bostanlı-konak arası sefer yapan vapur. ameliyat olacağım için gerginlikten vapurun açık alan kısmında bi sigara yakıp ağlamaya başlamıştım. ama öyle hönküre hönküre falan değil. sadece (bkz: gözümde bir damla yaşla) Yanıma bi adam yaklaştı neden ağlıyosunuz falan diye sordu. biraz sohbet ettikten sonra adam kendini tanıttı. meğer vapurda herhangi biri intihar girişiminde bulunma potansiyelindeyse onu engellemek için görevliymiş kendisi. benim ağladığımı görünce de intihar falan edicem zannetmiş. sonrasında baya güldük ama bu mevzuya.
dogumgunumde lunaparkta agladim....
anasifinda okuldan eve donerken hergun inatla tirmandigim dagin ortasinda....
ilkokulda andimizi okuduktan sonra tum okulun onunde
ortaokulda video odasinda sari zeybegi izledikten sonra...
amma cok aglamisim bende
Görükle'de yaşayanlar bilir triodan yerleşime çıkarken sağda bir kokoreç satan abimiz var bende yerleşime çıkarken bir anda taburesinde kendimi ağlarken buldum adam bi şaşırdı sonra da yanıma gelip 'kim üzdü kızım seni?' diye sordu. Hafif bir dertleştik kokoreç kokusu eşliğinde.
bitmemiş inşaatın duvarının dibine yaslanıp hıçkırarak ağlamışlığım vardır. işçi arkadaş durumu dahi sormadan paketini uzatti içinde bi dal vardı bana verdi.
uçakta. bir daha görmemek üzere birinden ayrıldığım andı. ve bir daha da görmedim, çünkü hissetmiştim, o son bakışları sanki bir daha geldiğinde ben bu dünyada olmayacağım der gibi bakıyordu. hissettiğim gibi de oldu. o son kez baktığım gözler sonsuza dek kapandı.
Sokak. Yanımdan ağlayan bir çocuk geçiyordu, insanların ona bakışlarını gördüm; çocuğun çaresizliğini gördüm. Bir sey yapamadım. Arkasından baktım ve biraz yuruyup banka oturdum; ağladım, ağladım, tutamadım kendimi.
Ağlamak için genelde kapı ardına saklanırım ki kimse rahatsız etmesin. Bşr kere çocuk parkında ağlamıştım. Ağlamak için niye orayı seçtim bilmiyorum ama yüreğim oraya kadar dayanabilmiş demek ki.