Günümüzde çekiyorum diyenlerin çoğunun sahte olduğu, ne demek olduğu çekmeden anlaşılmayan duygudur. insana her şeyi yapmak için cesaret veren, hayattan tat almanıza engel olan lanet bir şeydir.
bir care olmali elbet dusundumde oyle bir care olmaliki o aski bastirmali kat kat bastirmali ask acisini bastirmanin yolunu daha buyuk bir ask bularak yani allaha yonelmek oldugunu dusunmeye basladim.eger kalbide,a$kida'senide,benide,beni deli gibi sevdigine inandirip gonlume koydugun hisside,beni kendine a$ik edip sonra gonlumu umursamadan kirip gidisinide allah yarattiysa,senin askinida bana allah unutturur elbet diyip allaha yonelmek diye dusunup uygulayacagim.baska care yok gibi olmuyor cunku.
çağın şımarıklığından başka bir şey değildir, bir elinde tablet bir elinde telefon ana baba sözünü dinleyeni ara ki bulasın boşluktan işsizlikten süre gelen hadi ben aşk acısı çekip gelcem bana müsade deyip evrensel dilde egoizmin başlattığı duygu patlamasından başka bir şey değildir,yeri geldiğinde aşk acıları s.dik yarışı haline gelir,yok efendim ben onun için çok ağladım yok efendim buna ben ömrümü verdim, lan anan baban sana saçlarını süpürge eder istediğin yapılmayınca cingar çıkarırsın,onların üzülebilme ihtimali aklına bile gelmez ama elin oğlu-kızı için ipini çekersin ,velhasılıkelam aşk acısı dedilen şey tamamen tatavadır çağın getirdiği bir hastalıktır nerde o eski aşk acıları.
geçmez sanılır ; aynı acı biber turşusunu ilk ağızımıza attığımızda dilimizin üstündeki tomurcukların şiştiği anda hiç geçmeyeceğini düşündüğümüz gibi aynı psikoloji mevcuttur bu durumda da ve insanı süründürür.
genç arkadaşım bu acıyı hakeden birisi için yaşıyorsan sana saygı duyuyorum, belki uzun sürer belkide kısa,ama inan bana hiç bir aşk acısı hayatın bütününe yayılmıyor, bir diğeri karşına çıktığında çektiğin o aşk acısına harcadığın zamana üzülüyorsun.
hayata bir defa geliyorsun,çalış,çabala,gez toz,spor yap,arkadaş edin,aşık ol,sik bırak,değer ver,kimini umursa kimini salla... ama arkadaşım haketmeyen birisi için bu acıyı çekme,kadınım diye gezen ne kahpeler, erkeğim diye gezen ne piçler var piyasada, sen sen ol,sadece hakeden,onurlu,sevgisine sahip çıkan,yanındaki insanla aynı yolda yürüyebilmek için yedi düveli karşısına alacak yapıda insanlarla paylaş hayatını.
Aynaya bak ve gülümse işte bu kadar basit bir acı. Zira siz var edersiniz ve ancak siz yok edersiniz. Her şey beyninizdedir. Öyle bir acıya var derseniz ve yaşamak isterseniz yaşarsınız elbet ama aslında yoktur öyle bir acı. Tamamen uydurma ve öğrenilmiş bir hüzün sadece. Unutmamak gerekiyor siz var olduğunuz sürece hayat öyle ya da böyle devam ediyor.
Bilimsel araştırmalar, ayrılık sonrasında fiziksel açıdan da acı çekildiğini ortaya koyuyor. Ayrılık sonrası salgılanan kortizol hormonu kalpten deriye ve hatta beyne uzanan hasara yol açıyor
ingiliz Daily Mail gazetesi ilişkilerde yaşanan ayrılık sonrası dönemin fiziksel etkilerini içeren araştırmaları derledi. Yapılan araştırmalar ayrılık sonrası mide, göz, deri, bacaklar ve hatta beynin bile etkilendiğini ortaya koydu.Ayrılık sonrası yaşanan bunalım nedeniyle stres hormonu olarak bilinen kortizol hormonu salgılanıyor. Hormonun aşırı salgılandığı dönemlerde vücudun çeşitli bölgelerinde hasarlar meydana geliyor. 'Aşk hastalığı' adı verilen sendrom göğüs, kalp, mide ve göz gibi organlarda farklı etkiler gösteriyor. Bu etkiler listede şu şekilde yer aldı:
Beyin: Depresyon, aşırı kaygı hali ve uyumakta güçlük çekme sendromun gösterdiği ilk belirtiler olarak dikkat çekiyor.
Mide: Vücudun şekerli ve yağlı yiyecek tüketimi artarak beslenme düzeni bozulmaya başlıyor ve bu mide rahatsızlıklarını beraberinde getiriyor.
Deri: Vücut derisinde strese bağlı olarak egzema, akne ve sedef hastalıkları görülebiliyor.
Bacaklar: Bacak kaslarında yaşanan gerilmeler ve spazmlar sonucunda hareket etmede sorunlar baş gösteriyor.
Göğüs ve kalp: Stres nedeniyle cortisol ve adrenalin hormonlarının salgılanması artarak, göğüs Ağrıları ve yüksek kan basıncıyla kalp krizine neden olabiliyor.
Göz: Duygusal sebeple dökülen gözyaşı diğer gözyaşlarına göre daha sulu ve tuz oranı daha az olduğu için göz çevresinde geçirgenlik artıyor, bu da gözlerin şişmesine, kızarmasına ve ağrı yapmasına neden oluyor.
kalbin ağrıyordur. karamsarsınsındır. kulaklığı takıp çıkarsın hava almaya ama halbuki müzik çalmıyordur. açtır ruhun. yıllarca hayalini kurduğun kişi ellerinden kayıp gidiyordur. saplanır kafana düşünceler bir mızrak gibi. deyimler anlamların klişeler yaşanır. dokunulsan ağlarsın. ağlamak istersin içini dökmek hıçkırıklara boğulmak belki. huzur istersin çünkü bir çıkış bir anahtar. o mutlu mesut günlere gitmek istersin elele tutuşup gezip tozduğun anları istersin. sevdiğin kişiyi istersin için dola dola..