bak şimdi;
''aşk bu kızılötesi''
bluetoth öncesi telefonlar arası paylaşım işlemi bu zımbırtıyla gerçekleşirdi ve telefonlar birbirine dayalı olurdu. yani;
''dibinden ayrılamam aşığım''
''yaralı müzesi''
kızılötesiyle paylaşılacak fotoğrafların içeriği. aşk ve özlem. yani;
''ah bebeğim bak fotoğraflarımıza, ne de güzelmiş. yaralıyım.''
''hareket edemem''
yine kızılötesi mantığı. hareket ederse, paylaşım ağı kopar. paylaşamaz. yani;
''ayrılamam ben senden lan''
virgülü nereye koyarsan koy anlamı tamamen değişen tek cümle bu.
aşk bu, kızılötesi, yaralı müzesi, hareket edemem: şair burada sevgiliye sesleniyor. yaralı müzesindeki kızılötesi yüzünden hareket edemediğini belirtiyor.
aşk, bu kızılötesi yaralı müzesi, hareket edemem: şair burada aşka sesleniyor. kızılötesi teknolojisinin aslında bir yaralı müzesi olduğunu ve bunun da kendisini bağladığını anlatıyor.
aşk bu kızılötesi: şair burada aşkın kızıldan da, yani kandan da öte olduğunu söylüyor ve bunu ifade ederken "kızılötesi" kelimesini kullanarak harika bir kelime oyununa imza atıyor.
yaralı müzesi: yine aşk'ı tanımlarken kullandığı bir ifade. aşka düşen herkesin yaralandığını ve dönüp dolaşıp bu yaralı müzesinde yerini aldığını anlatıyor.
hareket edemem: şairin kendisi de aşktan yaralananların sergilendiği yaralı müzesinde ve bu müze öylesine kalabalık ki, şair içeride hareket edemiyor, belediye otobüsü gibi!