"aşk sözcüğü zaten sözlükte sarmaşık demekmiş.bir sarmaşık çınarları, servileri nasıl sarıp sarmalarsa,aşk da öyle sarıp sarmalarmış çınar gibi yiğitleri, servi boylu dilberleri. ve her sarmaşık, sardığı ağacı kuruturmuş sonunda. dıştan yemyeşil ve güzel gösterirmiş ama içten içe kurutur , çürütür, çökertirmiş."*
çok doğru, daha ne denilebilir ki...
beni o kadar sevdiğini iddia eden adam, çıktın gittin değil mi hayatımdan? sen öyle sanmaya devam et. göğsümdeki acı var ya o senden arta kalan; hani beni yere yıkan şu büyük acı, hani nefesimi kesen ve beni soluksuz bırakan bazen de beni öldürün diye yalvartan o acı var ya... o sensin işte. ben nereye gitsem sen de göğsümde benle birlikte geliyorsun senelerdir. senden kurtulmam için illa ölmem mi gerek? **
bazen yıldızları süpürürsün farkında olmadan,
güneş kucağındadır, bilemezsin.
bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür
göğsünde kuruludur orkestra, duyamazsın
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın
uçar gider, koşsan da tutamazsın.
sagopa kajmer in sözleridir. iki tanesi bunlardır:
yüzüne baktığım her an cennetten bahçe görülür,
bir diğeri:
en güzel şiirlerimde kaleme adını sayıklatırım. (bkz: baytar)
üstad için (bkz: yılmaz erdoğan)