aşk acısı çekenlere tavsiyeler

entry1487 galeri29
    1101.
  1. anlamaya çalış.

    anlamlandırma. kendince nedenlere ve sonuçlara varma. sadece anlamaya çalış. durumu anla. içinde bulunduğun karmaşayı anla. geçeceğini anla. göğüsünü sıkıştıran o yumrunun bir zaman sonra gevşeyeceğini anla.

    onun bir başkasıyla "mutlu" olabilme ihtimalini düşünme. onun seninle ayrılmasının sebebinin senden kaynaklı olduğunu düşünme. o sadece kendi yolunda seninle birlikte yürümek istemedi o kadar. nedenleri ya da sonuçları olmak zorunda değil bu durumun. ya da aman aman engeller olmak zorunda değil.

    biliyorum. sevmesini istiyorsun. senin onu sevdiğin kadar seni sevmesini istiyorsun. sen nasıl ki onun için her şeyi yapabilecek, her engele göğüs gerebilecek, gerekirse hayatındaki herkesi nasıl silebileceksen o da silsin, sana gelsin istiyorsun. kafanda bununla ilgili milyon tane senaryo geçiyor ve seninle olmamasıyla ilgili engelleri olduğunu, yapamayacağını, sorunları olduğunu düşünüyorsun.

    değil. engelleri yok. o sadece is-te-me-di. seni istemedi. seninle olmayı istemedi. bu kadar. içine sinmedin. seni hayatının neresine koyacağını bilemedi. uymadın onun boşluklarını doldurmaya. parçalarını birleştirmeye çalıştı ama olmadı. istemedi. bunu anla. ve suçlama onu.

    seni aldattıysa da suçlama. seni kandırdıysa, sana milyon tane yalan söylediyse de suçlama. çünkü suçlamak demek onu affedememek demek. affedememek demek de onu hala aklının bir köşesinde tutacaksın demek. yapma.

    git, paşa paşa gir depresyonuna. otur düşün. kendini. bencil ol. nasıl mutlu olabilirsin onu düşün. kitap oku. yalnız kal. içini dinle. kendini dinle. vücudunu dinle. sus bir süre. sonra nasılsa konuşacaksın.

    mevlana der ki:
    "aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasırdır, ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın...her iki yolda da, tek bir gercek olacak; canın çok ama çok acıyacak!!"

    karışmayın, dokunmayın, konuşmayın.. susun yanında.. varsın yaşasın acısını...
    2 ...
  2. 1102.
  3. Öldürmüyor surunduruyor sanırsınız, ama öldürür. Umudumuzu öldürür. Çünkü herkes bilir ki hayal kırıklığı değildir mesele olan artık umut edemeyisiniz olmasıdır. ne zaman onu dusunseniz kalbiniz bulunduğu yere sığmaz gibi gelir. içiniz öyle bir yanar ki sürekli su içip o yangını sondurebileceginizi sanıp saçma sapan buna inanirsiniz. Yemek yiyemezsiniz, çoğu zaman ağlayarak uyanirsiniz. Medeni hukuk çalışırken bile o sorudaki evli cift siz gibi gelir. Her şarkıda o olur, bütün şiirler onla anlamlanir. Beriye düşersiniz. Çeker sizi. Siyah portakallar yersiniz. Zehir yersiniz zehir. Uyku uyutmaz bu illet. Tırnak kenarlariniz yara olur. Biri gelir der ki "zaman ilactir her şeye" doğrudur. ilaç zamandır. Unutulmaz ama zamanla yaranın acısına duyarsizlasirsiniz, başınızdan aşağıya her dakka kaynar sular iniyormus gibi olmaz turuncu portakal yemeseniz dahi siyah da yemezsiniz. Sonra kitaplara sarilirsiniz. Hayal ederek gerçeklerden uzaklaşmaya çalışırsınız, ondan uzaklaşmaya çalışırsınız. ideallerinize sarilirsiniz. Bir ise girin mesela. Ben 3 ay garsonluk yapmıştım sırf yorgunluktan yogunluktan uyuyabileyim diye zamanında. Yoksa boşluk düşündürür kurdurtur. Onun olup olabileceği yerden kaçın. Ozleminize yenik düşmeyin. Çünkü bataklık gibidir onu görme isteği ne kadar görürseniz o kadar baglanirsiniz. Dirilmeye başlarsınız sonra. Eksiden degil, sıfırdan.
    2 ...
  4. 1103.
  5. 1104.
  6. dermanı bulamadığım bir hastalık. o yüzden geçmiş olsun der, acil şifalar dilerim.
    1 ...
  7. 1105.
  8. Aşk yaşayın ama acısını çekmeyin.

    Aşk, fanatikleştirilmediğinde çok güzel gözüküyor. Oysa aşk fanatikleştirmektir. Bu nedenle aşk dışarıdan çok çelişkili, çok güzel ve çok kötü gözüküyor. Hiç aşık olmadım. Sadece bir kişi için kalbimin diğer tüm insanlardan daha hızlı atmasının nasıl bir his olduğuna dair hiçbir fikrim yok. Fakat güzel bir yirmi iki sene yaşamış bir insan olarak bildiğim tek bir şey var ilişkilere dair, o da hesaplamamak. Hayatımın ilk yirmi yılını çok hesapsız yaşadım. Gerçekten tek bir hesap bile yapmadım yarın ne olacak diye. Sahil sitesinde arkadaşımla kaldigim o evde, yaz partilerinde, kurek boks antrenmanlarinda, motor ustunde, eglenirken, denizde, sahilde, gece yatagimda yalnizken, gece yatagimda kalabalikken hic hesap yapmadan yaşadim. Cocukken bilgisayar oyunlarinda ilk genclik donemlerimde sokaklarda yasadim mutlulugumu. Hic hesaplamadan. Insan yirmisinden sonra baska biri oluyor her seyi hesaplamak zorunda kaliyorsun. Resmen adam oluyorsun. Sorumluluk aliyorsun. Bunlar belki sana cok yabanci seyler ama yapiyorsun bunlari. Iyi de yapiyorsun zevk alarak. Her gun yeni seyler ogrenerek. Iste bu hayatin getirdigi hesap kitap olaylari var ya bence iliskilere yansimamali. Hep anlik iliskileri olmus biri olarak size tavsiyem kesinlikle biten iliskilerin hesabini yapmayin. Sevgili olur partner olur arkadas olur adinin onemi yok hesap yapmayin. Yasadiginiz guzel seyleri alin ve gidin.

    Ayrica garip seyler oluyor. Ayriligi sindiremeyenler kufur edenler kabalasanlar vs. Bunlar hoş değil. Bunları aşmak lazım. Ne kadar mutlu olmaya karar verirseniz o kadar mutlu olursunuz. Sonuçta karsinizda eksileriyle artilariyla bir insan var. Mukemmel olmasını beklemeyin. Tolerans taniyin, kendinizden beklentilerinizi yuksek tutun basari guzel bir seydir. Fakat baskalarindan bir beklentiniz olmasın. Böyle daha mutlu olursunuz. Eğer hakkediyorsaniz kendinizi sevin. Buraya kadar okuyan varsa tesekkurler. Klozetin tepsinde canim sıkılıyordu hem kendim icin hem aşk acısı çekenler için yazdim. Umarım iyi gelir.
    7 ...
  9. 1106.
  10. Tapılacak birisi varsa o da Allah ü Te'ala'dır. Ebedi olana kul ol ki bütün beşerin köleliğinde kurtulasın. Yalnız ona dayan yalnız ona güven ve yalnız ona kul ol. Kimseye ve hiçbir şeye vazgeçilmeyecek kadar bağlanmayın ve öyleymiş gibi hissettirmeyin.
    0 ...
  11. 1107.
  12. 1108.
  13. sıçın sıçmak her derde devadır.
    2 ...
  14. 1109.
  15. olacağı varmış deyip bir kızla sevişin.
    2 ...
  16. 1110.
  17. edebinizle acı çekin. içip içip sokakta bağırmayın.
    3 ...
  18. 1111.
  19. (bkz: olum manyak mısınız siz)

    o size acimiyosa, siz niye kendinize acimiyosunuz.
    2 ...
  20. 1112.
  21. o kadar alıştım ki o kadar büyük yaşadım ki -kendimce- artık umursamama moduna geçtim. harbiden de duygularım köreldi. ama bu kötü yansıdı. tamamen umursamaz oldum. çekip gitse önemsemeyecek gibi seviyorum. eh bu da sevgi olmuyor tabi.

    ne yaparsa yapsın gerçekten istemez ise hiçbir şey işe yaramaz.
    2 ...
  22. 1113.
  23. 1114.
  24. 1115.
  25. isteğiniz doğrultusunda karşınıza geçip suratınıza doğru kahkaha atabilirim. aynen böyle:

    ahahahah ahahahahahaahahahahahahhahahaha.

    5 dakika sonra aşk acınız geçecektir, bana güvenin.
    1 ...
  26. 1116.
  27. yürüyeceksin. durmadan. yorulmadan. baya yürüyeceksin.
    sokaklarda deliler gibi yürüyeceksin. bir şey kalmaz.
    5 ...
  28. 1117.
  29. benim bir arkadaş var kürşat onla tanıştırıyım. her şeye siktir et babaaaa der. o sizin tüm derdiniz sıkıntınızı alır tam tersi de olabilir.

    seyahate çıkın lan paranız varsa ama olgun adamlar aşk acısı çekmez.
    0 ...
  30. 1118.
  31. boş durmayın.
    çünkü insan boş durunca düşünmeye başlıyor. düşününce de aklına gelen tek şey "o" oluyor. en iyisi bir şeylerle uğraşmak ne biliyim gezmek, yemek yapmak, sözlükte takılmak.
    elbette tamamen unutturmaz ama zamanla onu düşünmemeyi alışkanlık haline getirince aklına geldiği zaman eskisi kadar canını acıtmıyor.
    5 ...
  32. 1119.
  33. gülü sevdim dikeni battı,
    atı sevdim depik attı,
    seni sevdim götün kalktı...
    2 ...
  34. 1120.
  35. aşık olacağınıza sarhoş olun
    en azından kusunca geçiyor..
    0 ...
  36. 1121.
  37. aslında her şey aynı algıdır ama ruh halimize göre değişiklik gösteririz yorumlama yeteneğine erişiriz... örnek vereyim birisi bana sinirliyse iyi birisi değil ama gözümü boyuyor... yok eğer arkadaşım ve bana yakınsa çok iyi bir insansın der " temel nokta iyi " bu da acını eğitirken farklı hislerini kullanman gerektiğinin ifadesidir bence.. çağrışımlar bizim bakış açımıza göre de değişiklik gösterir ( bakış açısı hissettiklerimizdir ) şöyle örnek vereyim tekrar.
    eğer aklına gelenleri tamamen kabul edersen okuduğun acı ağıtlarını bir kendi yorumunu eklmeden kabullenirsen ( örneğin yalnızlık kemik gibidir ne tarafa dönsen batar ) bunu direkt kabullenirsem yalnızlık bu aforizmaya göre şekillenecek.. sen şekil vermek için farklı hisleri kullanmalısın. kendin farklı düşünerek farklı unutma hissini ortaya çıkararak değiştirmelisin.
    bir düşün hep kabullendin değil mi ? diğer ihtimalleri düşünmedin kendine hedef olarak bir ihtimal koy unutma ihtimali ve bunu benimseyerek düşünmeye başla... bu senin iç dünyanı şekillendirecektir ve yapabilecek çağrışımları da.
    çünkü çağrışımlar ihtimaller üzerinden düşünmene göre değişiklik gösterir ve ruh halini etkiler.
    bu yol da giderken ruh haline göre sendeleyebilirsin yapamayacağım diyebilirsin bu ruh halinin içimizden geçtikleridir örnek vereyim ( çok zekiyim lan başarma hissi ), ( çok kötüyüm karamsarlık ) bunu da geliştirmek için bunun bir evre olduğunu bileceksin ama ayağının takılıp kötü ruh haline geçirmesine izin vermeyeceksin... bakış açını yapamazsın diyen nefsine ve ruh haline göre şekillendirmeyeceksin.

    ek olarak ; birisi bana yalancı der ben yalan münafıklık işaretidir der sinirlenirim ( bu benim algımdır ) acı çekerken bir evre yaşarken de algımızın şeklini alabiliriz. ama farklı düşünerek güzel düşünerek bu algıyı değiştirirsiniz.
    3 ...
  38. 1122.
  39. Drama yaratmayın.
    Acı gibi kavramlar anda yoktur. Sadece ego geçmiş ile gelecek bazlı dramalar yaratır. Geçmişte yaşananları özlediğini, gelecekte tekrsr yaşayamayacağını söyleyerek hayat dramasi yaratan ego, olmayan bir acıyı çekmenize neden olur.
    3 ...
  40. 1123.
  41. tavsiyesi falan yok bu işin.
    köpek gibi acı çekip üzülecek sonra da iyileşeceksiniz.
    3 ...
  42. 1124.
  43. çekmeyin. ya sizi sevene aşık olun, yada terkedin.
    3 ...
  44. 1125.
  45. kızlar alışveriş yapın saçlarınızı boyatın hemen geçiyor. erkekler sizde ölümüne şarap için çünkü geçmiyor.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük