fenerbahçe tv'ye yaptığı açıklamaların ardından türk spor basınının yoğun mesai harcamasına neden olacak başkan. demiştir ki "üç önemli futbolcuyla görüşüyoruz, birini yazdılar ikisini henüz bulamadılar".
ayrıca kanoute konusunda da ilginç şeyler söylemiştir. sevilla'daki forvet bizde olsa belki de final oynardık derken kanoute transferine en azından kafaca uzak olmadığını göstermiştir.
son sezonlarda galatasaray şampiyonluklarından sonra yaptığı atraksiyonlarla gündemi değiştirmeyi başarmış fenerbahçe başkanı. kulup başkanlığının politikalarla yürüdüğünü tüm spor kamuoyuna ispatlamıştır ki yıllardır fenerbahçe başkanlığında tek isimdir.
galatasaray'ın 16. şampiyonluğu sonucunda istifa etmiş, bu sezonda da emre belozoğlu'nu değerinin çok üstünde transfer etmiştir.
bazı kesim tarafından eleştirilmesine, yaptıklarıyla zaman zaman rakip taraftarlarına mizah malzemesi olmasına rağmen şimdiye kadar yürüttüğü gündemi değiştirme politikaları başarıya ulaşmıştır.
tebrikler aziz yıldırım...
bir fenerbahceli olarak kendisini bazi noktalarda tenkid etmek istedigim baskandir.
soyle ki; her daim plan ve programa inandik (ajax), kisa vadeli esnek planlarla uzun vadeli planlari tutturabilmenin stratejisinden dem vurduk (manchester united), takima futbol kisiliginin oturmasi icin az ama oz transfer yapilmasi gerektigini vurguladik (milan), her sezon teknik direktor degistip baskalarinin basarisizligindan medet ummayi zavallilik gorduk (inter), iyi bir futbol takimi icin her hafta dolu tribunler olmazsa olmaz dedik )manchester, arsenal hatta newcastle), basalti futbolcular da alinarak zaferlere imza atilabilir dedik (sevilla), hic olmadi progbnyak, denisov, arshavin gibi kaliteli topculari takima kazandiran zenith'i bari ornek alalim dedik.. dedik de dedik..
fakat sahsen su son aciklamalarindan sonra ben sayin yildirim'i gozumde buyutmusum gibime geliyor su ana kadar. yan "medya almaya calistigimiz topcunun adini yaziyor elimizi zayiflatiyor" diyor, bi de bakiyosun "fenerimiz nihat'i almaya ispanya'ya gitti" diye gazetelerde carsaf carsaf haber cikiyor. bu ne diyet bu ne hamur isi?
"istedigim topcuyu alirim, mali olarak soyle guclendik boyle canavariz" diyor, sonra chelsea, sevilal gibiler karsisinda fakir takim edebiyati yapiliyor. yaw fener oldu bitti her zaman turkiyenin zengin kulubu idi, avrupa'da mali durumum ile bari biseyler yapamiyorsan ne diye finansal gucum de finansal gucum diye ovunup durursun ki?
hele su "yuruye yuruye sampiyon olmaliydik" lafi bastan asagi dokuluyor. para isin onemli bir yonu, ama sadece bir yonu. ben simdi burda takim olmanin gereklilikleri hakkinda nutuk cekmeyecem ama futbolde her takim her takimi yenebilir arkadas bir ligde. o zaman fener pendik'i de yuruye yuruye yenmeliydi zamaninda!
her sene bir dunya yildiziymis! populizmin de bu kadari olur yani. her sene 10 adam al biri gokhan gonul ciksin ben raziyim! ama yok ki "genc yetenekleri takip edelim, takima kazandiralim, hem biz kazanalim hem turk futbolu" gibi dusunceler. aziz yildirimin genclestirme adina anladigi bir zamanlar selcuk sahin, kemal aslan gibilerinin as oldugu umit milli takimini transfer edip beklemekti. ama robot degil ki insanoglu, aldigin adamin gelisimini duzenli takip etmek, huzurunu saglamak, hedef gostermek ve hedefe inandirmak gibi mevzular olmadiktan sonra ne olur? yemisim dunya yildizini. gokhan gonul (tasvip etmesem de, takim ruhu adina, taraftar icin) sakat sakat oynarken roberto carlos brezilyada "gotumle nasil trompet calarim" kursuna gidiyordu heralde.
yemin ederim bu sene italyan, ingiliz ve ispanyol liglerini takip ederek 3 adet basalti futbolculardan olusan maliyeti kismen daha dusuk takim yaptim ve biri olmazsa bir digeri turkiye'de olsa ortaligi mikip atar avrupa'da da kafaya oynar. ulen ben bu kadarcik imkanlarima biseyer planliyorsam hic mi scout sistemini bilen adaminiz yok ki isizn 40 yilda bir gokhan gonul gibi adami sansa yakaliyorsunuz veya transfer politikaniz "yildiz oyuncunun eski takim arkadasini transfer etmek" uzerinde kalakaliyor. hic buyuk bir klupte boyle sacma bir transfer yontemi olur mu? "maldonado cok iyiydi ama burda oynayamadi" imis. neye gore iyi kime gore iyi? bu arada maldonado'yu da birakmiyorlar iyi mi? hey yarabbim yaa.. performansi duzenli olarak artmayan hicbir topcuya iyi demem ben arkadas.
o degil de insallah su kanoute'yi alirlar, zamaninda keneth anderson ve van hooijdonk'a fazla para vermemek icin transfer etmediler ama adamlarin yasli halleri bile yetti de artti fenere. simdi tabi onlardan ders almis olan adam basar parayi alir kanoute veya onun gibi bi topcuyu. ihtiyacin var iste arkadas neyin hesabini yapiyosun yaa?
emre ise populist transfer anlayinin baska bi boyutu oldu. iyi topcu, zamaninda bize karsi felan da iyi oynardi diye aldilar iste. kimse bana "bu transferin cim bom cephesinde yaratacagi infiali hic dusunmedi yildirim, tamamen takim cikarlari ve planlarina ore aldi" felan demesin. en fazla 3-5 mac kurtarir, cogunda sakatlanir cikar, bi kisminda ise kadroda bile olmaz. insallah yanilirim ama populist trasnferlerin hemen hepsinde boyle oldu.
türkiyede lider falan değildir. lider olabilmesi için tüm ulusa önderlik etmek gerekmektedir, fakat aziz yıldırımı fenerbahçeli olmayanlar ve fenerlilerin bir kısmı zaten sevmez. kendisi için yapılabilecek maksimum tanım, fenerbahçeye gelen en büyük liderdir olmalıdır ***.
galatasaray' ın şampiyonluğundan sonra istifa etme huyu olan başkan(dı). belki gündemi değiştirecek başka atraksiyonlar peşindedir, kimbilir...
edit: pardon ya, gelen eksilerle hatırladım bu ülkede bazı dokunulmazlara dokundurmak yassah. tamam bir dahakine sizin duymak istediklerinizi yazarım. (bkz: mesela yani)
manavdan hıyar almakla, yurtdışından futbolcu almayı birbirine karıştıran zihniyete sahip bir kulüp başkanıdır. tvden maç izlerken futbolcu beğenip almak bir yana "fiyatı ne kadar acaba" diye sormak daha da abuk bir durumdur.
- 3 kilo 500 aziz amca, çürük mürük idare edecen...
istediği futbolcuyu alabildiği için fiyatını merak eden başkandır.
hıyar derken, alex, kezman, carlos, anelka, ortega gibi futbolcular mı kastediliyor, yoksa futbol bilgisizliğinin ve fanatikliğin dışa vurmu mudur bu?
fenerbahçe'yi ve fenerbahçe taraftarını markalaştıracak kadar özverili;
tarihinde ilk kez avrupa şampiyonasında takımımıza başarı getirmesiyle yüklüce krediye sahip olan lakin kaybedilen bir şampiyonluktan ötürü zico ile yolları ayıracak kadar hırslı;
ülkeye ilk kez getirilen uefa kupasına tesadüf diyecek kadar kompleksli;
fenerbahçe adına takdire şayan işler yapacak kadar başarılı;
uzun vadedense günü kurtarmaya yönelik teknik direktör transferi gerçekleştirecek kadar anlaşılmaz...
tuhaf...
eleştirilecek özelliği çoktur lakin fenerbahçe'de bir devir yarattığı da göz ardı edilemez. takıma kattıklarından dolayı tebriği de hak etmektedir kendisi.
ayrıca, nedense fenerbahçe şampiyon olamadığı zamanlar fenerbahçe nefretiyle dolu rakip taraftarlarının kendilerini pek bir 'büyülten' "r"lerle ilgili inanılmaz zeka pırıltısı barındıran şakalara başvurmasına sebep olan başkandır.
haddini aşan pehlivan. son yıllarda artan agresif gösterilerine yenisini eklemiş, havaalanında gazeteci fırçalamıştır. hadi futbolcuya "lan parasını verdim ister severim ister mikerim" gözüyle baktığın belli, gazeteci fırçalamak senin ne haddine. ha pardon, gazetecilere de para yedirdiğini unutuyoruz arada sırada, insanlık hali...
alıntı: bir gazetecinin kendisini görüntülemesine sinirlenen Fenerbahçe başkanı, ''Ne çekiyorsun. Beni çekmek için izin alacaksın. Kimsin sen, burada ne yapıyorsun.'' diyerek kızdı.
vay be, yurdumda asker kaçağı olarak elini kolunu sallayarak dolaşan hazretteki cürete bakar mısınız? ey güzel ülkem benim, ne mallara "adam" muamelesi yapılıyor.
hakkında yapılan en itici klüp yöneticisi yakıştırmalarına bi anlam veremediğim fenerbahçe spor klübü başkanı. bir galatasaray'lı olarak, aziz yıldırım'a bu yakıştırmanın yapılmasını çok haksız buluyorum. ortada mahmut uslu gerçeği varken aziz yıldırım'a çok itici demek sezar'ın hakkını yemekten öte birşey değil bence.
sezar, neron ve hitler'i tahtından etmek için elinden geleni yapan diktatör. fenerbahçe'yi kendisinin sanan, kendisine muhalif tüm sesleri zaman zaman şiddet bile kullanarak susturan insan. *
teşekkürler başkan. sanırım senin vizyonun buraya kadar. bizi kurumsallaştırma çabaların ve bize kattıkların tartışılamaz. ama teşekkürler. bundan sonrasında bize profesyonel yöneticiler lazım. kurumsal altyapısını oluşturmuş fenerbahçe kulübünde verimlilik ve kulüp çıkarları doğrultusunda hamleler yapan, kişisel egoları yüzünden oyuncu alım satımı yapmayan yöneticiler lazım. 34 yaşında yedek oyuncuları çare olarak görmeye başlaman, kişisel dalaşların yüzünden ümit özat'ı, tuncay'ı, aurelio'yu, serdar kulbilge'yi bonservissiz kulüpten uzaklaştırmış olman bize yetti.
ümit özat'ı, tuncay'ı, aurelio'yu, serdar kulbilge'yi fenerbahce'ye ve turk futboluna kazandirandir.
o olmasa aurelio genclerbirligi'ne gidip ayman'la ayni kaderi payla$acak, serdar kulbilge asansor takimlarin aranan adami olarak kalacak, umit ozat'ta umit bozkurt kariyerine sahip olacakti. (tuncay icin bir $ey diyemeyecegim)
o gelmeden once 3. sinif afrikali oyunculara "yildiz" gozuyle bakilirdi fenerbahce'de. hepsini o bu kulube getirdi. ve getirdigi adamlar gecmi$lerini, geldikleri yerleri unutarak zamanla astronomik $eyler talep etmeye ba$ladilar.
orneklemek gerekirse; zamaninda fenerbahce'ye gelmek icin bursaspor'da ki alacaklarindan vazgecmeyi, tribunde oturmayi bile goze alan serdar kulbilge 2 yil sonra yillik 1.8 milyon euro isteyecek kadar degerlendigini du$unuyorsa ona kapiyi gostermekten ba$ka care yoktur. zira fenerbahce 10 yillik kalecisi, oz evladi ru$tu'ye bile yillik 1 milyon $ onerirken serdar kulbilge'ye 1.8 milyon euro verecek hali de yoktur.
dogrulari yapmaktadir. oyuncuya dayali duzeni yikmaktadir. fenerbahce gibi bir kulup oyuncuya minnet etmez, etmemeli. zamaninda tayfun real sociedad'a giderken yalvarildi da, ne oldu? beyhude bir caba oldu.
fenerbahce oyuncuya bagli duzeni a$maya cali$maktadir. 2 sezon once kontrati biten alex de souza icin bile "istiyorsa gitsin, yeri dolar" demi$ti aziz yildirim. belki alex gitse eksikligi kisa vadede cok hissedilecekti ama uzun vadede onunda yeri dolacak, takimdaki diger oyuncularda "demek ki her istedigimiz olmuyor, demek ki vazgecilmez degiliz" goru$unu iyice kavrayacaklardi. aziz yildirim'in restini gorup kavradilar da..
nitekim ru$tu'ye istedigi para verilmedi ve ru$tu kaybedildi ama ru$tu'yu gorup dersini alan volkan demirel bo$ sozle$meye imza atti.
ali $en'in zamaninda bir sozu var ki cok iyi anlatiyor durumu;
galatasaraylıyım hem de fanatik. dolayısıyla fenerliler pek iplemeyecektir yazdıklarımı ama bir sakince okuyun derim ben.
aziz yıldırım fenerbahçe'nin başına gelmiş en iyi başkanlardan biridir, belki de en iyisidir. çok çok eskiyi bilemediğim için bir şey diyemem. en azından efsane olarak adlandırılan ali şen'den kat kat daha başarılı işler yapmıştır onu bilirim. gerek sportif anlamda gerekse kulübün tesisleşmesi ve maddi anlamda değer kazanması. tüm bunlar aziz yıldırım'ın hanesine artı puan kazandıran icraatları. ulan geriye ne kaldı diyenler olucaktır illa ki.
aziz yıldırım'ın başkanlığı süresinde yaptığı en büyük hata muhalif sesleri sindirmek olmuştur. hatta sindirmekten de öte aforoz etmiştir. isim zikretmeye gerek yok, herkes biliyor zaten bunların kimler olduğunu. aziz yıldırım'ı eleştirenler hemen fenerbahçe düşmanlığı ile yaftalandılar.
aziz yıldırım belli ki tek olmak istiyor. yani despot bir yönetim şeklini benimsiyor. bu şekilde kulübün daha iyi yönetileceğine inanıyor. ama uzun vadede kulübe zarar verdiğinin farkında değil ya da farkında. bilemiyorum. düşünün aziz yıldırım sonrası fenerbahçe ne olacak?
elbette koskoca fenerbahçe camiası başkansız kalmayacaktır. birileri başkanlık koltuğuna oturacaktır. ama aziz yıldırım fenerbahçe'nin dinamizmini sağlayacak, yapılan icraatları kontrol edecek iç denetim mekanizmasını oluşturan muhalif sesleri susturarak bu yapıyı kendi elleriyle yok etmiştir.
bunu belki fenerbahçe'nin iyiliği için yaptığı düşünüyordur ama unutmasın ki kendisi de ilk başkanlık koltuğuna oturduğunda bir oy farkla seçilmişti. yani kıyasıya bir başkanlık mücadelesinin içinden sıyrılarak gelmişti. bir hareketlilik, bir heyecan vardı.
şimdi kim aziz yıldırım'ın karşısına çıkabilir. kimse çıkamaz. çıksa da bir çırpıda "hain ya da vefasız" olarak ilan edilebilir. kendini alternatifsiz kılmış, fenerbahçe'yi adeta kendine muhtaç hale getirmiştir. aziz yıldırım sonrası çıkacak bir başkan silik ya da aziz yıldırım taklidi bir veliaht olursa bu fenerbahçe'yi ileriye değil geriye götürür.
iki defa istifa edip taraftarın sokaklara dökülmesiyle tekrar göreve dönmesi bunu açıklıyor. çünkü fenerbahçe şu anda aziz yıldırım dışında kendine lider çıkarak bir yapıdan uzaklaştırılmıştır. düşünün geri dönmeseydi ve nihat özdemir başkanlığı devralsaydı fenerbahçe bugün geldiği noktaya gelebilir miydi? kesinlikle gelemezdi. çünkü nihat özdemir hiçbir zaman birinci adam olacak lider bir kimliğe sahip biri olmadı. aziz yıldırım'ın yanında çantacı gibi durdu hep. diğer yöneticiler gibi.
zerre kadar sevmesem de aziz yıldırım başarılıdır, fenerbahçe'ye çağ atlatmıştır. ama kulüp içi demokrasi anlamında ise çağ dışı kalmıştır. bugünlerde taraftarlarla arasındaki polemik de bunun en büyük kanıtıdır. aziz yıldırım "ben ne dersem o olur" düşüncesinden vazgeçmeli ve yüzyıllık kulübü istediğim gibi yönetirim havasında olmamalıdır.