Doktorlara düşürür, psikolojik tedavi almak için. Bu acıyı aksine herkes tatmalı. O zaman bazı şeyler anlaşılıyor. iyidir ya da kötüdür buna karar veremedim.
Yokluğunun gurbetlerinde yaşayan bir mülteciydi kalbim,Ardına bakmadan gidişinin kimbilir bilmem kaçıncı günüydü bu,Hiç saymadım günleri, hiç sormadım saatleri bir kez bile...
Çünkü ne zaman baksam ya sensizliğe beş kala, Ya da hasretini beş geçeydi... hissidir.
acıların en kötüsüdür..Çok zor geçer,geçmez hatta sadece kabuk bağlar..alkole verirsiniz kendinizi,dibe vurursunuz,her gece ağlamaktan kahrolursunuz..o b*ka bulaşmayın,çıkamassınız.
hiç bir acıya benzemeyen ve en ağır acıdır. kimsesiz kalırsınız bir anda bakarsınız göremezsiniz hayat anlamsızlasır bosluga dusersınız. sizi yasatan o kalp sizi yasadıgınıza pişman etmeye baslatır.
..sonra zaman geçer
bir gün bir bakarsın kahkahalarla gülüyorsun, gözlerinin içi gülüyor eskisi gibi.. ve onun içinde olmadığı bir hayata gülümsüyorsun.
ama bil ki o zamanın geçmesi gerekiyor yeniden gülümseyebilmen için.
dünyada konu her ne olursa olsun önce kendini düşünecek kadar bencil bir canlı olan insanın ilk defa kendinden önce başka birini düşünmesidir aşk... o'nun varlığına tutunarak yaşar ve o'nun soluduğu oksijeni geç, o'nun verdiği nefesin kokusuyla yaşarsın. yalnızken üzerinde kat kat kıyafet olsa da kendini çıplak hissedip üşümene rağmen, onun yanında üzerinde hiç bir şey yokken bile onun sıcaklığıyla yanmandır aşk...
aşk acısı ise; işte size tüm bunları yaşatan insanın çekip gitmesi değildir birden bire, sebepsiz, sormadan... asıl aşk acısı, sizin olmaktan vazgeçse bile burnunuzun dibinde olmasıdır. bir zamanlar senin olan kişi ile aynı cafede farklı masalarda oturmaya tahammül etmektir. görmek için çıldırırken, görmemek için dua etmektir Tanrı'ya.
Susam sokağı'nda yeşil olan kuklanın ve iki canavarın söylediği arada kaldım şarkısını dinlediğinizde bile, aşkınızdan bahsediyor gibi gelir.
aradayım ... çalı gibi...
bugun bunu yaşıyorum sözlük.
aradayım... anlasınız ya...
Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum.Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı insanın yüreğini paralayan ve sırrını kimseye anlatmadan birlikte ölmesi gereken şeydi.Kollarda başta en ufak güç bırakmayan
Yastıkta kafayı bir yandan öbürüne çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.