla beraber ağladı. behlül'ü sevmedik, sevilesi neyi vardı ki?
bihteri çok sevdik, o annesi tarafından ihanete uğramış, babasını kaybetmiş ve aşkı çok yanlış birinde ve zamanda fark etmiş bir kadındı. acı çekti ama cesaretliydi. sonunda kendi canına kıyacak kadar cesaretliydi.
her karakter salt iyi veya kötü değildi, işte bu yüzden çok gerçekti aşk-ı memnu..
ilk bölümlerinde nihal karakterinin kötü giyinmesi için cidden uğraşıldığını düşündüğüm dizi.Arkadaş o elbiseler bu kadar mı çirkin olur.Allahtan sonraki bölümlerde firdevs hanım dolaba el atıyorda kız adam gibi giyinmeye başlıyor.O değilde cidden nostaji bu ilk bölümler.Mekan,kıyafetler genel olarak dizi özlenilendir.eski bölümler sabahları iyi gitmektedir.
