28 harfle konuşan, sahibi olduğu takım her mağlup olduğunda her rezalet yaşadığında verin topumu ben eve gidiyorum zihniyetiyle kaçan, arkasından yalakalarının ağladığı, hiç kupa kaldıramayan ama her sezon yüksek meblağlı transferler yapan takımına nerden geliyor bu derenin suyu diye sormayan futbol federasyonuyla iyi anlaşan, şartlar müsait olmayınca ters düşen aziz(e) başkandır (!). *
son galatasaray-oftaş maçı sonrası, "mevdivenler doluydu ama" açıklamasını yapmadığı için kınadığım başkan. büyük başkan. bırakma bizi aziz başkan. (hani olur da istifa felan etmeye kalkarsa deyü)
sıradaki eser, çok sevdiğimiz aziz başkan'a gitsin;
ayhan şahenk'te fenerbahçeli "bayan" basketçilere koltuk, taş, şişe ve bilimum kesici ve delici maddelerin atılmasına göz yuman galatasaray yöneticilerinin yanında melektir, sütten çıkmış ak kaşıktır, 14 mayıs 2008 fenerbahçe galatasaray maçında yenilgiyi hazmedemeyen gs yöneticileri daha fazla tribünleri tahrik etmesinler diye kendilerini uyarmış, hemen akabinde de tribünlere dönerek taraftarını sükünete davet etmiştir. ayrıca maçın sonunda galatasaray takımı seramoniye çıkarken de tüm yönetici arkadaşlarıyla beraber ayağa kalkarak ezeli rakibini alkışlamıştır.
yine aynı maçta sahaya herhangi bir yabancı madde atılmamış, küfür edilmemiş sadece son periyotta eski fenerbahçeli esra şencebe'yle "çıldırın çıldırın esra için çıldırın" tezahüratı eşliğinde birazcık uğraşılmıştır, o da normaldir, sonuçta derbi maçı, survivor değil, di mi cano ?!
fenerbahçe başkanı.
basketbol takımındaki kızlara "çıldırma" yazan tişört giydirmiştir.galatasaray a taş atacak ya. sonra kendisi çıldırmıştır .bu nasıl çelişki lan.
türk spor tarihinde ki en büyük tesis alt yapı yatırımını yapan, on yıl içinde futbol takımına harcadığı paranın ise karşılığını sportif başarılar ile bir türlü alamayan, karizması çizilmesin diye deplasman maçlarına gidemeyen, teknik hocalardan ziyade sahaya çıkacak kadroyu oluşturmaya bayılan, yönetimini sadece kendisinin askerliğini yapacak ve çatlak sesçıkmasını engelleyecek tiplerden oluşturan kişi.
son oynanan basket maçından sonra hala daha savunanların olduğunu gösteren fb başkanı.
elemanın biri diyor ki; taş,şişe, kesici delici alet atılmış ayhan şahenk'te. yani biz maça gitmesek, olayları görmesek bizi de kandıracaklar...
maslak'taki maçta herhangi kesici delici yabancı madde atılmamıştır. sadece maç sonu bir iki pet şişe atılmıştır ki, bunun da bir nedeni vardır.
maç boyu çirkefliğini sürdüren pondexter , neredeyse her pozisyonda sahanın içine dalan fb koçu zafer, fb benchindeki kim olduğunu bilmediğim kel elemanın tahrikleri...
özellikle maçın sonunda pondexter'ın kasti ve çok sert şekilde attığı dirseği es geçen hakemler de tansiyonu yükseltmiştir.
kadıköy'deki maçta ise sadece maçın sonlarında değil; maç boyu küfür edilmiştir.buna karşın aziz yıldırım denen kişi taraftarı susturacağına, hiçbir provokatif eylemde bulunmayan yöneticilerin üstüne yürümüştür. *
bunları yapan aziz yıldırım, "ali samiyen'de bana küfvediyolar, stada gelemiyovum.." diye ağlamasın,komik oluyor.
bu sene ne kadıköy'deki bursa maçında kabloları kestirtmiş ne de galatasaray'ın şampiyonluğu sonrası gündemi değiştirmek için istifa etmiştir. kuvumsallaşma yolundaki bu tavırları için kendisine şükranlarımızı sunuyoruz.
-büyük klüplerin faaliyet göstermediği branşlardaki sporcuların,kendisine baş vurup başkan bize el at diyebileceği kadar spor düşkünü(aklıevveller futbol değil spor!)...amatör branşlar için bir umut...
-hesapsız ve kitapsız...
-federasyona açtığı savaş nedeniyle,klübünün hakları gasp edilmesine rağmen yoluna devam eden...
-tesis var da sportif başarı yok diyenlerin,sportif başarı da gelince ne halt yiyeceklerini bilemediği...
-papermoon(doğrumu yazdım lan?) da ihanet yemekleri yiyip,onlar şampiyon olsun,biz kupayı alalım pazarlıklarına girenlerin doğru,kendisinin yanlış adam olduğu...
-bazılarının play station da görecekleri futbolcuları transfer eden...
bir güzel adam...
fenerbahçe spor kulübünü hem sportif hem tesisleşme hem de maddi olarak yükseklere taşıyan, başarısını takdir ettiğim fakat başarısızlığını iple çektiğim kişi.
en çok galatasaray şampiyonluğu gören fenerbahçe başkanı. bu tanım güzel oldu. şimdi gelelim asıl mevzuya.
kendisi her galatasaray şampiyonluğu sonrası istifa kararı alması ile meşhur. bunu artık katar'dan japonya'ya herkes biliyor. sanırım bunun modasının geçmiş olduğunu düşündü ki bambaşka bir mecraya açtı kendini. karşı tarafa ne idüğü belirsiz yazarlarla iftira atmak. iki gündür bu platformda dolanan vergi kaçakçılığı zırvasıyla da bunu bir nebze olsun başarmış gözüküyor. hürriyet gazetesindeki ekonomi sayfasında fıkralar anlatan şükrü kızılot amcamız buyurmuş galatasaray vergi kaçırıyor diye. anlattığı fıkralardan daha komik olan bu duruma inanmak için can atanlar da ortalığı velveleye vermişler. gayet başarılı.
peki o zaman. sayın aziz yıldırım açıklasın;
- stadlarının tapusu nerededir?
- yaptıkları genişletme kanuni midir?
- her maç öncesi verilen binlerce bedava bilet nereye gitmektedir? bu paralarla kimler zengin edilmektedir?
- tribün lideri sefa'nın altında bulunan son model araba bu bedava biletlerin nimeti değil midir?
çok şeffafmış kendisi. öyle diyordu. bir açıklasa da biz de içini dışını görsek.
gerçek bir katilin oğlu. tek kelimeyle saplantılı*. sportif kısmına ise birşey demiyorum; sadece tarihinde en çok galatasaray şampiyonluğu görmüş fb başkanıdır diyorum.
fenerbahçe tv'de yaptığı sağduyulu yorumları ve verdiği akl-ı selim dolu mesajları ile yine bazı galatasaraylılar'ı kudurtmuş insandır. insan gibi çıldırın, * başka bir şey gibi kudurmayın.
şampiyonluğun kaçmasından dolayı zico ya olan kızgınlığını açık açık belli etmiş başkandır. tamam ben de aynı fikirdeyim ama kulübün televizyonundan ''bizim takım yürüye yürüye şampiyon olmalı'' ne demek başkan allahını seversen. hala taraftar mantığıyla mı hareket ediyorsun nedir.