Iki sene sonra dusundugunuzde "degmezmis, agir malmisim, aklina sicayim" tarzi seyler soyleyeceksiniz. Evet hatta su anda ya bsg ben unutamam diyorsunuz ama aci gercek bu.
Spor . Başka hiç bir şeye ihtiyacınız yok. Hiç bir şey yapamıyorsanız bile deli danalar gibi koşun ama ilk önce o yataktan kalkmalısınız kulağınızda çalan müziğin türünü değiştirmelisiniz
skillet- Monster başlangıç olabilir.
iyi geceler , bir kere geldik dünyaya mutlu olmak için çok az zamanımız var.
aynı algı kalıbı olan durumlar vardır örneğin yağmur yağması ama yaşatılan duygular farklıdır.
örneğin bir arkadaşınızı beklerken sıkılırsınız diğerinde aynı arkadaşınızla yağmur yağarken çok mutlusunuzdur...
burada iki farklı duygu var hissedilen ve hissettirilen.
Aşk acısında da böyle.
Algı kalıbınız sevgi olabilir buna beklentilerinize vs hissettirenler cevap verirse gerçekleri fark edebilirsiniz.
Umutlarınız ile anlam yükleyebilirsiniz. olabilir gibi. umutlarınızı süpürün.
Saf bakmak direkt nefreti ortaya çıkarır, bu da yanlış benim için vicdan ile hissettirenlere bakın... Elbette zor bir şey... Öfkelenebilirsiniz ama öfkenizle ya da nefretinizle karar almayın... Onlar dinsin çünkü onlar dikeni paslı çivi haline getirir. öfke geçtikten sonra vicdan ile değerlendirin.
şu da var ki ; bir olay yaşarız kendi kişiliğmiz ile değil, başkalarının kişiliği ile karar alırız... örneğin onlar kötü ben de kötü olmalıyım.
Allah her süreçte yar ve yardımcınız olsun.
Drama yaratmayın.
Acı gibi kavramlar anda yoktur. Sadece ego geçmiş ile gelecek bazlı dramalar yaratır. Geçmişte yaşananları özlediğini, gelecekte tekrsr yaşayamayacağını söyleyerek hayat dramasi yaratan ego, olmayan bir acıyı çekmenize neden olur.
aslında her şey aynı algıdır ama ruh halimize göre değişiklik gösteririz yorumlama yeteneğine erişiriz... örnek vereyim birisi bana sinirliyse iyi birisi değil ama gözümü boyuyor... yok eğer arkadaşım ve bana yakınsa çok iyi bir insansın der " temel nokta iyi " bu da acını eğitirken farklı hislerini kullanman gerektiğinin ifadesidir bence.. çağrışımlar bizim bakış açımıza göre de değişiklik gösterir ( bakış açısı hissettiklerimizdir ) şöyle örnek vereyim tekrar.
eğer aklına gelenleri tamamen kabul edersen okuduğun acı ağıtlarını bir kendi yorumunu eklmeden kabullenirsen ( örneğin yalnızlık kemik gibidir ne tarafa dönsen batar ) bunu direkt kabullenirsem yalnızlık bu aforizmaya göre şekillenecek.. sen şekil vermek için farklı hisleri kullanmalısın. kendin farklı düşünerek farklı unutma hissini ortaya çıkararak değiştirmelisin.
bir düşün hep kabullendin değil mi ? diğer ihtimalleri düşünmedin kendine hedef olarak bir ihtimal koy unutma ihtimali ve bunu benimseyerek düşünmeye başla... bu senin iç dünyanı şekillendirecektir ve yapabilecek çağrışımları da.
çünkü çağrışımlar ihtimaller üzerinden düşünmene göre değişiklik gösterir ve ruh halini etkiler.
bu yol da giderken ruh haline göre sendeleyebilirsin yapamayacağım diyebilirsin bu ruh halinin içimizden geçtikleridir örnek vereyim ( çok zekiyim lan başarma hissi ), ( çok kötüyüm karamsarlık ) bunu da geliştirmek için bunun bir evre olduğunu bileceksin ama ayağının takılıp kötü ruh haline geçirmesine izin vermeyeceksin... bakış açını yapamazsın diyen nefsine ve ruh haline göre şekillendirmeyeceksin.
ek olarak ; birisi bana yalancı der ben yalan münafıklık işaretidir der sinirlenirim ( bu benim algımdır ) acı çekerken bir evre yaşarken de algımızın şeklini alabiliriz. ama farklı düşünerek güzel düşünerek bu algıyı değiştirirsiniz.
boş durmayın.
çünkü insan boş durunca düşünmeye başlıyor. düşününce de aklına gelen tek şey "o" oluyor. en iyisi bir şeylerle uğraşmak ne biliyim gezmek, yemek yapmak, sözlükte takılmak.
elbette tamamen unutturmaz ama zamanla onu düşünmemeyi alışkanlık haline getirince aklına geldiği zaman eskisi kadar canını acıtmıyor.