Onu sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
Titreme daha fazla kalbim.
Bağışla kendini artık
Onu da bırak gitsin.
O senin en ezel gününden kaderin.
Sen onu nasılsa
Bin kere daha seveceksin.
Birhan Keskin
"Sen onu nasılsa, bin kere daha seveceksin" sözü yer bitirir adamı..
Bir inanisa göre; günümüzde dünya o kadar kötü bir hal almistir ki,
seytan bunlar beni de gecti deyip yeryüzünü terk etmistir. Pesi sira gercek askin da
gittiginden artik hic süphem yok...
-Bir şeyin aşk olabilmesi için tutkulu olması, patolojik olması, anormal olması gerekir. iştahla yemek yerken hatırlayıp sevileni, yemek boğazda düğümleniyorsa. Derin uykularda görülen rüyadan sonra bir daha uyku girmiyorsa gözlere. bir mecliste adı anıldığında onun, inziva engin bir boyut kazanıyorsa. Hamasi bir söylevin tam ortasındaki bir kelime, bir cümle ne dediğini bilmezleştiriyorsa insani, işte odur aşk. O ki, göz kapakları kapandığında karanlıkları son bulmuyorsa, ne cüret aşktan söz edile !
-Aşk, Züleyha olacağını bile bile... Yusuf' a vurulmaktır. Yusuf olduğunu bile bile... Kuyuya atılmaktır. Kuyu olduğunu bile bile... Yusuf' u saklamaktır. Aşk; hem Züleyha hem Yusuf hem de kuyu... Aşk; olduğunu olabilmektir belki de...
ask sigara gibidir.Ilk başta farklı gelir ama alisirsin içersin bi daha içmek istersin sonra icmeden yapamazsın yemekten kahvaltıdan kahvenin yanında tam bir bağımlılıktir ask sigara gibi.Ama bilirsin seni yok ettiğini yavaş yavaş ama bi türlü birakamazsin sonra bakarsın hayatının hatasıymis ve asla kimseye önermezsin.
sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
allaha inanmaktır..Yılmaz erdogan..
aşk*; bazen bir akşamüstü yaz meltemine benzer. durup dinlenmek istersin olduğun yerde. sonra güneş batar ve hafif serinlik çöker üstüne. her rüzgar estiğinde hatırlarsın o meltemi. tekrar karşılaşmak umuduyla beklersin sonraki günü.
aşk; bazen de fırtınalı bir sabaha benzer, eşsiz* bir fırtına. ilk sana soğuk, seni oraya buraya savuran tarafını gösterir. sert esen rüzgarlar gibi.
sonra üstüne yıldırımlar, şimşekler yağdırır. nefretini kusar gibi, seni yakıp kavururcasına. kül olursun, geriye sadece bir kaç parçan kalır.
en sonunda ise yağmur damlarını bırakıverir üzerine. kah şiddetli kah sakin bir* bir düşer damlarlar üzerine. senden kalanlarla yeniden doğmanı, büyümeni sağlar. yepyeni biri olarak zamanı geldiğinde yeniden o akşamüstü meltemini hissedebilmen için.
aşk her ne yaparsa yapsın, neye benzerse benzesin güzel bir duygudur* vesselam...
Rumuz: Sungur C.