"sen ağaçların aptalı
ben insanların
seni kandırır havalar
beni sevdalar
bir ılıman hava esmeye görsün
düşünmeden gelecek karakış..
acarsın çiçeklerini .."
"bir gün bu memleketin yanağına öpücük, başucuna da bir not bırakıp gideceğim: öyle güzel uyuyordun ki uyandırmaya kıyamadım! sözlerinin sahibi kıymetli adam.
kitaplarıyla büyüdüğümüz ve ankara gibi bir yerde sürekli aptal insanların tuhaf, iğrenç, pislik hareketlerini gördükçe adını sevgi ve saygıyla andığım hoş yazar.
dün kim milyoner olmak isterde öğrendiğim üzere, 1949 da ingiltere prensesi elizabeth, iran şahı rıza pehlevi, mısır kralı faruk her üçü birden ankara'daki elçilikleri aracılığıyla türkiye dışişleri bakanlığı'na resmen başvurarak, bir yazısında kendilerini aşağıladığı savıyla aleyhine dava açtıkları adam. 6 ay hapse mahkum edilmiş ve ceza infaz edilmiş. *
Sivas katliamı yaşanmadan önce 15 bin kişinin meydanda toplanmasına neden olan etken. O günkü Provokatörlerin en güçlü silahı. Sivas halkının müthiş kin ve nefret duyduğu insan.
Ha bir de her seçim sonrasında facebook'ta fotoğrafları çıkan şahıs.
sivas'ta madımak oteli yakılmadan önce kuran ı kerim de yer alan bazı ayetler için saçmalık demiş. düşünce özgürlüğü adı altında açıkça müslümanlara hakaret etmiş ve provokatörlük yapıştır. sivas'ta yaşanan acı olaylarda en az otelin önünde toplanan kalabalık kadar rolü vardır.
kabeye hakaretinin karşılığı yakılarak öldürülmek olmayan insan evladı. yeter lan laikçi piçler başörtülüleri aşşağılar, kürtleri yok sayar. kendini dindar sanan piçler bi iki kışkırtmayla önüne geleni yakacak pozisyona gelir. kurtulun şu durumdan insan olun lan..
türkiye'nin kaçta kaçına aptal dediği çeşitli kaynaklarca tam belirlenemeyen yazar. kimileri 70 der kimi 60, 90 var 99 var. aslında burada bahsettiği aptallık aslında tam olarak aptallık değil, yani gerizekalıktan bahsetmiyor üstad, daha çok basiretsizlik, yetersizliktir asıl vurgulamak istediği.
ve türkiye'nin %99'u basiretsiz ve yetersizdir. hatta müslüman ülkelerin hemen hepsi böyledir.
1934 yılında Soyadı Kanunu çıktı, her Türk kendine bir soyadı alacaktı. Herkes kendi soyadını kendisi seçtiği için insanların bütün gizli aşağılık duyguları ortaya çıktı. Dünyanın en cimrileri,eli açık; dünyanın en korkakları;yürekli; dünyanın en tembelleri;çalışkan; gibi soyadları aldılar. Bir mektup yazabilecek zamanda ancak imzasını atabilen bir öğretmenimiz kendisine;çevikel&; soyadının almıştı. Irkçılığın yayıldığı günler olduğundan, özellikle Türklüğü karışık olanlar ırkçılığı anlatan soyadlarını kapışıyorlardı. Her türlü yağmada hep sona kaldığım için güzel soyadı yağmasında da sona kaldım. Bana, ortada böbürlenebileceğim bir soyadı kalmadığından, kendime nesin; soyadını aldım. Herkes nesin; diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim diyede bir soyadı hikayesi vardır ki kendini bilmezlere mükemmel bir örnektir.