arkadaşa ingilizce bir parçayı okuyordum, o da word"e yazıyordu. parça baya uzundu, uzun süre okuyunca ister istemez bir ingiliz aksanı kaptım herhalde,cümleyi okuduktan sonra "virgül koy" demem lazım , şöyle bir şey çıktı ağzımdan "vayrgıl"...
telefonda görüşülen müşteriye "mehmet bey" yerine "mehmet hanım" demek. hemen akabinde farkedip düzeltmek isterken kekelemek. adam karşınızdaymış gibi utançtan bütün sıcaklığı yüzünüzde hissetmek.
tarih dersinde şeyh said isyanı ile ilgili bir sorun üzerine,
sait faik isyanı demiştim. ingilizce dersinde fill in the blanks yapmak için kaltktım first ile başlayan bir cümleye düo ile devam ettim sınıfın halini hatırlamak istemiyorum.
eviniz nerede diye soran emlakçıya "sarıyerde" dedim. kardeşim dönüp "ne diyorsun" der gibi baktıktan sonra "şişlide" diye düzelttim. kardeşim "fulyada" diyerek son noktayı koydu. evimiz şişliyle fulya arasındaydı da sarıyer nerden çıktı hala hiç bilmiyorum. neyse, emlakçı bizi kendisiyle daşak geçen iki manyak sandı. rezilliği toparlayamadan olay mahallini terkettik.
gözünü karartmakla yüzümü kara çıkarmayı birleştiren kuzenimin ağzından dökülen garip bir hededir.
gözümü kara çıkartma..
aynı kuzenim makarna yediğimizi gördüğü halde ısrarla pilav istemektedir.
bilinçli yapmıyor. karıştırıyormuş. *
öpmeyi çok seven minik bir kız, ben ve öğrencim arasında geçen bir durumda; miniğe 'git öp' dedim (öğrencim için) sonra bir kere daha dedim.. bir kere daha.. sonunda ağzımdan g.t öp diye iki kelime süzülüverdi!..