istediği futbolcuyu alabildiği için fiyatını merak eden başkandır.
hıyar derken, alex, kezman, carlos, anelka, ortega gibi futbolcular mı kastediliyor, yoksa futbol bilgisizliğinin ve fanatikliğin dışa vurmu mudur bu?
manavdan hıyar almakla, yurtdışından futbolcu almayı birbirine karıştıran zihniyete sahip bir kulüp başkanıdır. tvden maç izlerken futbolcu beğenip almak bir yana "fiyatı ne kadar acaba" diye sormak daha da abuk bir durumdur.
- 3 kilo 500 aziz amca, çürük mürük idare edecen...
galatasaray' ın şampiyonluğundan sonra istifa etme huyu olan başkan(dı). belki gündemi değiştirecek başka atraksiyonlar peşindedir, kimbilir...
edit: pardon ya, gelen eksilerle hatırladım bu ülkede bazı dokunulmazlara dokundurmak yassah. tamam bir dahakine sizin duymak istediklerinizi yazarım. (bkz: mesela yani)
türkiyede lider falan değildir. lider olabilmesi için tüm ulusa önderlik etmek gerekmektedir, fakat aziz yıldırımı fenerbahçeli olmayanlar ve fenerlilerin bir kısmı zaten sevmez. kendisi için yapılabilecek maksimum tanım, fenerbahçeye gelen en büyük liderdir olmalıdır ***.
bir fenerbahceli olarak kendisini bazi noktalarda tenkid etmek istedigim baskandir.
soyle ki; her daim plan ve programa inandik (ajax), kisa vadeli esnek planlarla uzun vadeli planlari tutturabilmenin stratejisinden dem vurduk (manchester united), takima futbol kisiliginin oturmasi icin az ama oz transfer yapilmasi gerektigini vurguladik (milan), her sezon teknik direktor degistip baskalarinin basarisizligindan medet ummayi zavallilik gorduk (inter), iyi bir futbol takimi icin her hafta dolu tribunler olmazsa olmaz dedik )manchester, arsenal hatta newcastle), basalti futbolcular da alinarak zaferlere imza atilabilir dedik (sevilla), hic olmadi progbnyak, denisov, arshavin gibi kaliteli topculari takima kazandiran zenith'i bari ornek alalim dedik.. dedik de dedik..
fakat sahsen su son aciklamalarindan sonra ben sayin yildirim'i gozumde buyutmusum gibime geliyor su ana kadar. yan "medya almaya calistigimiz topcunun adini yaziyor elimizi zayiflatiyor" diyor, bi de bakiyosun "fenerimiz nihat'i almaya ispanya'ya gitti" diye gazetelerde carsaf carsaf haber cikiyor. bu ne diyet bu ne hamur isi?
"istedigim topcuyu alirim, mali olarak soyle guclendik boyle canavariz" diyor, sonra chelsea, sevilal gibiler karsisinda fakir takim edebiyati yapiliyor. yaw fener oldu bitti her zaman turkiyenin zengin kulubu idi, avrupa'da mali durumum ile bari biseyler yapamiyorsan ne diye finansal gucum de finansal gucum diye ovunup durursun ki?
hele su "yuruye yuruye sampiyon olmaliydik" lafi bastan asagi dokuluyor. para isin onemli bir yonu, ama sadece bir yonu. ben simdi burda takim olmanin gereklilikleri hakkinda nutuk cekmeyecem ama futbolde her takim her takimi yenebilir arkadas bir ligde. o zaman fener pendik'i de yuruye yuruye yenmeliydi zamaninda!
her sene bir dunya yildiziymis! populizmin de bu kadari olur yani. her sene 10 adam al biri gokhan gonul ciksin ben raziyim! ama yok ki "genc yetenekleri takip edelim, takima kazandiralim, hem biz kazanalim hem turk futbolu" gibi dusunceler. aziz yildirimin genclestirme adina anladigi bir zamanlar selcuk sahin, kemal aslan gibilerinin as oldugu umit milli takimini transfer edip beklemekti. ama robot degil ki insanoglu, aldigin adamin gelisimini duzenli takip etmek, huzurunu saglamak, hedef gostermek ve hedefe inandirmak gibi mevzular olmadiktan sonra ne olur? yemisim dunya yildizini. gokhan gonul (tasvip etmesem de, takim ruhu adina, taraftar icin) sakat sakat oynarken roberto carlos brezilyada "gotumle nasil trompet calarim" kursuna gidiyordu heralde.
yemin ederim bu sene italyan, ingiliz ve ispanyol liglerini takip ederek 3 adet basalti futbolculardan olusan maliyeti kismen daha dusuk takim yaptim ve biri olmazsa bir digeri turkiye'de olsa ortaligi mikip atar avrupa'da da kafaya oynar. ulen ben bu kadarcik imkanlarima biseyer planliyorsam hic mi scout sistemini bilen adaminiz yok ki isizn 40 yilda bir gokhan gonul gibi adami sansa yakaliyorsunuz veya transfer politikaniz "yildiz oyuncunun eski takim arkadasini transfer etmek" uzerinde kalakaliyor. hic buyuk bir klupte boyle sacma bir transfer yontemi olur mu? "maldonado cok iyiydi ama burda oynayamadi" imis. neye gore iyi kime gore iyi? bu arada maldonado'yu da birakmiyorlar iyi mi? hey yarabbim yaa.. performansi duzenli olarak artmayan hicbir topcuya iyi demem ben arkadas.
o degil de insallah su kanoute'yi alirlar, zamaninda keneth anderson ve van hooijdonk'a fazla para vermemek icin transfer etmediler ama adamlarin yasli halleri bile yetti de artti fenere. simdi tabi onlardan ders almis olan adam basar parayi alir kanoute veya onun gibi bi topcuyu. ihtiyacin var iste arkadas neyin hesabini yapiyosun yaa?
emre ise populist transfer anlayinin baska bi boyutu oldu. iyi topcu, zamaninda bize karsi felan da iyi oynardi diye aldilar iste. kimse bana "bu transferin cim bom cephesinde yaratacagi infiali hic dusunmedi yildirim, tamamen takim cikarlari ve planlarina ore aldi" felan demesin. en fazla 3-5 mac kurtarir, cogunda sakatlanir cikar, bi kisminda ise kadroda bile olmaz. insallah yanilirim ama populist trasnferlerin hemen hepsinde boyle oldu.
son sezonlarda galatasaray şampiyonluklarından sonra yaptığı atraksiyonlarla gündemi değiştirmeyi başarmış fenerbahçe başkanı. kulup başkanlığının politikalarla yürüdüğünü tüm spor kamuoyuna ispatlamıştır ki yıllardır fenerbahçe başkanlığında tek isimdir.
galatasaray'ın 16. şampiyonluğu sonucunda istifa etmiş, bu sezonda da emre belozoğlu'nu değerinin çok üstünde transfer etmiştir.
bazı kesim tarafından eleştirilmesine, yaptıklarıyla zaman zaman rakip taraftarlarına mizah malzemesi olmasına rağmen şimdiye kadar yürüttüğü gündemi değiştirme politikaları başarıya ulaşmıştır.
tebrikler aziz yıldırım...
fenerbahçe tv'ye yaptığı açıklamaların ardından türk spor basınının yoğun mesai harcamasına neden olacak başkan. demiştir ki "üç önemli futbolcuyla görüşüyoruz, birini yazdılar ikisini henüz bulamadılar".
ayrıca kanoute konusunda da ilginç şeyler söylemiştir. sevilla'daki forvet bizde olsa belki de final oynardık derken kanoute transferine en azından kafaca uzak olmadığını göstermiştir.
şampiyonluğun kaçmasından dolayı zico ya olan kızgınlığını açık açık belli etmiş başkandır. tamam ben de aynı fikirdeyim ama kulübün televizyonundan ''bizim takım yürüye yürüye şampiyon olmalı'' ne demek başkan allahını seversen. hala taraftar mantığıyla mı hareket ediyorsun nedir.
fenerbahçe tv'de yaptığı sağduyulu yorumları ve verdiği akl-ı selim dolu mesajları ile yine bazı galatasaraylılar'ı kudurtmuş insandır. insan gibi çıldırın, * başka bir şey gibi kudurmayın.
gerçek bir katilin oğlu. tek kelimeyle saplantılı*. sportif kısmına ise birşey demiyorum; sadece tarihinde en çok galatasaray şampiyonluğu görmüş fb başkanıdır diyorum.
en çok galatasaray şampiyonluğu gören fenerbahçe başkanı. bu tanım güzel oldu. şimdi gelelim asıl mevzuya.
kendisi her galatasaray şampiyonluğu sonrası istifa kararı alması ile meşhur. bunu artık katar'dan japonya'ya herkes biliyor. sanırım bunun modasının geçmiş olduğunu düşündü ki bambaşka bir mecraya açtı kendini. karşı tarafa ne idüğü belirsiz yazarlarla iftira atmak. iki gündür bu platformda dolanan vergi kaçakçılığı zırvasıyla da bunu bir nebze olsun başarmış gözüküyor. hürriyet gazetesindeki ekonomi sayfasında fıkralar anlatan şükrü kızılot amcamız buyurmuş galatasaray vergi kaçırıyor diye. anlattığı fıkralardan daha komik olan bu duruma inanmak için can atanlar da ortalığı velveleye vermişler. gayet başarılı.
peki o zaman. sayın aziz yıldırım açıklasın;
- stadlarının tapusu nerededir?
- yaptıkları genişletme kanuni midir?
- her maç öncesi verilen binlerce bedava bilet nereye gitmektedir? bu paralarla kimler zengin edilmektedir?
- tribün lideri sefa'nın altında bulunan son model araba bu bedava biletlerin nimeti değil midir?
çok şeffafmış kendisi. öyle diyordu. bir açıklasa da biz de içini dışını görsek.
fenerbahçe spor kulübünü hem sportif hem tesisleşme hem de maddi olarak yükseklere taşıyan, başarısını takdir ettiğim fakat başarısızlığını iple çektiğim kişi.
-büyük klüplerin faaliyet göstermediği branşlardaki sporcuların,kendisine baş vurup başkan bize el at diyebileceği kadar spor düşkünü(aklıevveller futbol değil spor!)...amatör branşlar için bir umut...
-hesapsız ve kitapsız...
-federasyona açtığı savaş nedeniyle,klübünün hakları gasp edilmesine rağmen yoluna devam eden...
-tesis var da sportif başarı yok diyenlerin,sportif başarı da gelince ne halt yiyeceklerini bilemediği...
-papermoon(doğrumu yazdım lan?) da ihanet yemekleri yiyip,onlar şampiyon olsun,biz kupayı alalım pazarlıklarına girenlerin doğru,kendisinin yanlış adam olduğu...
-bazılarının play station da görecekleri futbolcuları transfer eden...
bir güzel adam...
bu sene ne kadıköy'deki bursa maçında kabloları kestirtmiş ne de galatasaray'ın şampiyonluğu sonrası gündemi değiştirmek için istifa etmiştir. kuvumsallaşma yolundaki bu tavırları için kendisine şükranlarımızı sunuyoruz.