arasıra yapılması gereken. yapmayalı bayağı zaman oldu bu zıkkımı. ama yapacak bir bahanem de yok amk. neyse nihat doğan gibi gözüme su falan serpiyorum şimdilik. buna da şükür.
yalnızken başa çok gelen olaydır. odama kapatıyorum kendimi. ne kadar mutlu başlasam da ağlayarak bitiyor düşüncelerim. başrol hep aynı ağlayışlarımda, gerisi sadece figüran...
"ve insan en çok ağlarken güzeldir"
-son dönemlerde en fazla uygulamaya koyduğum eylemlerden birisi.
yalnız "ağlamak" deyince ilk aklıma gelenler "Bülent Arınç, Tayyip Erdoğan ve tayfası" oldu. o timsah gözyaşlarıyla beni "ağlamak" gibi güzel bir duygudan soğuttukları kesin. Bir de Fetullah hocamız vardır ki, unutursak çok ayıp olur. Muhterem Fetullah (kısaca Feto) efendimizin de böyle bol keseden atma gözyaşları vardır tabi.
ağlamak...
her sesini duyuşumda boğazıma takılan,
her aynaya bakışımda sana dair sevgiyi gösteren,
duygularımın ifadesiz kaldığı anların en güzel tarifi olan ve
hüzünden değil verdiğin huzurdan hep gülsün istediğin gözlerden akan iki damla mutluluğum olan şey...
Kimi zaman sevincten kimi zamansa uzuntuden dolayi olur. Bazen gercektende rahatlatici bir etkisi olabilir. Icine aglamaktansa olabildigince disa aglayip rahatlamak gerekir.
Yapılmadıkça unutulandır. Gün gelir ağlamak, rahatlamak istersin ama bir bakarsın kendini başkalarının yanında ağlamamaya zorlayan sen * kendinle başbaşayken bile ağlayamazsın. içinde patlar ne varsa. O yüzden her zaman içe atılmaması gerekendir.
sabah sekiz buçuk.
bir telefon.
babamın titrek sesi.
ve bir kurşun.
nereye isabet etti bilmiyorum.
fakat heryerimde hissediyordum.
beynimde, kalbimde, boğazımda.
acıdan ağlamaya başladım.
ağladım, ağladım, ağladım.
ama garip birşey vardı.
gözümde yaş yoktu.
kimi insanlarca yalnızca hırslandığında gerçekleşen gözyaşı akışı. ben yaşamım boyunca yalnızca hırsımdan ağladım mesela. kendi yaşamımda bugüne kadar haksızlık yaşadığımda hırslandım ağladım, başkaları söz konusu olduğunda sokak çocuğu gördüm onu sokağa düşüren hayata hırslandım ağladım vs.