ilk entry sebebimsin aşk acısı...
bir gün biriyle tanışırsınız o sizi ister siz de onu ama o anlayamaz sizin onu istediğinizi gider başka bi limana
siz sevginizle kalıverirsiniz...
zaman geçer hiç bir görüşmede duygular eksik olmaz ama dokunulmadan adı aldatma olmadan...sizi gördüğü heryerde özlemleri dile getiririr ve bi türlü kendini veremez diğerine...
kaçarsınız sevildiğinizi bile bile çünkü diyemezsiniz ki artık ben de seni istemiştim neden gittin ona diye...
aylar aylar geçer ve bir gün o tutamaz yüreğini dökülüverir cümleler alevli sitemli özlemli cümeleler...artık karşılık da bulur cümleleri sen de ses çıkarırsın istersin artık....
hatta bi an gelir sarılırsınız öpersiniz koklaya koklaya...
işte acı olan kısım.....
o siz ortalarda yokken almış yürümüştür yolunda belki düşe kalka...
en dorukta ve kısacık aşkınızdan sonra dönüp hayatına bakmakla yükümlü bulur kendini yüreğinde sizi taşıyarak..
sevdiğini söyleyecek cesaretten ötesi yoktur artık onda.
aşk acısı işte bu:
karşıklı severken geç kalınmışlık duygusu ile başkasına verilmiş sözlere aşkınızı feda etmek
geç mi kalmıştık gerçekten yoksa asıl şimdi mi başlıyor.
zaman tek ilacı derler ama ne kadar zaman geçerse geçsin o acınızı hiç bir zaman dindirmez sadece acınızı azaltır.arkadaşlar iyilik olsun diye takma kafanaya kısmet değilmiş,sana kız mı yok gibisinden laflar söylerler ama aslında onlarda biliyolar söyledilerinin bi boka yaramadığını.heleki uzun süreli bi ilişkiden çıktıysanız insanın hayatı gerçekten bok olur.
sonuç olarak aşk acısı geçer mi bence geçmiyo hiç bi zaman.azalıyo ama geçmiyo onu hatırlatan bir şey gördüğünüz an tekrardan aklınıza o gelir.gerçi yıllar geçtikte insan alışıyo ama genede çok zor bir durum.
Dayanılamaz bir acıdır. Severken sorunlar yüzünden ayrılınca çekilen sancıdır. Geçmez bu acı kalbine vurur dayanılmaz sancısı. Acını dindirmek için başkasını sevmeye çalışırsın, unutmak için başka şeylerle uğraaşırsın imkanı yoktur unutamazsın. Acını dindirmek için gurusuzluk yaparsın. . Takip edersin yaptıklarını, onunla zaman geçirdiğin yerlerde takılırsım. Hani bi ihtimal belki ordadır diye. Umutsuzluk kazanırsın bu süreçte. Yine acı yine acı. .
mantığı devreye sokup bünyeye telkin yapıldığında üstesinden gelinebilecek durumdur. bi geriye dönüp düşünün, ilk aşk acısı çektiğiniz insandan sonra daha kimler hayatınıza girdi?
mantığınızı devre dışı bırakıp aşık olursunuz. onu düşünerek güne başlayıp onu düşünerek günü bitirirsiniz. kendinizden çok onu düşünürsünüz. gözünüzde bir dev aynası vardır. onu en yakışıklı, en zeki, en mükemmel erkek yaparsınız. sonra bir bakarsınız ki her şey yalanmış. o sizi hiç sevmemiş...bir geceyi hatırlarsınız. o gece bir barda ona sarılıp dans etmek istemişsinizdir ve o sizi itmiştir. sizi eve bırakacağını sonra da geri dönüp o barda eğleneceğini söylemiştir. hayatında başkasının hatta başkalarının olduğuna dair ipuçlarına sahipsinizdir. yapmanız gereken tek şey bu gerçeği onun yüzüne vurmaktır, yapamazsınız. aşıksınızdır. bir süre daha olayları anlamazdan gelip sabredersiniz. sizi ihmal eder, önemsemez, unutur. içinizden bir şeyler kopar, darmadağın günler geçirirsiniz. başka kollara tutunursunuz. bir yerlerde bir yara iziniz vardır. bu aşk acısının izidir. sizi sevdiğini söyler hala ama inanmazsınız. o gözünüzde büyüttüğünüz adam, aslında size en büyük acıyı yaşatan adamdır.
acıdır biber gibi zehir gibi acıdır. harfleri bile insanın içini parçalar söylerken. aşk ama aşkın en acı yeri. liseli aşıklar gibiyken, beş dakika önce elleri elindeyken birden ben yurtdışına gideceğim ben evlenecek adam değilim deyip gidince oluşan acı tastamına. dağın zirvesine çıkarıp seni ordan aşağı salınca duyduğun acı tastamına. sevgiyi buldum derken yıkılan hayallerin battığı kalpteki acı tastamına.acı ki gerçekten sızlatan, elinde olmadan ağlatan. *
olmadı, yapamadılar, farklılıklar bitirdi ilişkilerini, geriye bir tek saf, katılsız aşk acısı kaldı. önce ne yapacakalarını bilemediler. beklediler herkes zamnla geçer dedi. daha iyisini bulursun. onlarda buna inanmışlardı zaten, sevgi her şeye yetmiyordu kafanında uyuşması gerekirdi. zamn geçti, kimse gelmedi, gelsede beklendiği gibi olmadı, acı hep ordaydı, terk etmedi onları, bir tek o vardı şimdi yanlarında her nefes alışlarında duydukları. aynı şehirdeydiler. aynı havayı soludurlar. aynı acıyı çektiler. her gece aynı resme bakıp uykuya daldılar. ama bilemediler.
kalbin üzerinde cam kırıkları var da, nefes aldıkça batıyor gibidir. amerikan filmlerinde cam yerine, şekerden yapılmış bir madde kullanılıyor. işte, bazen kalbin üzerindeki o cam kırıkları, zamanla şeker gibi erir, nefesiniz açılır. ama bazen, türk filmi tadında, her nefeste daha çok saplanır.