genellikle gönlünü bir başkasına kaptırdığında, ya da kendi kabuğuna çekildiğin ve yalnız kaldığın zamanlarda uzun uzadıya düşünerek, kendine de bir boy aynasında bakarak akabinde gerçekleşen durumdur.
düşünürsün kendi kendine, acaba gerçekten suç bende miydi diye. vicdanını sorgularsın. eğer vicdanın zaten rahat değilse suçluluk payın vardır. ama karşı tarafla ilgili "ben gerekeni yaptım gerçekten de, gidesi varmış gitti." deyip vicdanını sorgularsan yavaş yavaş karşı tarafın hatalarını ve iyi ki de bittiğini ve hatta aşk acınızın hafiflediğini farkediyorsunuz. tabi bunu zamana yayarak yapmalı.
Aşk biter ancak acısının bitmesi için çok daha fazlasını ihtiyaç vardır. Riyakarlar ayrılığın 0.7 ci saniyesinde kendilerini başkalarının kollarına atar atlattıklarını sanırlar. Arkadan gelecek olan acı sağlam kalan son dalga kıranı da yerle bir edecektir. Akıllı olanlar bunu bilir. Onlar daha sessizdir. Yavaş yavaş atlatmayı denerler bu süreci. Onlar "zaman her şeyin ilacıdır" sancağını tutanlardır. Bazısı da kabullenerek atlatmaya çalışır olanı biteni. Acısını dibine kadar çeker ciğerine. Cesurdur. Yükselir.. Yükselir... Son düşüşünde en dibi görüp en yükseğe sıçrayarak kurtulacağını bilir.
aşk bitebilir. Hatta çoğunlukla biter. Elde acısı kalır ki bu iyidir. insan acıları da biriktirmeli, yaşananları kutsal kılacak kadar acı kalmalı en azından.
acının deneyime dönüştüğü andır. güzeldir. üstünden biraz zaman geçince geriye dönüp bakıldığında ben buna mı üzülmüştüm dedirtir. artık gerçek hayata dönme zamanıdır.