her zaman biter aşk, lakin sonu geldiğinde bitti denmez.
her aşkın sonunda o geçiş dönemi olur illa ki. ayrılamama mı desem, inanamama mı?
var işte bir his. karşı tarafa son cümleyi kurmak da zor gelebilir bazen, aşkı bitirmekten ziyade, aşık olunan kişiden uzak olacak olmak da.
ama bittiyse, önce bir kavga belki, sonra uzun sessizlikler. bazen telefonla arar, açar fakat konuşmaz eski aşık. bitti demez. bitmedi de demez. bir kaç dakika sessizlik. sonra bir kaç nefes burun çekme sesi. sonra o meşhur soru, ağlıyor musun?
cevap değişmez, ağlamıyorum. peşine sesli ağlamaya başlar tabi...sormasan o kadar ağlamayacaktı, dokundun ağladı.
hala bitti demedi yalnız sevgili. ama farketti o. biliyor bu konuşmanın sonunu, konuşamadığını da biliyor. o yüzden o açıyor lafı. ve veda cümleleri geliyor;
Gittiğimi biliyordun, Bu andan çok daha önce
Bittiğini biliyordun, Ruhunun her zerresinde
Bir sırrı dillendirmekten korkuyordun, Ve ölesiye yalnızlıktan
Son sözü seslendirmekten korkuyordun, Ve ölesiye vedalardan.
kalır dilimizde
yinelenen bir şarkıda,
bir okul çıkışında
bir çocuk bakışında,
kalır bir kitapta,
bir masal perisinde,
bir hasta odasında,
bir gece yarısında,
kalır bir durakta,
yırtık bir afişte
buruk bir gülüşte
dağılmış yürüyüşte
aşk hiç biter mi?
ezginin günlüğünün aşkın bitmeyeceğini anlatan ara ara hak verdiren şarkı. hele bir de 20 sene sonra sevdiğini bulmuşsan. hepten hak verirsin aşkın bitmeyeceğine.
epeydir dinlemiyordum bu şarkıyı. bugün şans eseri jehan barbur versiyonunu dinledim ve bırakamadım, hala dinliyorum. çok özlemişim şarkıyı zaten jehan barbur da harika söylemiş. iyi ki denk gelmişim, kulaklarımın pası silindi desem yeridir.
Yeni bir ilişkiye başladığında eski bir ilişkinin izi kalmamalı üzerinde, bitmeli önceki aşk. Burada da biten bir şey aşksa, zaten aşk diye bir şey hiçbir zaman olmamıştır.
aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
uzun bir hastalık gibi
aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi
gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı
çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi
bitti.
bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi
sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır
ihmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım
pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim
belki bir yağmur yağar akşama doğru
yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım
aşk da bitti diyordu ya bir şair
aşk bitti işte tam da öyle. (bkz: ahmet telli)