her yaşadığım olaydan sonra ilk başvurduğum şeydir aslında. ama hiç bir işe yaramadığını, akan gözyaşlarımın insanlara değmediğini farkettiğimden beri bıraktığım bir eylemdir.
HERŞEY TEKRARDIR BiRAZ
öperse sakalımı biralanmış bir berber
aşkımın civcivleri kanatlanmış
merhaba
şiirlere kılıç çeken gökyüzü
yerin bu şiirde de bir çocuk ağlamasıdır
(yerin bu şiirde küçük bir çocuk ağlamasıdır)
yani ki sen
-arkadaş zekai özger-.
Acının dille söylenemediği durumlarda dışavurum için kullanılan bir yöntemdir. Rahatlattığı gibi uyku da getirir.
Ağlama sonrası uyku dünyadaki en rahat uykudur. Sabah bir şeyler daha iyi olacaktır. Buna inanmak lazım.
15 yıllık tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki yalnız başınayken yapmak en iyisi böylece hem rahatça istediğin kadar ağlarsın hem de hatalıysam mesela rahatlıkla söylenebilirim kendime veya karşı taraf hatalıysa kendimi teselli edebilirim bazen filmle bazen müzikle bazen diziyle bazen kitapla bazen yalnız başına dolaşarak vb.
gülmek kadar doğal bir eylemdir aslında. zıt anlamlar konusunda, ağlamayı neden bu kadar yadırgamaya çalışıyoruz anlamıyorum. mutlu , mutsuz diye ayırıyoruz. gülmek , ağlamak deyince , gülmeyi ayırıyoruz lakin; ağlamayı deyince bir duraksıyoruz. yeri ve zamanı var elbette. ama olması gereken an'larda bile kendimizi sıkıyoruz. özellikle erkek olarak , bok sürdürmeme olayına tabii tutularak. ulan demek ki ağlanacak bir şey var işte , bir şey olmuş ki; bırakında ağlayalım, gerekirse isyan edelim dozunda, çığrından çıkmak yerine, ağlamaya paylaşalım biraz da kendimizden paylaşacak bir şeyi.
Bir anda tüm olasılıkların dostlarla geçirilmiş birkaç kahkahalı vakit sonrasında hücum edip sırtınızda karıncalanmasından kaynaklanan eylem.
Bir film repliğiyle devam edelim...
"insanlar neden ağlar? Neden duygular yoğun bir tempoya girip gözyaşını yaratır? Belki, belki duygular bedenin taşıyamayacağı kadar yoğunlaşıyor. Aklın ve duyguların çok güçleniyor ve bedenin ağlamaya başlıyor.”