Aşk acısı çekenlere ben hep hobi edinin diyorum. Mesela kendimden örnek vereyim ben hep bilgisayar oyunlarına sarıyorum.
Geçen sene sevgilimden ayrıldığımda gerçekten tam anlamıyla bunalıma girmiştim. Bir gün iş arkadaşım bana bir oyun gösterdi, bu kafanı dağıtmana yardımcı olur dedi. Europa universalis diye bir strateji oyunu.
Zaten oyunu bırakın oynamayı öğreneceğim derken bir bakmışım aşk acısını unutmuşum.
Aşk acısı, bir çok nedeni olur ki benimde öyle acıdan çok insanda bir tek umut kalır diğer her şey çöp.
Belki bir gün olur diyorum ama umut ettiğimi gördükçe halime üzülüyorum.
Acını dolu dolu yaşa. Sonu gelicek illaki gelmesi de gerek böyle devam etmez. Onun içinde gittiğini gördüğünde zaferlerin en büyüğü senin olucak. Sabredin dua edin. (bkz: birgünbiticek)
Bal dökün bir kaba sonra üstüne iki kere çekilmiş çörek otu ilave edin. Her gün sabah akşam birer tane aç karnına yiyin. Geçeceğini göreceksiniz. Arkadaşım denediydi.
güzel kızlar için söylüyorum eğer intikam almak ya da bu acıyı daha hafif atlatmak için günah dolu bir gece yaşamak istiyorsanız bir mesaj kadar uzağınızdayım.
hasta insanları düşünün ya da vakitsiz zaman sevdiklerini kaybedenlerin düşünün. evlat acısı yaşayanları ya da yatalak insanları. aşk acısı ne ki. O an insana en büyük acısı kendininmiş gibi geliyor ama yıllar geçince gülümseyerek andığınız bir anı sadece. kendinizi yıprattığınıza değmez.
Bunun cidden net bir kesin çözümü yok. Grip gibi düşünün ne yaparsan yap 4-5 gün kesin hastasın. Bir şekilde zamanın geçmesini bekliyorsun. Burda da tüm mesele zaman. Zamanın miktarını belirleyen parametrelerse: ne kadar bağlandığın, ilişkinin uzunluğu, ayrılış biçimin, ayrılık sonrası aynı ortamda bulunmaya mecbur kalıp kalmadığın, (yeni birisi burada en iyi katalizördür) gibi durumlardır.
john parkin adlı bir yazara ait 'fuck it' diye bir kitap var. arunas Yayıncılık bu kitabı yayımlandı. okuduktan sonra aşk acısı falan kalmaz. nefes alan tepe adlı oryantal felsefe merkezini de araştırın.