Atam, hala yasiyorsak:
Edepsizlik sayesinde!
Alti oku soruyorsan,
Politika dehlizinde!
Hele partin senden sonra,
Devrimlerin tavizinde!
Vasfedeyim halimizi,
Kalemime ver izin de!
Yobazlarla gericiler,
Onlar bizden daha zinde!
'Atam, Atam...' derler ama,
Bir adiniz var sizin de...
Halkçilikla devletçilik:
Anlatamam, çok hazin de...
Çoktanberi sahteciler,
Agir çeker her vezinde!
Tek umut var, o da yalniz,
Amerikan dövizinde!
Sorma Ata'm, halimizi,
Hal mi kaldi anlatacak...
Iste geldik dizindeyiz!
Yata yata çok yorulduk,
Tatil yaptik, izindeyiz!
Sanayide henüz daha,
Cafer için lazim diye,
Amerikan bezindeyiz!
Geçecegiz Avrupa'yi
Ama simdi izindeyiz!
Hocamiz var, hacimiz var,
Uçan kusa borcumuz var,
El oglunun agzindayiz!
Ama bizi zor bulurlar,
Bahar, yaz, kis izindeyiz!
Evet, dogru söylemissin:
'Türk milleti çaliskandir! '
Biz de senin tezindeyiz!
Dinlenmekten yorulduk da,
Onun için izindeyiz!
Zinde kuvvet diye söz var,
Kimse bilmez adresini,
Ah izindeyiz, vah izindeyiz!
Bugün degil, bu yil degil,
Çoktan beri izindeyiz!
Ilerledik Ata'm öyle,
Simdi görsen tanimazsin:
Amerikan tarzindayiz!
Arasan da bulamazsin,
Otuz yildir izindeyiz!
AZIZ NESIN
Atam, hala yaşıyorsak:
edepsizlik sayesinde!
Altı oku soruyorsan,
politika dehlizinde!
Hele partin senden sonra,
devrimlerin tavizinde!
Vasfedeyim halimizi,
kalemime ver izin de!
Yobazlarla gericiler,
onlar bizden daha zinde!
'Atam, Atam...' derler ama,
bir adınız var sizin de…
Halkçılıkla devletçilik:
anlatamam, çok hazin de...
Çoktan beri sahteciler,
ağır çeker her vezinde!
Tek umut var, o da yalnız,
Amerikan dövizinde!
Sorma Ata'm, halimizi,
hal mi kaldı anlatacak...
işte geldik dizindeyiz!
Yata yata çok yorulduk,
tatil yaptık, izindeyiz!
Sanayide henüz daha,
Cafer için lazım diye,
Amerikan bezindeyiz!
Geçeceğiz avrupa'yı
ama şimdi izindeyiz!
Hocamız var, hacımız var,
uçan kuşa borcumuz var,
el oğlunun ağzındayız!
Ama bizi zor bulurlar,
bahar, yaz, kış izindeyiz!
Evet, doğru söylemişsin:
'Türk milleti çalışkandır! '
Biz de senin tezindeyiz!
Dinlenmekten yorulduk da,
onun için izindeyiz!
Zinde kuvvet diye söz var,
kimse bilmez adresini,
ah izindeyiz, vah izindeyiz!
Bugün değil, bu yıl değil,
çoktan beri izindeyiz!
ilerledik Ata'm öyle,
şimdi görsen tanımazsın:
Amerikan tarzındayız!
Arasan da bulamazsın,
otuz yıldır izindeyiz!
Hani "Türk, öğün, çalış, güven" demiştin ya... Biz ilkinde takılıp kaldık. O yüzden çalışmaya vakit kalmadı.
Kimselere de (kendimiz dahil) güvenmiyoruz. Seninle övünüyoruz. Adına barajlar, yollar, köprüler yapıyoruz. Balolar, heykeller, haftalar yapıyoruz. Klipler, zamlar, işkenceler, darbeler...
Öyle bir kargaşa yarattık ki, senin adına darbe yapanlar, senin adına yönetimde olanları devirip, senin fikirlerinle açıklıyorlar bunu.... Ve de devrilenler yine senin fikirlerinle savunuyorlar kendilerini...
Herkes seni bir dönemki görüşlerinle tanımlayıp başka başka anlatıyor bize... Asker, demokrat, dindar, ateist, laik, çapkın, milliyetçi... Liste uzayıp gidiyor, biz tartışıp gidiyoruz.
Hala "izindeyiz" ve bu izin hiç bitmeyecek gibi görünüyor. "izinde" olduğumuzdan kabrine çok ziyaret yaptık, ama sana layık bir film yapamadık. 66 yılda... Belki kimseleri sana benzetemediğimizden, belki parayı denkleştiremediğimizden...
Adına yaptığımız köprülere akın akın koşuyor yurttaşların... intihar etmek için...
Zorlu savaşlarla kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinde bugün çetelerin gölgesi var.
Dev posterlerini yaptık ama doğru dürüst bir belgeselini yapamadık Ata'm...! Arkandan ağlamaktan gözlerimiz şiştiği için yazılarını, konuşmalarını doğru dürüst bir kitapta toplayamadık. Adına kurduğumuz kültür merkezini yangından koruyamadık.
Senin adına iktidara el koyanlar mirasını çiğnedi, ses çıkartmadık. Kurduğun partiyi kapatıp, arşivini yaktılar... Alkışladık... Çünkü biz izindeyiz ata'm...
Her sabah güne "Türküm, doğruyum, çalışkanım" diye bağıran, geri ve tembel nesiller yetiştirdik. Sesimiz gür çıkıyor ama eğitimde başarı oranlarımız yerde sürünüyor.
Köşklerin bakımsızlıktan dökülüyor... Kocaman resimlerinin asıldığı kamu binaları içinde memurun aç… "Beni emanet ediniz" dediğin doktorların biliyorsun seni "geç teşhisten" erken yolcu ettiler. Merak etme "izindeyiz" ata'm...
O dönemde söylediğin bazı sözler bugün 7 kilit altında. Din üzerine, düşünce özgürlüğü üzerine yazdıklarını yazmaya, söylemeye kalkanlar mahkemelerde sürünüyorlar. O gün yazdıklarını, bugün ağza alamayacak haldeyiz.
Seni aşmaktan vazgeçtik, sana ulaşamıyoruz ata'm... Heykellerin o kadar büyük, posterlerin öyle kocaman ki, ardında bir dolu adam kendi pisliğini gizleyebiliyor. Pislik büyüdükçe heykelleri de büyütüyorlar.
Şu "izindekiler" in listesini bir görsen inanamazsın ata'm... Kendini tanıyamazsın.
Özlü sözlerini paylaşamıyorlar.
Yılgınlığa düşmememiz için söylediğin "küçük kıvılcımlar, büyük yangınlar doğurabilir" sözünü itfaiye kapısına asmışlar.
Bağışla bizi... izindeyiz Ata'm...!”
güzel hakaret edebildiği için bazı kitleler tarafından bilge olarak nitelendirilen insan.
hakaret bilgelik değil, aciziyet göstergesidir oysa ki.
"türk insanının %60'ı aptaldır." dedi de, ne faydası oldu?
videolarından gördüğüm üzere; daha düzgün konuşabilme kabiliyetinden mahrum, anlatım bozukluklarıyla dolu cümleler kuran bir yazar. ve galeyana gelip işin içinden çıkamayınca, "böylesine ahmak, böylesine beyin yoksunu..." gibi hakaretlerle işini görmekte.
eleştirme sanatının inceliklerinden mahrum olduğu halde, bir şekilde eleştirdiği için el üstünde tutulmuş çakma entelektüel.
'boyum kadar kitap yazdım desem zaten boyu kısaydı derler' cümlesiyle doğru yolda olduğunu tasdiklemis farklı tarzda bir dusunurumuzdu. (bkz: severek okuyoruz)
haksız olmadığını sivas' ta yakılmaya çalışılırken gördük.
bu ülkenin aydınları ( o dönem erdal inönü başbakan yardımcısıydı) jandarma ve polisin gözünün önünde yakıldı.
ve bu ülkede yer yerinden oynamadı. tam tersi hala akp' de bulunan bazı isimler bu davanın avukatlığını yaptı. bu insanlara mükafat gibi oy verildi. dava 20 yıl sürdü. bugünde insanların ayaklanmasını gerektiren onlarca olaya rağmen kitleler yönetenlerini alkışlıyor, cezalarını kesmiyor.
insan, salt konuştuklarından değil, sustuklarından da sorumludur gibi şahane bir tespit yapmış, aydın, sanatçı, öngörüsü yüksek, bilge adamdır.
Salt bu cümlesiyle bile, karanlık zihniyetlere göz yumup, ısrarla üç maymunu oynayan umarsız güruha ne de güzel seslenmiştir...
Ruhun şad olsun güzel adam...
Aziz Nesin, 20 Aralık 1915'te istanbul Heybeliada'da doğdu. istanbul'a yerleşti ve bahçıvanlık yaparak geçimini sağladı.Aziz Nesin, Ankara Harp Okulu'nu bitirmesinin ardından asteğmen rütbesiyle orduya katıldı. Trakya'da çadırlı ordugâhta görev yaptı. Roman, öykü ,anı ,mektup gibi birçok türde eserler verdi.
Gecenin bu saatindeki ruh halimi ancak bu kadar tıpatıp yazmış olabilirdi.
Eyv aziz reyiz.
Yüreğim gövdeme sığmıyor
Gövdem odama
Odam evime sığmıyor
Evim dünyaya
Dünyam evrene sığmıyor
Patlayacağım
Acımın acısından susmuşum
Ki suskunluğum göklere sığmıyor
Böyle bir acıyı kimlere nasıl anlatacağım
Gönül dar geliyor sevgime
Kafam beynime
Ah şakaklarım
Çatlayacağım
Anladım artık anladım
Kimselere anlatamayacağım.