yaşam belirtisidir. dünyaya gelirken bile masum bir çocukken ağlayarak açarız hayata gözlerimizi. büyüyünce de ağlamanın nedenleri değişir. artık gidenlerin, gelecek korkusunun, kırılganlıkların arkasından ağlarız. ağlayarak açar ağlayarak kaparız gözlerimizi hayata. ağlamak güzel bir şeydir diyenelere inat yaşarız...
bogazinin dügümlenmesi sonucu nefes alamaz olursun, dudaklarini kemirip gülümsemeye çalisirsin, dokunmak istersin, sarilmak... olmaz, bi anda akmaya ba$lar gözya$lari *
hele o an geçti diyecek kimse yoksa yaninda, çok acitan eylem.
bir şeye yeniden başlamadan önce yapılması gereken format atma işlemi. ağlarsın, acı çekersin, son bir hançer saplarsın kalbine, sonrası değişik bir dünya olur.
Dünyadaki canlılardan sadece insan ruhsal nedenlerle ağlar. insanı farklı kılan bu durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir sonucudur. Aslında gözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır. Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyen darwin'dir. Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken akan gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal gözyaşları daha çok protein içermektedir. fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır.
zehiri dışarı akıtmaktır. geçici bir süre için tabi.
(bkz: zehir dışarı akmadan yürek temizlenmiyor)
ağlamalıyız ki, yürekler paslanmasın, daha da kötüsü taşlaşmasın.
duyguların bedenizmizdeki çeşmeden akmasıdır. ama bu çeşme kalbimiz dışında kimseyi dinlemez. akmak isterse durduramazsınız onu. kalbinizin ta derinlerinden gelen duygu damlaları sizi terkeder.içiniz boşalır. hem siz rahatlarsınız,hem de duygularınız artık özgürdür..
bazen yapmak istediklerimizi gerçekleştiremediğimizde,bazen istemesekte katlandığımız durumlarda,hüzünlü bir şarkı dinlerken bazen...kaybedilenin gelmeyeceğini bile bile onunla yaşlandığımızda, nefretin yerini alan hüzün anında, pişmanlıklarda,içinden çıkamayacağımız karmaşaların içinde kaybolduğumuzda ortaya çıkan duygu boşalması...
uzaklara dalmış düşünürken birden burnunuzun yanından akıp giden bir damla gözyaşı... insanın içindeki nefreti dışarıya vurması halinde kelimelerin anlamsız kaldığı an.